Bu konseri yerinde Bergama’da yapalım

Müziğin ruhuma iyi geldiğini düşünüyorum.
Ve çok seviyorum.
Bu yıl pandemi olmasaydı hiç kuşkusuz bu yıl Beethoven adını daha çok duyacaktık. Çünkü 2020 yılı Beethoven’ın 250’inci doğum yılına denk geliyor.
Dünyada da bu yıl Beethoven yılı olarak kutlanacaktı.
Şu pandemi olmasa ne güzel konserler izleyecektik.
Ama şöyle bir şey oldu.
Beethoven’ın ünlü eseri Ay Işığı Sonatı, İzmir Devlet Opera ve Bale sanatçıları Kaya Demircan ve Cengiz Sayın tarafından aranje edildi. Üzerine İlkyaz Mumcu İngilizce sözler yazdı. Dünyanın çeşitli yerlerinde temsillerde yer almış sanatçılarımız Burcu Sayın ve Cengiz Sayın tarafından seslendirilerek hayat buldu. Bergama Asklepion ve AASSM’de gerçekleştirilen çekimlerle bu güzel eser filme alındı.
On Point fikir sahibi oldu, İzmir Büyükşehir Belediyesi, Federal Almanya Cumhuriyeti İzmir Başkonsolosluğu, Bergama Belediyesi sahiplenip hayata geçirilmesini sağlayarak proje ortağı oldu. İzmir Vakfı, Bergama Ticaret Odası, FIJET (Dünya Turizm Gazetecileri ve Yazarları Federasyonu) ve ASİTEM (Anadolu Sinema Ve Televizyoncular Meslek Birliği) projeye katkı koydu. Medusa Medya film çekimleri gerçekleştirdi.
Projenin ilk basamağı 17 Aralık günü videonun youtube yayınıyla başladı. İlerleyen günlerde pandeminin izin verdiği ölçüde sergiler ve konserler olacak.
Tabii ben de youtube’dan konseri izledim.
Ama isteğim bu konseri Bergama’da izlemek.
O Bergama ki;
Pandemiden herkesin kafasını kaldıramadığı ve herkesin sağlık aradığı bir dönemde daha da öne çıkabilir.
Asklepion; antik çağın en önemli sağlık merkezlerinden biri. Dünyanın ilk psikiyatri hastanesi, asırlar önce bünyesindeki seçkin hekimler, çamur banyoları, su ve spa terapileri, meditasyon, telkin, doğal bitkisel karışımlar, masaj, aromaterapi, özel diyetlerin uygulandığı ve ilk dile getirildiği Bergama...
Ve müzikle tedavinin ilk uygulandığı yer.
Sanat güzel şey...
Sağlık da olunca...

 
Ne güzel insanlar aldı şu pandemi

BU nasıl bir virüs inanın anlayamadım.
Bazıları hissetmiyor bile, bazıları küçük semptomlarla atlatıyor.
Boğaz yanması, hafif ateş...
Ama bazılarını ise yatağa bağlıyor.
İyi beslendiğini, iyi spor yaptığını bildiğim insanlar bile süründü.
Ve ne kadar güzel insanları aramızdan aldı götürdü.
Ali Rıza Saysen örneğin...
Ne müthiş bir insandı.
Ne kadar iyi bir dosttu.
Ve tanıdığım en iyi sivil toplumculardandı.
Toplumsal meselelerde hep liderlik yapardı. Konuşur, takip eder, hepimizi bir araya getirirdi.
Türkçe’yi harika konuşurdu; tane tane, olması gerektiği gibi...
Tam bir salon beyefendisiydi.
Güzel bir insanı, iyi bir dostu, bir gönül adamını daha kaybettik.
Nurlar içinde uyusun...

 
Bilime inanın bilime güvenin

AŞI konusunda kafalar karışık...
Karşı olanları elbette anlıyorum, saygı duyuyorum. Bilmediğimiz konularda bizler de danışıyor, konuşuyor, uzmanlarını arıyoruz.
Bu da o konulardan biri,,,
Kamuoyunu yönlendiren mesleklerden biri gazetecilik...
Bizler de güvendiğimiz, inandığımız insanların görüşlerini alarak yazı yazıyoruz.
Ben sadece aşı konusunda değil; hiçbir konuda önyargısı olan biri değilim.
Yani bir tarafım siyah, bir tarafım beyaz olanlardan değilim.
Hayatın renklerini seviyorum ve hiçbir konuya önyargılı olmamaya yıllar önce karar verdim.
Ve bunu uyguluyorum.
Aşı konusu da öyle...
Dediğim gibi işinin uzmanı birçok arkadaşımla konuşarak yazıyorum.
Bilimsel makaleleri takip edip, uluslararası onaylar alındıktan sonra gidip aşımı olacağım.
Hangisi olacağını yine güvendiğim insanlara sorarak yaptıracağım.
Bence siz de öyle yapın.
Araştırın, konuşun, ikna oluyorsanız gidip aşı olun.
Hiçbir şeye körü körüne evet ya da hayır demeyin.
Bilime inanın, bilime güvenin.

 
Sosyal medyayı yine de seviyoruz

YAZMAK gerçekten zor bir iştir.
Siz olaylara bir tarafından bakarsınız, başkası diğer taraftan...
Güzel olan da budur.
Hayatı çeşitlendiren, değerli kılan da budur.
Ben demokrasinin olgunlaşmasını da buna bağlıyorum.
Çoğunluğa, özgürlüğe, daha fazla konuşan insanlara, düşündüklerini kimsenin etkisi altında olmadan söyleyebilenlere...
Sosyal medya bazen bu dengeyi kırsa da, bozsa da yine de bu ortamı seviyor ve destekliyorum.
Gerçi bazen hepimizi asıyorlar, kesiyorlar ama olsun.
İnsanlar daha çok konuşmalı, fikrini daha çok söylemeli.
Zaman zaman benim yazılarıma da ağır eleştiriler oluyor.
Gerçi kırmadan dökmeden yazmaya çalışıyorum ama sosyal medyada doz bazen kaçabiliyor.
Olsun varsın, sosyal medyayı yine de seviyoruz.