Bu fotoğraf bana iyi geldi

İNGİLTERE’deki Brexit tartışmalarını izliyorum. Başbakan Boris Johnson’un erken seçim isteğini Parlamento bir kez daha reddetti. Demokrasinin beşiği olarak kabul edilen İngiltere tarihinin en dalgalı siyasi sürecinden geçiyor.

Haberin Devamı

 


İngiltere’yi şundan dolayı örnek veriyorum.
Alışık olmadığımız tonda tartışmalar İngiltere’de bile yaşanıyor.
***
Türkiye çok kısa sürede çok sayıda seçim ve referandumlar yaptı. Seçimler siyasette kullanılan üslubu her seferinde sertleştirdi. Meydanların dili hiç yumuşamadı. Daha doğrusu yumuşayamadı. Çünkü bir seçim bitti, diğeriyle ilgili takvim başladı. O bitti referandumlar geldi.
İlk defa dört yıllık bir dönemde Türkiye’de seçim olmayacak.
Muhalefetin de bir erken genel seçim talebi yok.
Bunun çok değerli olduğunu hatırlatmak isterim.
Türkiye normalleşmeli, siyasetin tonunu düşürmeli ve gündemini ülkenin acil konularına döndürmeli.
***
O yüzden Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın büyükşehir belediye başkanlarıyla yaptığı toplantıyı değerli buluyorum.
İçeriğinden daha çok verilen fotoğrafın, görüntünün hepimize iyi geldiğini söylemeliyim.
Siyaset imkanlar sanatıdır. Bana göre siyasette diyaloğu hep açık tutmak gerekir.
Erdoğan, konuşmasında şöyle demiş.
“Sizlerin her biriyle şehirlerimizin sıkıntıları, çözüm yolları ve yatırımları konusunda yakın mesai içinde olmamızın gereğine inanıyorum. 11 yıllık başbakanlık ve 5 yılı aşan cumhurbaşkanlığı görevlerimiz sürece hizmet söz konusu olduğunda hiçbir belediye başkanının partisine bakmadık. Siyasi çekişmelerin geçici, buna karşılık ülkemize ve şehirlerimize yapılan hizmetlerin kalıcı olduğu gerçeğini hiç unutmadık. Bu ülke 81 vilayetinin tamamıyla hepimizin olduğuna göre, bu sorunların tespiti ve çözüm yollarının bulunması da bizlerin ortak sorumluluğudur.”
***
Türkiye’nin geçmişte eksik ve yanlış yaptığı şeyler oldu.
Onların başında kentleşme gelir.
Avrupa’yı gezince kıskandığım tek şey; şehirleşmedir, mimaridir.
Kentlerimizi çok kötü kullandık, iyi bakmadık.
Siyaset normalleşirken bu konulara eğilelim.
Herkesin kıskandığı şehirler yapalım.
Böyle bir fırsatımız var.
Elbirliğiyle, işbirliğiyle ama yapalım.

Haberin Devamı

 
Aklıma gelen bazı konuları sıraladım

CUMHURBAŞKANI Erdoğan’ın özellikle İzmir’i yakından takip ettiğini biliyoruz. Hazır fırsat gelmişken bazı projeleri hatırlatmak isterim.
Birincisi Körfez Geçiş Projesi... Cumhurbaşkanı Erdoğan son İzmir mitinginde bu yatırıma özel yer verdi ve mutlaka yapacaklarını söyledi. İzmirlilerin de hazır olduğunu söylemek isterim.
İkincisi çevre yolu... Mevcut çevre yolu Çandarlı’ya kadar uzayacak, çalışmalar tamamlanmak üzere... Ancak kent büyüyor ve trafik sorunu da artıyor. O yüzden ikinci çevre yoluna mutlaka ihtiyaç bulunuyor.
Üçüncüsü Çiğli tramvayı... Siyaset bazen ak olana kara, kara olana ak dedirtebiliyor. Ama İzmir’in tramvayı konusunda bütün partiler hemfikirdi. CHP seçimlerde tramvayı uzatacağı sözünü verdi. AK Parti’nin adayı Nihat Zeybekci bu konuda birkaç adım öteye bile gitti. Çiğli ayağını tamamlayacaklarını, Üçyol’dan Narlıdere, Güzelbahçe’ye uzatabileceklerini ve hatta iki yakanın birleştirilmesi gerektiğini de söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan da bu konuya değinmişti. Şimdi öğreniyoruz ki; bakanlık bazı eksikler bulmuş, büyükşehir bu eksiklikleri tamamlayıp yeniden bakanlığa yollamış. Ve hala imza bekliyor. Uzlaşılan ve mutabık kalınan bir projede neden imza beklendiğini merak ediyoruz.
Dördüncüsü statlar... Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın spora olan ilgisini; özellikle de futbol aşığı olduğunu da biliyoruz. İzmir gibi bir kentin statları henüz bitmiş değil. Alsancak bekliyor, Göztepe bekliyor. Karşıyaka’nın stat meselesi kangren olmuş durumda. Hatta Atatürk Stadı’nı da İzmir’e yakışır hale getirip uluslararası maçlara açmamız gerekiyor.
Bu konuları da hatırlatmak istedim.

Haberin Devamı

 
Hız limitleri

İÇİŞLERİ Bakanlığı “Hız limiti 140 kilometreye çıkarılıyor” haberlerine açıklık getirdi ve henüz hazırlık aşamasında olduğunu açıkladı.
Şunu söylemem gerekir.
Otoyol standartlarımız çok düzeldi, arabaların kaliteleri de malum...
Avrupa’nın birçok yerinde otoyol hız limitleri 140 – 150’lerde...
150’yi bilemem ama 120’nin çok düşük olduğunu söylemem gerekir.

 
Eğitime odaklanalım

AJANS Press ve PRNet’in 2018 yılında yaptırdığı araştırmaya göre Türkiye’deki 0 ila 2 yaş arasındaki çocukların sadece yüzde 0.9’u kreşe gidiyormuş. Kreşe gitme oranı en düşük diğer ülkeler ise yüzde 2 ile Kosta Rika, yüzde 3 ile de Meksika... En yüksek oran Danimarka’da... Hatırlatayım Almanya 1 yaşından sonraki kreşi zorunlu hale getirdi.
Haklılar çünkü...
Bir çocuğun karakter gelişimi 0 – 7 arasında oluyor.
Diyorum ki...
Bir süre için her şeyi bırakalım eğitime odaklanalım.

Yazarın Tüm Yazıları