Paylaş
İzmir Saint Joseph’te...
Benzer çok sayıda okul var Türkiye’de...
Saint Benoit, Notre Dame De Sion, Saint Michel gibi Fransız okulları olduğu gibi İngilizce eğitim veren köklü okullar da var.
Robert, SEV, TED gibi...
Galatasaray’ı da unutmamak gerekir. Galatasaray bu coğrafyanın en kıdemli eğitim kurumudur.
ENKA, Açı, Bahçeşehir gibi son dönemde çok konuştuğumuz okullar da var.
Ben eğitim sektörünün zor ama çok keyifli bir iş olduğunu düşünüyorum.
Yalnız şunu unutmamak da gerekir.
Saydığım bu okulların tamamı bir geleneği, bir istikrarı ifade eder.
Yani bir ekol okulu olmak çok kolay değildir.
Birkaç neslin bu sıralardan geçmiş olması, mezunlarının ülkenin geneline yayılması ve bir kültür oluşturması gerekir.
***
Birkaç haftadır Doğa Kolejleri’nin durumunu konuşuyoruz. Yakınımdaki birçok ailenin çocukları bu okullarda okuyor. Dolayısıyla hepsi bir merak içinde, çünkü çocuklarının eğitimlerinin aksamasını istemiyorlar.
Öğretmenlerin uzun bir süredir konuyu sineye çektiklerini, sıkıntılara rağmen derslere girdiklerini de biliyorum.
Ancak bardak taşınca onlar da bir eyleme girmek zorunda kaldılar.
Veliler de buna destek olunca Milli Eğitim Bakanlığı devreye girdi.
Doğa koleji ile İTÜ Vakfı arasındaki görüşmelerin olumlu gittiği söyleniyor.
Dilerim en kısa sürede bir uzlaşma olur ve herkes rahatlar.
***
Aslında bu örnekten yola çıkarak Milli Eğitim Bakanlığı’nın yönetmelikleri yeniden gözden geçirmesi gerekir. Şehirler büyüdükçe ailelerin eğitim talepleri de artıyor.
Bu kolejlerin önce büyükşehirlerde sonra Anadolu’ya yayılmalarını da anlıyorum.
Çünkü devlet bir yere kadar yetişebiliyor. Özel okul oranı hala çok düşük ve talep de artıyor.
Yine de okul açılma kriterleri yeniden gözden geçirilmeli.
Yüzyılı geçmiş okullar yeni şube açarken yüz kere düşünürken birçok yeni kurum hızlı büyüme yoluna gidiyor.
İhtiyacı ve talebi görmek ve anlamakla birlikte istikrar ve güveni unutmamamız gerektiğini düşünüyorum.
Doğa’lılar da rahat olsunlar; onlar da kısa sürede istikrara kavuşacaklardır.
Maratonumuz da olsun
MARKA kentlerin uzun koşuları, maratonları var. İzmir’in de olsun... İzmir’e uluslararası bir maraton yakışır. Tarihini de veriyorum. 9 Eylül’de ya da o haftanın bir yerinde...
Zaten İzmir’in 9 Eylül’leri bir şenlik havasında, bir festival gibi kutlaması gerektiğini düşünüyorum.
Yakında bir koşu yapılacak. En uzun günde yani 21 Aralık’ta Üçkuyular Vapur İskelesi ile Gündoğdu Meydanı arasında yaklaşık 10 kilometrelik bir halk koşusu düzenleniyor.
“En uzun koşu” adıyla düzenlenen koşu 21.00’de başlayacak. 21.30’ta Karataş Sahili, 21.45’te ise Konak Vapur İskelesi önünden gruplar halinde koşuya katılımlar olacak.
En uzun koşu yetmez, bir de maratonumuz olsun.
En uzun geceye
daha iyi hazırlanmak
BUGÜNÜN pazarlama dünyası artık tematik konuları işliyor. En uzun gece de onlardan biri... Dünya medyasına bakıyorum; her coğrafyadan örnekler veriyor. Bazı şehirler o geceye özel etkinlikler yapıyor. Adeta yıl içinde birkaç yeni yıl kutlaması gibi günler yaratıyor. Böylece hem kentin ekonomisini canlandırıyorlar, hem de turistlerin ilgisini çekmeye çalışıyorlar. Biz daha fazlasını yapabiliriz diye düşünüyorum.
Yeni yıl konserleri kaçmaz
YENİ yıl konserlerine bayılırım. Onlardan biri 24 Aralık akşamı Adnan Saygun’da yapılacak. Teos Kültür Sanat Derneği düzenliyor. Başkanı Melih Ergen; derneğin çok sesli müzikler koordinatörü ise Hakan Cem...
Vivaldi’den Mevsimler, Vitali’den Chaconne, Bach’tan Air çalacaklar.
Alexander Markov ise solist...
İzmir Solistleri Orkestrası da eşlik edecek. Markov, uluslararası üne sahip keman virtüözü; uluslararası birçok ödülün de sahibidir.
Teos Kültür Sanat Derneği; üç yıl önce kuruldu. Teos Yazar Evi Araştırma ve Uygulama Merkezi’nde çalışıyorlar.
Kültür sanat dünyasına, yerel yönetimlerine ve akademik hayata kalıcı izler bırakmış kişilerden oluşuyor.
Ve çok da güzel işler yapıyorlar.
Konseri kaçırmayın derim.
Paylaş