Paylaş
“Louvre Müzesi’ni, Notre Dame Katedrali’ni, Sainte Chapelle’i, Eiffel Kulesi’ni, Champs–Elysées’yi, Sacre Coeur Kilisesi’ni, Seine Nehri’ni, Orsay Müzesi’ni, Euro Disney’i, Versaille Sarayı’nı görmeden Paris’ten ayrılmayın...”
Doğrudur, her biri görülmesi gereken yerlerdir.
Hem tarih vardır; hem sanat, hem kültür; hem geçmiş, hem de gelecek...
Belki bu listeye bir de “Kırmızı Değirmen” anlamına gelen meşhur Moulin Rouge Kabareleri’ni de eklemek lazım. Pigalle semtindeki kabareler, her gece on binlerce kişiyi misafir eder.
Elbette Paris’in o ünlü kafelerini, restoranlarını saymıyorum.
Çünkü bazıları en az Louvre kadar önemlidir.
Bana sorarsanız, bu listeye bir yeri daha eklerim.
Paris’te birkaç günden fazla kalanlar, bu tavsiye edilen turu yapıp, ikinci, üçüncü kez gidenlerin önemli adreslerinden biri de Rungis Hali’dir.
Ben ilk gittiğimde Rungis’ten çok etkilenmiştim.
Rungis, bildiğimiz hallerden çok farklıdır.
Paris’in biraz uzağında adeta bir kasaba kurulmuştur.
Sebze, meyve kasabası gibi...
Belki gıda kasabası demek daha doğru olur.
Uçsuz bucaksız bir alanda, müthiş etkileyici bir yerdir.
Rungis nereden mi aklıma geldi?
Anlatayım.
Geçen gün İzmir Ticaret Borsası Başkanı Işınsu Kestelli ve Yönetim Kurulu Hürriyet’te bizleri ziyarete geldi.
Konu önce İzmir’in EXPO adaylığından açıldı, daha sonra biraz Paris’i konuştuk, Borsa ekibinin Fransa’daki temaslarından...
Işınsu Kestelli; “Paris’teki Rungis’i bilir misin” dedi.
“Bilmez miyim” diye yanıtladım.
Gerçekten de ilk gittiğimde Rungis’ten çok etkilenmiştik, “Niye Türkiye’de böyle yerler yok” diye düşünmüştüm.
İzmir Ticaret Borsası’nın yönetim kurulu üyeleri de Paris’te aynı şeyleri düşünmüşler.
Tabii benim bakışımla onlarınki çok farklı...
Ben sadece bir turist, bu tür mekanlara meraklı olan bir kişi olarak gitmiştim.
Oysa Borsa’nın üyeleri, sektörün içinden geliyor.
Hale giren birçok ürünü üretiyor ya da satıyor.
Çoğunu çok yakından tanıyorum, kendi alanlarında hepsi uzman ve bilgili kişiler...
Bazı bilgiler verdiler, inanamazsınız...
Hal değil sanki gıda kasabası
Rungis Hali; 19 toptancı pazarını kapsayan, 560 hektar alanın üzerine kurulmuş. Toptancılar, üreticiler, ihracat ve ithalatçıların yer aldığı, tarım ve gıda ürünlerinin alınıp satıldığı bir yer... Ama dediğim gibi bir gıda kasabası gibi...
2 bin 260 daimi işletmeci, 4 bin 300 üretici ve 57 bin alıcı bulunuyor ve yıllık ciro 12 milyar Euro...
Rungis, Paris’ten 7 kilometre uzakta... Rungis Uluslararası Pazarı, dünyanın en büyük tarım ticareti platformu olarak biliniyor.
Rungis bölgesinin seçilme nedeni karayolu, demiryolu ve havayolu bakımından kolay ulaşılabilen bir konumda olması...
Zamanla Rungis’in bütün birimleri Avrupa Birliği hijyen normlarına göre yenilenmiş.
Pazar, Fransız hükümetine ait ama işletme Semerris’e ait yani Rungis Ekonomik Gıda Pazarı Yönetimi...
Toptancıların bol, rekabetin güçlü olduğu bu pazarda faaliyet gece 01.00’de başlıyor, sabah 07.00’de bitiyor.
Müşteriler kim mi? Profesyoneller, distribütörler ve restoranlar...
Rungis’de bütün işlemler merkezi muhasebe sisteminden geçtiği için kayıt dışılığa ve haksız rekabete set çekilmiş.
Veteriner kontrolleri ve mal denetimleri tesisin her noktasında bulunuyor.
Pazar atıkları geri dönüştürülüyor veya pazarı ve hemen yakındaki Orly Havalimanı’nı ısıtmak amacıyla yakma fırınına atılıyor.
Rungis model olabilir
Peki, Borsa Başkanı Işınsu Kestelli ve Yönetim Kurulu ne düşünüyor?
Diyorlar ki...
Amerika’yı yeniden keyfetmeye gerek yok ama Paris’i ve özellikle Rungis’i keşfetmeye gerek var.
Çünkü burada farklı bir dünya ve farklı bir işleyiş var.
Kestelli, “Türkiye’de de böyle merkezlere ihtiyacımız var. Hallerdeki kayıt dışılık bizde çok fazla, yüzde 50’nin üzerinde bir kaçak var. Bunun dışında standartlar çok düşük... Hem kaliteyi tutturmak, hem hijyen koşullarını sağlamamız için Rungis gibi yerleri mutlaka görüp örnek almalıyız. Bizler bu alanda iş yapan kişiler olarak bile çok etkilendik” diyor.
Haklı...
Ben de Rungis’e ilk gittiğimde saatlerce vakit geçirmiştim.
Rungis’de, ofis ve depo olarak işyeri açmak için kısa ve uzun vadeli kontratlar kapsamında anlaşmalar yapılıyor. Buradaki işletmelere düşük vergi oranları gibi bazı mali avantajlar da sağlanıyor.
Işınsu Kestelli, şöyle konuşuyor:
“Rungis yeni kanunla gelen uygulamalar için bir yol gösterici olabilir. Geniş bir bölgeye hizmet eden tek hal olması, lojistik olarak stratejik bir noktada konuşlanması, kontrol ve kayıtın tek merkezde yapılması, altyapı hizmetlerinin, sağlık ve hijyen koşullarının mükemmel olması ve alıcı satıcı derinliği, ürün çeşitliliği, devlet kontrolünde profesyonel ve etkin bir yönetim kadrosu olması, işlem saatlerinin düzenliliği ve fiyat oluşumu ve ilanının etkinliği dikkate alınmalı. İzmir Hali birçok hal arasında donanımlı ve iyi durumda bir hal... Ancak yeni yasasının gerektirdiği altyapı konusunda eksikleri mevcut. Bu altyapının olanaklarının geliştirilmesi için mevcut halin yetersiz kalacağı söyleniyor. Yeni bir hal yapılanması söz konusu olduğunda Rungis örnek model olarak ele alınmalı...”
Paylaş