Bir takımın üyesi olmak

Haberin Devamı

Bizim meslek insanın artık 24 saatini istiyor. İnanın yıllarca, ne bayram, ne yılbaşı demeden çalıştık. Şikayetçi değilim, gazetecilik böyle bir meslek... Tutkunuz yoksa, çalışırken eğlenemiyorsanız yapmanız da mümkün değil. Haberin temposu, hızı size tatil yaptırmaz. Böyle olunca hobilere de vakit kalmaz. Kalsa da hep sınırlı, limitli zamanlar içinde yaparsınız. Örneğin; benim birçok arkadaşım deniz tutkunu...
Bazılarının yatları var, bazılarının yok. Aslında olması da gerekmiyor. Eğer yatınız varsa, onunla zaman geçirmeniz lazım. Öyle bizim gibi limitli zamanlarda yatın, teknenin keyfi çıkmıyor. Ama yoksa da sorun değil, bir takımın üyesi oluyorsunuz, yarışlara katılıyorsunuz. Genelde iki haftada bir cumartesi, pazarları...
Her sezon başında arkadaşlara söz veriyorum, ama inanın bir kere bile gitmişliğim yok.
Geçen yıl, eylül ayında Cannes’daki yat fuarına davetliydim. Benim için değişik bir hafta sonu oldu. Çünkü, arkadaşlarımdan dinlediğim bu dünyanın içine girmiş oldum, dünyanın en önemli yat firmalarının temsilcileriyle tanıştım, bazı modelleri gezdim, minik turlar yaptım.
Çok keyifliydi...
Arkadaşlarımın bu tutkularını daha iyi anlamaya başladım. İnsan denizin üstünde başka bir aleme gidiyor, ne kadar stresli olursan ol, aklına gelmiyor. Dört, beş saat çok başka bir işle uğraşıyorsun. Hem beynin dinleniyor, hem de takım olmanın keyfini yaşıyorsun.
Deniz sürpriz demek, her an dikkatli olman lazım, uyumu kaybetmemen lazım.Â
Yarışlar kadar sonrası da güzel... Seramonisi, eğlencesi... Hepsi birer ritüel... Denizde olmanın, denizde vakit geçirmenin keyfini yine ortaklaşa yaşıyorsun. Galiba bu sezon her hafta değil, ama sırf bu keyfi yaşamak için bir, iki kere gideceğim onlarla...

Haberin Devamı

Bir takımın üyesi olmak

Geçenlerde Ege Açıkdeniz Yat Kulübü’nün Komodor’u Mehmet Yaşar Akçay ile sohbet ediyorduk. Kulübün çoğu arkadaşım, hepsinin bu tutkularını biliyorum. Ege Açıkdeniz Yat’ın bir de özelliği var. İstiyorlar ki, bu tutkuyu mümkün olan herkese anlatmak, yaşatmak istiyorlar. İzmir’in denizle daha barışık olmasını, körfezin daha canlı olmasını istiyorlar. Ben de kendilerine katılıyorum. Körfezi bu açıdan cansız buluyorum. Neden yelken, yat yarışlara daha fazla yapılmaz?
Ege Açıkdeniz Yat, bunun için 2013 yılına çok güzel bir program hazırlamış.
Ocak-mayıs döneminde Ege Kış Trofesi’ni, eylül–aralık döneminde Ege Sonbahar Trofesi’ni düzenleyecekler. 13-16 Haziran tarihlerinde ise off shore rotası da bulunan Teos Marina–EAYK CUP’ı bu yıl ilk kez hayata geçirecekler.
Bodrum CUP; her geçen yıl büyüyor, önümüzdeki yıl uluslararası olma şansı bulunuyor. Ege’nin kıyılarında birbirini takip edecek yarışların olması isteniyor.

Haberin Devamı

Mehmet Yaşar Akçay, Alaçatı’daki sörf yarışlarının, marinaların sayısının artmasının yelkene olan ilgiyi de artırdığını söylüyor. Bu da güzel bir gelişme...
Ege Açıkdeniz Yat Kulübü; bu tür eğitimleri ve kursları bir sosyal sorumluluk projesi olarak görüyor. İstiyorlar ki, bu kurslardan engelli vatandaşlarımız da yararlansınlar.
Gelecek yıl, belki de ilk defa engelli dostlarımız için İzmir’de kapsamlı bir kurs ve yarışlar düzenlenecek.

Cannes’daki yat fuarında iki şeyin farkına vardım. Birincisi Türkiye, ikincisi kendi adımaydı.
Öncelikle Türk yatçılığı müthiş atakta... Bunu sadece biz değil, dünyanın dev firmalarının temsilcileri de söylüyor. Mega yat yapımında, Türkler Avrupa’yı fethediyor. Fuarların en gözdeleri Türkler oluyor. Hem üretici, hem de müşteri olarak... İtalyanlar, Amerikalılar, Türkiye’deki temsilciliklerini artırmış durumda. Bizim üreticiler de İtalya’da, Amerika’dalar... Birçok sektörde olduğu gibi Türklerin sesi artık daha gür çıkıyor. Bundan da çok mutlu oluyorum.
İkincisi de kendi adıma... Galiba hem kendime, hem dostlara verdiğim sözü tutmanın zamanı geldi. Her hafta olmasa da arada bir denizde, bir takımın ferdi olarak, Ege Açıkdeniz Yat’ın yarışlarında olmakta fayda var. Çünkü, denizde olmak bana iyi geliyor.

Yazarın Tüm Yazıları