Paylaş
Aslında hepimize de iyi geldi. Ege’de, kıyılarda yaşıyorsanız; baharı tam yaşamadan doğrudan yaza geçiyorsunuz.
Ama bazen öyle bir mayıs yaşıyorsunuz ki, o da yazdan beter oluyor.
El birliğiyle, hep birlikte doğanın dengesini bozduk.
Rize’de sel olurken; İzmir’de 40’ın üzerinde bir sıcaklık var.
İstanbul’daki nem nefes aldırmaz hale gelmişken; Avrupa’nın tam ortası bir felaket yaşıyor.
Hem de Almanya’da...
Avrupa’nın en iyi kentleşmesine, altyapısına sahip Almanya’sında...
Almanya’da şiddetli yağmurun neden olduğu sel nedeniyle 6 bina çöktü, 15 tanesi her an çökme tehlikesiyle karşı karşıya...
Rheinlan-Pfalz eyaletinin Ahrweiler bölgesinde onlarca insan öldü, yüzlerce kişinin kayıp olduğu söyleniyor.
Belçika’da da benzer manzaralar var.
“Bizde hortum olmaz” diye düşünürdük.
Oldu, hem de Alaçatı’da…
Çeşme’nin en çok beğenilen yeri Alaçatı Port’un tam ortasından bir hortum geçti ki, ne ev bıraktı, ne iş yeri, arabalar ters döndü, eşyalar yüzlerce metre ötede bulundu.
Avrupa’nın bu halini görünce kentleşmede sınıfta kalan Türkiye’nin özellikle büyük şehirlerinin nasıl bir risk altında olduğunu daha iyi görelim.
İklim değişikliğinin getirdiği olumsuz etkileri galiba hepimiz hafife alıyoruz.
Belki de bu krizin tam ortasında bir yerdeyiz.
Ve hepimize düşen görevler olduğunu unutmayalım.
Delta başımıza bela olacak
HERKES gibi ben de daha çok dışarıdayım. Çok dikkat ettiğimi, maskemi elimde değil yüzümde tutmaya dikkat ettiğimi özellikle belirtmek isterim. Ama korkarım geçen yıl yaşanan tabloyu yeniden yaşayacağız. Aslında dünyadan da iyi haberler gelmiyor. Pandeminin ilk günlerinden beri Avrupa ve Amerika’yı takip ediyorum. Orada ne oluyorsa; bir buçuk ay sonra bizde oluyor.
Bu Delta mutasyonu başımıza bela olacak şimdiden söyleyeyim.
Los Angeles’ta Delta vakalarının yeniden tırmanışa geçmesi üzerine maske zorunluluğu geri geldi. Şimdilik kapalı alanlarda maske takılacak ama uzmanlar bu hızla giderse maskenin her yerde takılması gerekeceğini söylüyorlar.
Avrupa’da da benzer tedbirler geldi, geliyor.
Bu demektir ki eylül, ekim bizdeki şu an 7 binlerde gezinen vaka sayısı yeniden tırmanışa geçebilir.
Geçmemesi için elbette alabileceğimiz önlemler var.
Türkiye aşılanma konusunda gerçekten müthiş bir performans gösteriyor. Ama buna rağmen iki doz aşısı olanların nüfusa oranı hala yüzde 30’larda olduğuna göre daha alınacak çok yol olduğunu görüyoruz.
Bayramda aşılamaya devam etmeliyiz.
Bunu ısrarla söylüyorum.
Kıyılarda, plajlarda aşı ekipleri dolaşsın. Bu bayramı boş geçirmeyelim.
Sokağa taşmadan müzik
yapmak elbette mümkün
ŞU pandemi bütün hayatımızı değiştirdi. Uzun bir aradan sonra ilk defa geçen hafta Yaşar konserine gittim. Alaçatı’da Club Baba içindeki Hayal Kahvesi’nde çıkıyor Yaşar... Aslında biraz da çekinerek gittim. Hala kalabalıklar içine girerken biraz tedirgin oluyorum. Pakize Sükan ısrar edince, onu kıramadım. Yaşar her zamanki gibi iyiydi. Hepimizin ezbere bildiği şarkıları sahnede seslendirdi. Hayal Kahveleri’nin sahiplerinden Yavuz Kavan’la da tanıştım.
Türkiye’den sonra Almanya’da da yeni mekanlar açmaya başlamışlar. Berlin iyi gidiyormuş; sırada Köln, Düsseldorf, Frankfurt ve Almanya’nın diğer kentleri varmış. Alaçatı’nın en büyük derdi ses... Sokağa taşan müzik insanları rahatsız ediyor.
Kavan; Alaçatı’daki Hayal Kahvesi’nde teknik yatırım yaparak sesi kontrol altına aldıklarını söyledi. Gerçekten de Yaşar şarkı söylerken dışarı çıkıp baktım; müzik kimseyi rahatsız etmiyordu. Bu sene Alaçatı biraz daha iyi... Gerçi kurallara uymayanları biliyorum, duyuyorum. Biz eski Alaçatı’yı, Çeşme’yi istiyoruz. Elbette müziğin de, eğlencenin de olmasını istiyoruz. Ama yeni yerler açacaklar yatırım yapmaları gerektiğini de iyi bilmeliler. İstenince oluyor. Ses perdeleriyle müziğin sokağa taşmasını önlemek mümkün...
Filmlere bile konu olan
Buca Cezaevi artık kapalı
BUCA Cezaevi’nin boşaltılması konusunu bir gazeteci olarak defalarca yazmıştım. Her seçimde, her başkan adayının gündeminde buranın kaldırılıp yerine modern bir yapının yapılması vardı.
Yine Bucalı bir siyasetçi olan Işılay Saygın, burasıyla ilgili çok mücadele vermişti.
Depremden zarar gördükten sonra Adalet Bakanlığı cezaevinin boşaltılmasına karar verdi.
1959 yılından 2021 yılına kadar 600 bin hükümlü ve tutuklu Buca’ya gelmiş.
Ne öyküler vardır kimbilir burada... Ve Yeşilçam’a bile konu olan bu cezaevi; artık kapalı...
Bir semtle anılmış, sembolize olmuş bu yerin iyi değerlendirilmesi gerekir.
Kırık kalbiniz
bir sendrom
yaşıyor olabilir
BATMAN’da yaşayan 71 yaşındaki kadın Kovid-19 nedeniyle yakınını kaybedince yaşadığı derin üzüntü kalp krizine benzer nefes alamama, göğüs ağrısı gibi şikâyetlere neden oldu. Kendisine anjiyo yapıldı ama tıkalı hiçbir damar bulunamadı.
Ve Dr. Fuat Caner teşhisi koyuyor.
“Kırık kalp sendromu...”
Bu hastalığa takotsubo kardiyomiyopatisi deniyor.
Japon balıkçıların ahtapot yakalamak için denize attığı ve takotsubo denilen çanak bu hastalığa ismini veriyor. Kalbin sol üst tarafındaki bir bölgenin yaşanan yoğun üzüntü, keder sonucu şişerek bu çanağa benzemesi nedeniyle Japon doktor Hiraru Sato tarafından bu adı alıyor.
Yaşadığımız dünyayı düşünsenize... Hayal kırıklıkları, üzüntüler, sıkıntılar, zorluklar...
Belki de teşhis koyulmamış o kadar çok “kırık kalp sendromu” yaşayan insan vardır ki...
Paylaş