Bir festivali 33 yıl devam ettirmek

Uluslararası İzmir Festivali’nin bu yıl 33’üncü yılı...

Haberin Devamı

 

Bu işin ne kadar zor olduğunu iyi biliyorum.
Sanata, spora yeterince kaynak ayıramıyoruz.
Ama toplumun gelişmesi, demokrasilerin güçlenmesi, iyi ilişkilerin oluşması için sanat şarttır.
Hele bunu bir festival havasında sürdürmek, İzmir gibi şehirler için olmazsa olmazdır.
İzmir Kültür Sanat ve Eğitim Vakfı’na ve Başkanı Filiz Eczacıbaşı Sarper’e bir teşekkür borcumuz var.
Aslında bir teşekkürün ötesinde minnettarlığımız da var.
Her İzmirli gibi benim de İzmir Festivali sayesinde hayranı olduğum sanatçıları, grupları canlı izleme fırsatım oldu.
Bazılarıyla tanışıp konuşma fırsatım da oldu.
Üstelik gittiğim yurtdışı gezilerde anladım ki İzmir Festivali’nin ünü çoktan Türkiye sınırlarını aşıp Avrupa’ya uzanmış.
Ve bu sayede sanatçılar Türkiye’ye gelip konser vermeye daha sıcak bakıyor.
Hatta gelmek için sabırsızlanıyor.
Bu yılki açılış 25 Mayıs’ta Gülsin Onay’la...
Bu sene konserleri kaçırmamaya çalışacağım.
Şuna seviniyorum.
Fırsat buldukça sanat etkinliklerine gidiyorum.
Görüyorum ki İzmir’de sanata olan ilgi daha da artıyor.
Örneğin Adnan Saygun’da neredeyse boş bir gün yok.
Devlet Opera ve Bale kapalı gişe oynuyor.
Tiyatrolar da öyle...
Bu, İzmir’in bir sanat ve spor şehri olması için büyük fırsat...
Yaz dönemlerinde tarihi mekanlarımız birer konser salonuna dönüşüyor.
Buralarda sanat da bir başka oluyor.
Ama kış için salonlarımız hala yetersiz.
Keşke şu opera binası bitmiş olsaydı.
Keşke daha büyük tiyatro salonlarımız olsaydı.
Tekrar ediyorum.
Bu ilginin oluşmasında, devam etmesinde İzmir Festivali’nin büyük katkısı vardır.
O yüzden İKSEV’e, Filiz Eczacıbaşı Sarper’e teşekkür ediyorum.


Haberin Devamı

Ne konserler izledim

Örneğin Sting’in Efes ve Çeşme konserleri. Müthişti.
Örneğin Elton John’un 2001’deki Efes konseri...
Belki de internetten canlı yayınlanan ilk Türkiye konserlerinden biriydi.
Bu sene açılışa mutlaka gideceğim.
Gülsin Onay çalacak.
Kapanışta da mutlaka konser alanındayım.
1 Temmuz günü Şanghay Filarmoni eşliğinde Fazıl Say çalacak.
Aralarda da vakit buldukça konserlere gitmek istiyorum.
Opera literatürünün en sevilen yapıtlarından Carmen, bu kez karşımıza Flamenco yorumuyla gelecek. Fado’nun en iyi yorumcularından Ana Lains’i dinlemek istiyorum.
Bence sizler de programa bakın.
Yine dopdolu bir festival hazırlamışlar.


Haberin Devamı

Çeşme’de dikkatimi çeken pano

Çeşme’de bazı outdoor panolarında bu not var.
Diyor ki...
“İlçemizde işyeri açmak isteyen vatandaşlarımızın, işyeri açmadan önce herhangi bir mağduriyet yaşamamaları adına faaliyet alanı ve belirledikleri faaliyet alanına uygun tercih ettikleri işyeri alanı ile ilgili belediyemizin Ruhsat İşleri Müdürlüğü’ne başvurarak bilgi ve onay almalarını rica ederiz.”
Hoşuma gitti.
Bir şey mi yapacaksın, gel önce danış diyor.
Sorun çıktığında değil, öncesinde gel başvurunu yap diyor.
Çeşme Belediye Başkanı Ekrem Oran güzel bir iş yapmış.
Keşke şu da yapılabilse...
Bir sokağa giriyorsunuz; yan yana aynı işi yapan esnaf...
Hepsinin iyi iş yapması mümkün değil.
Avrupa’da belediyeler, esnaf odalarıyla birlikte iş birliği yaparak bu stratejilere imza atıyor.
Türkiye’de de bu yapılabilir mi bilemiyorum ama yapılsa iyi olacağını düşünüyorum.

Haberin Devamı

Bir festivali 33 yıl devam ettirmek


 

Saint Joseph’in günü

Okulum Saint Joseph’e torpil geçeyim.
Bir etkinliklerini duyurayım.
Bizim okulun mezunlar derneği iyi çalışır. Ve eski mezunlar birbirlerinden bir şekilde haberdar olur. Daha da önemlisi iyi günlerinde de kötü günlerinde de arkadaşlarının yanlarında olmayı bilirler. Okulun genlerinde böyle bir özellik var. Biliyorum, birçok okulda böyle ama galiba Saint Joseph’te bu çok daha fazla. Örneğin kendi dönem mezunlarımla her ayın son perşembesi toplanmaya devam ediyorum. Aradan on yıllar geçmiş ama hala toplanıp bir araya geliyoruz. Bazılarımız aynı işyerini paylaşıyor, bazılarımız ayı beklemeden her hafta toplanıyor, bazılarımız yurtdışındalar ama gelir gelmez ailesinden önce arkadaşlarını arıyor. Yani böyle bir bağlılık...
Mezunlar Derneği, her mezunun peşindedir. Nerede çalışıyor, ne yapıyor, bir şeye ihtiyacı var mıdır arar sorarlar.
Yeni başkan Yiğit Baysal seçildi.
Genç bir kardeşimiz, o da çok şey yapmak istiyor.
Bir de eski başkanlardan Danışma Kurulu oluşturuldu.
Bugün İzmir Saint Joseph’in geleneksel buluşması var. Herkesin pilav günüdür, bizde ise “Café croissant...”
Bir Fransız okulu için olsun o kadar...
Ama Yiğit’e bir teklifim var.
Bence seneye boyozu da yanına eklesin.
Yani mezunlar gününün ismi “Café croissant ve boyoz” olsun...
Fransızların itiraz edeceğini düşünmüyorum.
Çünkü benim tanıdığım bütün Fransızlar boyoza bayılıyor.
Saint Josephlilerin buluşması bugün saat 15.00’te, okul bahçesinde...
Bu kadarlık ihtimas yapmış olayım.

Yazarın Tüm Yazıları