Paylaş
Oysa hayatta siyasetten başka şeyler de var.
Ve bu çemberin dışına çıktığınızda etrafımızda güzel şeylerin de olduğunu görüyoruz.
İşte o öykülerden birini anlatacağım bugün...
Son yıllarda çığ gibi artan otizm rahatsızlığı İzmir’de önemli bir adım atılmasını sağladı. Oğullarının otizmli olduğunu öğrenen Mimar Nüvit Uyar ve eşi Felsefe Öğretmeni Ayşe Yeşim Uyar’ın hayat rotası bu haberle değişti. Evlatları Ege’yle birlikte hayatlarına yeni bir yön veren Uyar Ailesi, kendilerini otizmli çocuklara adadı. 2010 yılında Anadolu Otizm Vakfı’nın kuruluşunu başlatan Uyar’lar, içlerinde Başbakan Binali Yıldırım, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ve çok sayıda İzmirli’nin de bu gönüllüler arasında yer almasını sağladı.
Anadolu Otizm Vakfı, Avrupa’nın en büyük otizm temel eğitim kampüsünü, kaynaştırma okulunu, dezavantajlı bireyler için tematik üniversiteyi, otizm araştırmaları enstitüsünü, engelli diş operasyon kliniğini, tarımsal yaşam rehabilitasyon köylerini örnek olacak şekilde kurmak amacıyla yola çıktı.
***
Halen Vakfın Başkanlık sorumluluğunu da üstlenen Nüvit Uyar, oğlu Ege’nin otizmli olduğunu 1.5 yaşında anladıklarını söylüyor. Takip eden bir kaç ay içinde otizm gerçeğiyle yüzleşen Uyar Ailesi’nin hayatı da tabii değişiyor.
Nüvit Uyar, hayatlarını şekillendiren gelişme karşısında soğukkanlı davranarak başladıkları mücadelenin öyküsünü anlatıyor:
“İlerleyen yaşımızda nasip oldu bir evlada daha sahip olduk. Biz otizm dünyasıyla 2005 doğumlu oğlumuz Ege’mizle tanıştık. Ege’nin otizmli olduğunu anladığımızda önce kişisel mücadeleyle başladık ardından da bize bir görev ve armağan olduğunu düşünerek şoku atlattık.
Vakfı kurmaya karar verdik, 2 yılı aşan yoğun bir çabayla kurabildik. Vakıf fikrini anlatıp davet ettiğimiz herkes elimizden tuttu. Bu hayır ve eğitim işinde toplumumuzun her kesiminden insanımızı davet etmeye ve bir imece ruhu oluşturmaya özellikle önem verdik. Eski yurttaşlık bilgisi derslerindeki öğretide olduğu gibi millet olmanın koşulu olan, dertte bir arada olmak anlayışına uygun şekilde ve engellilikle mücadele konusunda her kesimi bir araya getirmeyi, örnek olmayı hedefledik. Karar verdiğimiz andan itibaren hayatımız değişti ve bizler, Anadolu Otizm Vakfı’nın tüm mütevellileri, gönüllüleri ve çalışanları, otizmle mücadeleyi sadece evlatlarımız için bir mücadelenin ötesinde tüm engelli bireylere hizmet amacıyla, kutsal görev gibi ele alıyoruz. Vakfı kurmak bize nasip olduğu için şükrediyoruz. Devlete ve toplumumuza örnek olmak istiyoruz.”
***
Anadolu Otizm Vakfı’nın kısa bir süre önce kurulduğunu ama Rıfat Geydirici, Ali Pehlivanoğlu, Rıza Akça başta olmak üzere Hüseyin Özdilek, Mesut Sancak, Timuçin Turan gibi büyük bağışçılarının ve yüzlerce destekçilerinin sayesinde hızlı bir gelişme gösterdiğini belirten Nüvit Uyar, vakıf olarak hayata geçirmeyi planladıkları projeleri şöyle özetliyor:
“Vakfımız, otizmli çocukların ailelerini, onlara destek olmak isteyen hayırsever, duyarlı, bu derdi idrak etmiş insanları bir araya getirdi. Amacı ülkemizde otizm politikasının doğru bir şekilde ele alınması ve çözüm üretebilmesi için bir örneğe dönüşebilmek, bütün Anadolu’da yaygınlaşabilmek. Eğitime başlarken 18 çocuğumuz vardı, 2016 itibariyle 70 çocuğumuza eğitim veriyoruz. 30 çocuğumuza muhtelif burs veriyoruz. 70 çalışanımız var. Bilimsel, çağdaş, dünyada uygulanan eğitimi Türkiye’de uygulayan birkaç kurumdan biriyiz.”
Türkiye’ye örnek olacak kampüs kuracaklar
VAKFIN hedefleri büyük... Bağışlanan 38 dönümlük bir arazide kimsesiz otizmliler için yaşamlarını onurlarıyla sürdürebilecekleri ‘Tarımsal Yaşam Köyü’ projesi yapılıyor. ANOV mütevelli üyesi İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ve ANOV Yönetim Kurulu üyesi ve Seferihisar Belediye Başkanı Mustafa Tunç Soyer desteğiyle Seferihisar’da kurulması düşünülen sağlık temalı üniversite bünyesinde engellilik ve geriatri alanında çalışacak bir enstitü kurulması hedefleniyor.
Nüvit Uyar şöyle konuşuyor:
“Öğrenci sayısı önümüzdeki yıl 100’e çıkacak. Her yıl katlanarak artacak. Öncelikle Ege Koop tarafından bağışlanan arsalarda Avrupa’nın en büyük Temel Otizm Eğitim Kampüsü ve Kaynaştırma Okulu’nu kuracağız. Bu okulda nihai kapasitesinin bin 200 olması ve 450 çalışanı ile hizmet vermesi hedefleniyor. İzmir’de 7 bin civarında otizmli birey var. Bunların 3 bin kadarı temel eğitim seviyesinde ancak bunların onda birine bile maalesef gereken eğitim verilemiyor. Sadece çocuk değil aile de perişan oluyor. Otizm eğitimine gereken önemi vermemenin toplumsal maliyeti hesaplanamayacak kadar ağır.”
Gerçekten de bu kampüs kurulursa Türkiye’ye örnek olur...
Paylaş