Paylaş
Oysa güzel şeyler de oluyor.
Umut verici gelişmeler de yaşanıyor.
Örnek ve güzel hikayelere ihtiyacımız var.
İşte, onlardan birinden size bahsetmek istiyorum.
Adı Muharrem Dayanç...
Müzik eğitmeni, kendine ait müzik okulları var. Kendisi de bağlama çalıyor.
2010 yılından bu yana İzmir’de yaşayan toplumun dezavantajlı kesimlerine yönelik sosyal sorumluluk projeleri üretiyor. Toplumda ötekileştirilmeye çalışılan, görmezden gelinen, yoksul halk çocuklarına müziğin evrensel ve birleştirici dilini kullanarak onları topluma kazandırmayı ve özgüvenlerini arttırmayı, sosyalleşmelerini sağlamayı amaçlıyor. En önemlisi de bu çocukların ve kadınların yaşamda bizlerle birlikte bir arada, eşit şartlarda yaşamalarına, müzikle ve sanatla katkı koymalarını istiyor.
Neler mi yaptı bugüne kadar...
2010 yılında Buca Cezaevi’ndeki mahkum çocuklar için “Hiç kimse suçlu doğmaz” projesini yaptı.
2011’de bedensel ve görme engelli çocuklar için “Sanat engel tanımaz...”
2012’de otistik çocuklar için “Otistik çocuk korosu...”
2014’te lösemili çocuklar için “Müzik umuttur” projesi...
2015’te şiddet mağduru kadınlar için “Notalar şiddete karşı...”
Bu yılki, proje ise mülteci çocuklar için olacak.
Adı “Bestelerle umuda yolculuk” olacak.
İzmir’den dünyaya
barış mesajı vermek
“Bestelerle Umuda Yolculuk” korosu Suriye’deki savaştan kaçıp, İzmir’e sığınmış ve burada iki yıldır yerleşik olarak yaşayan çoğunluğu Suriyeli, Afgan, Pakistanlı, Süryani çocuklardan oluşacak.
Muharrem Dayanç, bu yılki projeyle ilgili şunları söylüyor...
“Aslında bu projeyi hayata geçirmemde beni çok etkileyen iki olay oldu. Cansız bedeni kıyıya vuran Aylan bebek... Tüm dünyada olduğu gibi bende de çok derin bir etki yarattı. Diğer olay ise Kemeraltı’nda geçtiğimiz aylarda bir seyyar satıcı tarafından yere vurulan ve acımasızca dövülen Hasan Amirim adındaki 7 yaşındaki çocuk oldu.
Bu kentte yaşayan bu çocukların en önemli sorunlarından biri kuşkusuz barınma, beslenme, eğitim ancak diğer önemli bir sorun ise kentte bizlerle bir arada barış içersinde eşit şartlarda yaşayacak koşullarının olmaması... Dünyaya İzmir’den barış şarkılarıyla mesajlar vermeyi önemsiyorum. Her yıl binlerce insan bu kentten Ege Denizi’nden Avupa’ya kaçmanın yollarını arıyor.
Biz bu insanların acılarını paylaşıyoruz ve bu kentte onlarla birlikte yaşamak istiyoruz. Benim bu proje ile dünyaya vermek istediğim mesaj tam olarak bu. Projenin diğer kentlere örnek olmasını istiyorum. Burada tek derdimiz barış ortamını sağlamak. Savaştan kaçan çocukları hayata kazandırabiliriz. Biz bu çocukları müzikle, sanatla ve sporla kazanabiliriz. Ben onlara müzik dersi vererek kentte sosyalleşmelerini sağlamak istiyorum. Belki içlerinde çok yetenekli olan çocukları keşfedebiliriz. Bunun örnekleri Avrupa ülkelerinde yaşanıyor.”
***
İzmir milletvekili Selin Sayek Böke projenin uluslararası bir boyut kazanması için UNICEF ve Birleşmiş Milletler temsilcileriyle görüşüyor. Ünlü piyanistler Gülsin Onay ve Fazıl Say projeye destek veren iki sanatçı... Gülsin Onay aynı zamanda UNICEF’in iyi niyet elçisi...
Bence çok anlamlı ve güzel proje...
Hepimiz destek olmalıyız.
Paylaş