Paylaş
Cuma günü herkes gibi ben de ekran başındaydım.
Açıklanacak müjdeye odaklandım.
Ve beklendiği gibi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Karadeniz’de 320 milyar metreküp doğalgaz bulduğunu müjdesini verdi.
Tuna-1 kuyusu Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesinin 175 kilometre açığında yer alıyor.
Rezervin daha da büyük olduğu söyleniyor.
Çalışmalar tamamlanınca daha net öğrenmiş olacağız.
Bu rezervin parasal karşılığının 65 milyar dolar olduğu söylendi.
Bu heyecan parasal karşılığından çok daha önemli başlangıç için...
Çünkü Türkiye için bu da önemli bir eşikti.
Ben olaylara böyle bakıyorum ve her fırsatta da Türkiye’nin geleceğine inandığımı hatırlatıyorum.
Bunu şundan dolayı söylüyorum.
Göreceksiniz bulunan bu doğalgaz rezervinin arkası gelecek.
Önemli olan Türkiye’nin gücünün farkında olmasıdır.
Bizim insanımız siyahla beyaz gibidir.
Bazen çok moralli, bazen de diplerdedir.
Moralsiz olmamız için hiçbir neden yok.
Türkiye’nin kaynaklarının çok güçlü olduğunu unutmayalım.
Sadece doğal kaynaklardan da bahsetmiyorum; insan zenginliğimizi de göz ardı etmeyelim.
Bence yeni bir girişimcilik eko sistemi de kuruluyor.
Zynga’nın 2010 yılında İstanbul’da kurulan Peak oyun şirketini 1.8 milyar dolara satın alması örneğin bu bahsettiğim eko sistemin en güzel örneklerinden biri oldu.
Ben doğalgaz kadar bu haberlerle de heyecanlanıyorum.
Eylül, ekimden çekinmiyor değilim
BİR gerçek var, Kovid 19 salgını bitmediği gibi artan sayılarla devam ediyor.
Başlangıçtaki çekince, korku, panik bugün olmasa da kış aylarıyla birlikte bu gerçekle yüzleşeceğimiz bir gerçek...
Osman Müftüoğlu hocam; AVM’lerde, sokaklarda, tatil beldelerinde teftiş yapmış ve durumun iç açıcı olmadığını yazmış.
“İstanbul, Bodrum sınıfta kaldı” diye de not düşmüş.
Ben de uzun zamandır yazıyorum.
Herkes pandemi yokmuş gibi yaşıyor.
Belki insanlar sıkıldı, belki yazın o rehaveti etkiliyor, belki başlangıçtaki belirsizlikler daha çoktu.
Ama tedbirleri çoktan bıraktığımız bir gerçek...
Ben yine mümkünse evde kalmaya devam ediyorum.
Ama sosyal medyadan mekanları izlemeyi sürdürüyorum.
Geçen yıldan bir farkı olmadığını da görüyorum.
O yüzden sonbahardan çekinmiyor değilim.
Gayrimenkulde önemli
olan istikrardır
GAYRİMENKUL sektörüyle ilgili çok sayıda rapor geliyor. Haziran, temmuzdaki hareketlilik dikkat çekici...
Keşke devam etse ve ekonominin canlılığı da sürse...
Tarihinin en ucuz konut kredilerinin görüldüğü bu iki aydaki talep patlamasını anlıyorum.
Ama beni daha çok ilgilendiren istikrar...
Konut fiyatlarına bakıyorum diğer taraftan...
Yüzde 30’ları geçen fiyat artışları görüyorum.
“Talep varsa fiyat da artar” deniyor ya...
Olmuyor işte...
Bir süre sonra bir balon oluşuyor ve o balonun ne zaman patlayacağını kimse bilemiyor.
Açık yazıyorum.
Türkiye’deki konut fiyatları yüksek...
Bazı bölgelerin fiyatı New York, Londra fiyatlarının üstünde...
Şaka yapmıyorum, rakamları inceliyorum.
Her şey bizim elimizde
ÇOCUKLARIMIZ 31 Ağustos’ta online eğitime başlıyor, 21 Eylül’de de yüz yüze eğitime geçecekler.
Ve dilerim geçerler.
Ben oğlum Atlas’tan izliyorum.
Okulu çok özledi.
Arkadaşlarını, öğretmenlerini çok özledi.
Okulun getirdiği pozitif etkileri de özledi.
Ama büyükler, bizler durmuyoruz.
Alaçatı’nın sokaklarını, Bodrum’u, Marmaris’i, Antalya’yı boş bırakmıyoruz.
Pikniklere, pandemi yokmuş gibi toplanmaya, buluşmaya devam ediyoruz.
Açık yazıyorum.
Böyle giderse çocuklarımız 21 Eylül’de de okullarına kavuşamazlar.
Dijital perhiz nasıl gidiyor?
VALLA benim iyi gidiyor.
Evde oturmakla kalmıyor, elimdeki telefonu daha az kullanmaya da çalışıyorum.
Bu hafta telefonuma gelen rapor beni daha mutlu etti.
Yüzde 26 geçen haftaya göre bir düşüş olmuş.
Hiç fena değil.
Daha da az kullanmaya çalışacağım telefonumu, tabletimi...
Bu detoks bana gerçekten de iyi geliyor.
Paylaş