Paylaş
Etrafımız yangın yerine dönmüş durumda...
Sadece Suriye değil, Ortadoğu tarihinin en kritik günlerini yaşıyor.
Yabancı meslektaşlarımızla arada konuşuyoruz.
Türkiye’de bir günde yaşadıklarımızı bir ayda yaşamıyorlar.
Aslında gündemimizde olan bazı olayları hayatları boyunca yaşamamışlar.
Dolayısıyla bizim hissettiklerimizi, yaşadıklarımızı anlamaları mümkün değil.
Türkiye uzun yıllardır terörle mücadele ediyor ve inanıyorum ki, bir başka ülke olsa çoktan bir kaosun içinde olurdu.
Bu ülkeyi büyük ve güçlü yapan da bu işte...
Tarihi, insanı, geçmiş deneyimleri, toplumun krizleri yönetebiliyor olması...
Afrin’den şehit haberleri geldikçe içimiz yanıyor.
Başımız sağolsun.
Ailelerine sabırlar diliyorum.
Böyle günlerde insanın içinden ne yazmak geliyor, ne de başka bir şey yapmak...
Ama bu ülkenin geleceği için moralimizi yüksek tutmalı ve bir arada olmalıyız.
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu “Evlerimize, işyerlerimize Türk bayrakları asalım” önerisinde bulundu.
Destekliyorum...
Türk bayraklarımızı asalım.
Başımız sağolsun.
Şifa veren sesler çocuk korosu
PROJE çok hoşuma gitti.
Şifa veren çocuklar korosu; İzmir Medical Park Hastanesi’nin desteklediği bir fikir...
Genel Müdürü Veysi Kubba’ya projeyi sordum.
Dedi ki...
“Büyük önder Atatürk’ün söylediği gibi bir milletin sanat yeteneği sanata verdiği değerle ölçülür. Biz bu Türkiye’de ilk kez Şifa Veren Sesler Çocuk Korosu adıyla bir proje başlattık. Sanat danışmanımız Gökçe Eriş ile birlikte tohumları attık. Bostanlı Suat Taşer Açıkhava Tiyatrosu’ndaki Türk Sanat Müziği, Yeşilçam film müzikleri, Türk Halk Müziği ve pop tarzında eserlerin seslendirildiği ilk konser büyük ilgi gördü. Ümit ediyorum ki, gelecekte de minik kalpler ülkemizin önemli sesleri haline gelecek. Sanata, sanatçılara büyük değer veriyoruz.”
Son dönemde özel sektörün sanata olan ilgisi artıyor.
Bu iyi bir gelişme; çünkü sanatın motivasyona ve desteğe ihtiyacı var.
***
Veysi Kubba’nın İzmir’le ilgili bir yorumu da var.
Diyor ki...
“İzmir küresel ölçekte dev bir senfoni orkestrası ancak bir türlü makam tutturulamıyor. Akort ve ritm yapıldığında dünyanın en prestijli kentlerinden birisi olacak.”
İzmir ile ilgili konular birkaç yıl önce yerelde kalır; kendimiz oturup konuşurduk.
Şimdilerde İzmir çok sık Türkiye’nin gündemine geliyor.
Hatta “İzmir’in Kordon’u varsa, İstanbul’un da artık var” sözleri reklam metinlerinde bile yer almaya başladı.
İzmir’in dev bir senfoni olduğuna katılıyorum.
Akort ve ritm ayarına gelince; bu da olacaktır.
İzmirliler yapamayacaksa zaten kim yapacak.
Kemeraltı
projelerini
destekliyoruz
EGE Genç İşadamları’nın desteklenmesi gereken bir projesi var.
Runatolia maratonu...
Egeli genç işadamları tarihi Kemeraltı bölgesine dikkat çekmek için eşleriyle birlikte koşacak.
Her fırsatta yazıyorum.
Böyle bir yer, böyle bir zenginlik bir başka ülkede olsa neler yapılmazdı şimdiye kadar...
Oysa Kemeraltı uzun yıllar kaderine terk edildi.
İzmir’in tam merkezinde ve çok kıymetli...
Gündüz yaşayan, gece girmekten korkulan bir yer...
Aslında 24 saat yaşaması gereken bir yerin değerlendirilmemiş olması çok üzücü...
Kemeraltı için yapılan her projeyi destekliyoruz.
Şu sanal platformlara bir tavsiye
SON dönemde sosyal medyadan örgütlenen gruplar var.
İnsanların sanal ortamda bile olsa bir araya gelmeleri elbette güzel...
Gerçek hayatta bir araya gelirse daha fazla destekleyeceğimizi de baştan yazalım.
Gruplar kalabalıklaşınca; kendilerine “platform” ismini veriyorlar.
Olabilir; itirazımız yok.
Bu platformlarda belli konularda tartışan kişiler, bir süre sonra fikirler olgunlaşmaya başlayınca bir açıklama yapma ihtiyacı hissediyorlar.
Buna da itirazımız yok.
Bir konu ve bir amaç uğruna bir araya gelen bu platform üyeleri sonra bir bakıyoruz; birden fazla konuyu tartışma ve zaman içinde birden fazla konuyla ilgili açıklama yapma ihtiyacı hissediyorlar.
İşte benim buna itirazım var.
Platformların tüzel kişiliği yok, bir hukuki zemini yok, herhangi bir gelişme karşısında alınacak bir muhatabı yok.
O yüzden diyorum; kamuoyunda bu grupların karşılığı olmasını istiyorsanız dernek ya da vakıf çatısı altında toplanır, yapacağınız itirazları bu statüyle yaparsınız.
İşte o zaman karşınızda bir muhatap bulabilirsiniz.
Paylaş