Başarı öyküleri hoşuma gidiyor

Bugün de beğendiğim bir şirketten bahsetmek istiyorum.
14 yıl önce Umut Sevin tarafından kurulan Bilgera Yazılım, “Repzone” platformu ile yapay zekâ teknolojisini kullanarak, saha satış otomasyonu, çoklu kanal ve global satış gibi konularda çalışıyor.
Umut Sevin, dört yıl önce de New York’ta bir ofis açtı.
P&G ve ABD’de start-up şirketlerindeki tecrübesi bulunan Sevin; farklı ihtiyaçlar için geliştirilen diğer platformlarla entegre bir ekosistem kurmayı amaçladıklarını söylüyor.
“İTÜ Innogate Programı” sayesinde ABD’li yatırımcılarla güçlü bir ilişki geliştirdiklerini söyleyen Umut Sevin bu süreci şöyle anlatıyor;
“2015 itibariye tüm yapıyı bulut tabanlı bir platforma taşımaya başladık ve Repzone ortaya çıktı. 2016 sonrasında İTÜ Innogate Programı kapsamında seçilen 8 firma arasına girerek ABD’de üç hafta boyunca müşteri ve yatırımcılarla görüşme sansını yakaladık. Hemen sonrasında da New York’ta ofisimizi açarak Amerika pazarına ürünümüzü sunmak için faaliyetlerimize başladık. Şu anda da tüm dünyada bu platformu sunuyoruz. Bu yıl yüzde 390’lık bir büyüme yakaladık.”
***
Repzone neler yapıyor?
Platform ilk olarak saha satış otomasyon ve veri toplama sistemi olarak kurulmuş. Sonra saha satış ekibi olan firmaların, müşteri ziyaretleri, sipariş toplama, anket uygulama gibi tüm saha süreçlerini; harita destekli, sosyal medya akışlarına benzer bir yapıda anlık takibine olanak sağlamaya başlamış. Amerika’da şirket kurulumu sonrasında da çoklu kanal satış, global satış verisi toplama gibi birçok ek özellik eklenmiş.
***
Sevin şöyle anlatıyor;
“Ekipler resim, video, imza destekli olarak veri giriş imkanları sağlanıyor. Saha satış ekipleri tüm saha satış sürecini uçtan uca platform üzerinden yürütüyor. Müşteriler siparişlerini B2B platformumuz üzerinden girebiliyor. Bölgesel distribütör ve büyük perakende noktalarının satış verileri sisteme aktarılıyor. Böylece firmaların en iyi pratikleri görerek, kendi satış süreçlerinde de iyileştirme yapmalarına olanak sağlıyoruz. Bir noktanın geçmiş satışına bakarak o noktaya sipariş önermek sahada verimliliği belli bir mertebede artırıyor. Bu noktada partner şirketimizle beraber ikinci alanda yapay zekâ ile öneriler sunabiliyoruz. Bu sayede o markette hiç satılmamış potansiyel bir ürünün satışını tetikleyebiliyoruz.”
***
Hep söylüyorum.
Siyasetten uzaklaştığımızda Türkiye’de iyi ve güzel şeylerin olduğunu görüyoruz.
Bu örnekte olduğu gibi yazılım şirketlerimiz harika işler yapıyorlar.
Türkiye’nin yeni dijital merkezi İzmir ve İstanbul olmalı.
İzmir’de böyle bir kümelenme yapmalıyız.

İZQ İzmir’in önemli projesi

MAHMUT Özgener’in İzmir Ticaret Odası Başkanlığı görevindeki en önemli projesi bence İZQ...
İlk günden bu yana destekliyorum.
Çünkü hep hatırlattığım gibi İzmir’in dijital kafalı bir şehir olması gerektiğine inanıyorum.
Bunun için her türlü potansiyel var.
20’nin üzerinde organize sanayi bölgesiyle İzmir önemli bir sanayi şehri...
İzmir’in çevresi yani Ege’nin tamamı da öyle...
İZQ artık İzmir’in projesi haline geldi.
Başta büyükşehir olmak üzere kentin önemli sivil toplum örgütleri de projeye dahil oldular.
İzQ Girişim Portalı’nda ilk eşleşmeler de gerçekleşti.
Portal, firmalar ve kurumlar tarafından sorunların ve ihtiyaç alanlarının tanımlandığı, girişimcilerin ise bu alanları portal üzerinden takip ederek spesifik çözümler ürettiği online bir platform haline dönüştürüldü.
Bence her şey yolunda gidiyor.

Dünyaya yön verenleri
İzmir’e çağıralım

PANDEMİ ne kadar imkan verir bilemiyorum.
Ama İzmir Ticaret Odası’nın başlattığı girişimcilik zirvelerinde dünyaya yön vermiş şirketlerin yöneticilerini görmek isterdim.
Örneğin Biotech’in kurucuları ve pandeminin en güzel haberini dünyaya veren Uğur Şahin ve Özlem Türeci’yi bu zirvede dinlemeyi arzu ederim.
Çok yoğun oldukları kesin ama belki de online bir bağlantıyla bu zirveye katılabilirler.
Ve hatta bu dönemde daha çok Uğur Şahin’in konuştuğunu gördük.
Keşke Özlem Türeci konuşsa, bir de yaşananları onun ağzından dinlesek.
Bu salgın sayesinde adlarını duyduğumuz, şirketlerini öğrendiğimiz çok sayıda insanımız var.
Bence bu isimler mutlaka davet edilmeli ve İZQ böyle bir başlangıç yapmalı.

Bu sefer dönüşümü yapalım

KENTSEL dönüşümde KDV oranı yüzde 18’den 1’e indirildi.
Taşınmaz maliklerinin müteahhitlere arsa payı vermeden dönüşüm projelerini doğrudan kendileri yaptırarak aynı alanda konut inşa etmek istemeleri ve bunun için müteahhitlerden inşaat taahhüt hizmeti almaları halinde, bu hizmetlere genel oranda yüzde 18 KDV hesaplanıyordu.
Uzun bir süre inşaat şirketleri yeni alanlar üzerinde proje yapmak yerine kentsel dönüşüme odaklanmalı.
Her deprem sonrası riskleri hatırlıyoruz.
Oysa deprem gerçeğinden uzaklaşmamız mümkün değil.
Kentlerimiz iyi değil, sağlıksız yapılar çok ve estetik kaygılarımız her gün artıyor.
Bu sefer dönüşümü gerçekten yapalım.