Paylaş
Dileriz; bu bir temennide kalmaz.
Neden mi?
Çünkü, Çeşme’yle ilgili tam dört yıldır bekliyoruz.
Aslında daha öncesi de var.
Mahkemelere taşınan, baştan ele alınan, yeniden planlanan, ama sonuçta yine en başa dönülen Çeşme planını bekliyoruz.
Bu planı yapacak adres de Turizm Bakanlığı...
Bakan Günay, konuşması sırasında Çeşme’ye önemli bir yatırımcı grubun geleceğini söylemiş.
İzmir kamuoyu bu haberi de yakından takip ediyor.
Rus milyarder ve nikel kralı olarak bilinen Mihail Phorov, bundan beş yıl önce Çeşme Çiftlikköy’de bir arazi almış ve buraya yedi yıldızlı bir otel yapmak istediğini açıklamıştı.
Ama bu proje de Turizm Bakanlığı’nın yapacağı planı bekliyor.
Yani, ne inşaata başlanabiliyor, ne de buraya ruhsat verilebiliyor.
Dahası da var.
Çeşme’ye yatırım yapmak isteyen sadece Rus milyarder de değil...
Birçok yatırımcı, birçok proje yine planı bekliyor.
Alaçatı ve Ovacık bölgesinde yeni oteller planlanıyor; bir yanda da golf ve termal turizmini öne çıkaracak yatırımlar konuşuluyor.
Ama dediğim gibi bütün bunlar için önce plan gerekli...
Bakan Günay aslında önemli bir noktaya değindi.
İzmir’le Manisa neredeyse birleşmiş durumda... Ancak, buna rağmen Manisa sanayi teşviki kapsamına alınırken, İzmir bundan muaf tutuldu.
Birçok işletme de ya yeni yatırımlarını Manisa’ya yaptı ya da fabrikalarını taşıma kararı aldı.
İzmir ya da Manisa fark etmez, keşke daha fazla yatarım olsun ama...
Eğer İzmir’e karşı yapılan bir haksızlık varsa... Ki, var...
Bunun ancak İzmir’e yönelik bir turizm teşvik paketiyle aşılabileceğini belirtmekte de fayda var.
Efes Antik Kenti’ni UNESCO’nun Dünya Mirası Kalıcı Listesi’ne sokmak önemli bir hedef... Bergama için verilen mücadele de takdire değer... Ancak, İzmir ve Çeşme turizminin önünü açacak yeni bir plan ve teşvik programı öncelik listesinin başında geliyor.
Ne olacak bu üniversite hastanelerinin hali?
EGE Üniversitesi Tıp Fakültesi Muhittin Erel Amfisi’nde izlediğim panelin adı böyleydi. İzmir Tabip Odası ve Ege Öğretim Elemanları Derneği işbirliğiyle düzenlenen paneli Ege Üniversitesi’nin önceki Rektörü Prof. Dr. Ülkü Bayındır yönetti.
Trakya Üniversitesi önceki rektörlerinden Prof. Dr. Osman İnci son zamanlarda koruyucu hekimliğin yerini “parça başı çalışma” yönteminin aldığını; oysa üniversite hastanelerinin “kar amacı güden bir şirket” gibi düşünülmemesi gerektiğini söyledi. Prof. İnci, mali güçlük çeken 22 üniversitenin Sağlık Bakanlığı’nın protokol taslağını imzaladığını ifade etti.
Türk Tabipleri Birliği İkinci Başkanı ve Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Özdemir Aktan ise, yapılan anlaşmanın ardından, kendi üniversite hastanelerinde başhekim ve yardımcılarıyla, işletme müdürünün Sağlık Bakanlığı tarafından atandığını; geçtikleri yeni binalarında kendilerine iyi davranılmasına rağmen deney ortamında yaşıyor gibi hissettiklerini anlattı. Dekanlıktan, mesai saatleri içinde eğitim yapılmamasına ilişkin üstü kapalı yazılar almaya başladıklarını söyleyen ve başka hastanelerde görevlendirilmiş gibi gösterilerek ödenen ücretleri bir gün geri ödemek durumunda kalacaklarını tahmin ettiğini açıklayan Prof. Aktan’a göre, önerilen global bütçe sisteminde bir öğretim üyesinin para kazanması, ancak başka bir öğretim üyesinin daha az kazanması ile olası.
Getirilmek istenen sistemde üniversite hastanelerinin mali ve yönetsel özerkliğinin ortadan kalktığını; bu durumda bilimsel özerklikten de söz edilemeyeceğini söyleyen her iki konuşmacıya da katılıyorum.
(Prof. Dr. Ülgen Zeki Ok’un kaleminden, okulgen@superonline.com)
10 yılı geride bırakmak
BİR yerel medyayı yaşatmanın, büyütmenin ne kadar zor olduğunu bilirim.
Çıkardığınız gazeteyi, okunur, bilinir hale getireceksiniz.
Bulunduğunuz kentin, bölgenin sorunlarına sahip çıkacaksınız.
Ve haber dışında bir şey vermeyeceksiniz.
Aydın Bilgin’in sahibi olduğu Haber Ekspres Gazetesi, 10’uncu yılı kutladı geçenlerde...
10 yıl yerel bir gazete için uzun bir zamandır.
Haber Ekspres, şimdi olgunluk dönemine giriyor.
Ve çok daha başarılı olacağına eminim.
Paylaş