Paylaş
Müthiş işler yapıyorlar.
Lösemi hastası çocuklarımıza el uzatıyorlar, onların tedavilerini sağlıyorlar.
Daha da önemlisi ailelerinin yanında oluyorlar.
Bunun ne kadar değerli olduğunu öğrenmek istiyorsanız; biraz hastane koridorlarında dolaşın.
Ailelerle konuşun, onların sıkıntılarına ortak olun.
O zaman bu sosyal projelerin değerini daha iyi anlayacaksınız.
***
LÖSEV Medya İlişkileri Sorumlusu ve İzmir İl Koordinatörü Rana Çetin ile geçenlerde konuşuyorduk.
LÖSEV İzmir Ofisi Ege Bölgesi’nde başta İzmir’den Muğla’ya kadar bölgedeki 5 bini aşkın kayıtlı hastaya destek veriyorlar.
Ailelere yönelik sağlıklı beslenme, psikoloji, hukuk alanında seminerler düzenliyorlar.
Bu süreçte bu destekler gerçekten önemli...
Çünkü aileler çoğu zaman kendilerini yalnız ve çaresiz hissediyorlar.
Rana Çetin’den aldığım bilgiye göre Ankara’daki LÖSANTE Hastanesi’nde tedavi başarı oranı yüzde 92’lere ulaşmış. LÖSEV; uyguladığı tedavi yöntemleriyle BM Güvenlik Konseyi’nde danışmanlık yapmaya başlamış.
Tedavi gören çocuklar ve aileleri LÖSEV Köyü’nde ücretsiz barınma, beslenme ve ulaşım imkanlarına sahip oluyorlar.
Bununla da bitmiyor.
Tüm bunların yanında ailelere ayni ve nakdi yardımlarda da bulunuyorlar. Ev eşyasından gıdaya, giysiden oyuncağa kadar...
Ayrıca sağlık ve eğitim bursları var.
Ankara’da bir de LÖSEV Kolejleri var.
Tedavi sürecinde hassas olan, enfeksiyon kapma riski olan çocukların hijyenik ve kendilerini mutlu hissettikleri bir ortam sağlıyorlar.
Dilerim bu imkanların tamamı İzmir için de olur.
***
Bu projelerin gerçekleşmesinde emeği olan, desteği olan herkesi gönülden tebrik ediyorum.
Hepimiz adına teşekkür ediyorum.
Kurbanda destek olalım
LÖSEV İzmir İl Koordinatörü Rana Çetin diyor ki...
“Kurban bağışlarınızı bizim gibi kurumlara yapmanızı tercih ederiz. Lösemi ve diğer kanser türlerinin tedavisinde protein ağırlıklı sağlıklı beslenme olmazsa olmazlardan... Çünkü lösemi ve kanser hastalarının tedavisinde kullanılan ilaçlar vücut savunmalarını yok ediyor. Tedavi sürecinde protein ağırlıklı sağlıklı beslenme, vücut direncini artırarak iyileşmeye önemli katkı sağlıyor. Bizim hastalarımızın büyük çoğunluğunun et alma imkanı yok. O nedenle LÖSEV olarak vekaleten kurban bağışlarını kabul ediyoruz.”
Destek olmaya değer...
Eğitime odaklanmalıyız
EKONOMİDE dalgalanmalar, krizler gelip geçer.
Biz geleceğe bakalım.
Nasıl olacak peki?
Fark yaratarak...
Bunun için de eğitim kalitemizi mutlaka artırmamız gerekir.
Hepimizin yakın çevresinde Avrupa’da, Amerika’da çok başarılı olmuş gençler var.
Hepsi de üniversiteye kadar burada okudular.
Bir kısmı da yüksek lisans ya da daha iyi çalışma şartlarından dolayı buraları tercih ettiler.
Bizim gençlerimize bu imkanları buralarda sağlamış olsaydık, hiçbiri gitmez ya da geri dönerlerdi.
Şimdi bu günlerde, bunları konuşmalıyız.
Eğitimi, yaratıcılığı, hayalleri...
Biliyorum; günlük sıkıntılar çok, hepimizi zorlayan gelişmeler var.
Ama dediğim gibi Türkiye güçlü bir ülkedir; sıkıntılar gelir geçer.
Biz geleceğin kurgulanmasına bakalım.
Zaten bugün yaşadığımız sıkıntıların kaynağı da geçmişte yaptığımız hatalardan geliyor.
Türkiye’nin çıkışı teknolojiden, üretimden, ihracattan geçiyor.
Ve bu insan kaynağımız var.
İmar barışı uyarısı
BİRÇOK belediye başkanıyla konuşuyorum.
İmar barışının devletle vatandaş arasındaki sıkıntıları giderdiğini söylüyor.
Bu meselenin iyi yanı...
Ama aynı başkanlar uyarıyor da; “Hala imalatlar devam ediyor. Ve biz bunları yakından takip ediyoruz. İmar barışıyla ilgili süre tamamlandıktan sonra gereken işlemleri yapacağız” diyor.
Devletin vatandaşına, vatandaşın devletine güvenmesi elbette güzel bir şey...
Ama yasalara da uymamız gerekiyor.
Yasa “İmar barışı 1 Ocak 2018’den önceki yapıları kapsar” diyor.
Başkanlar uyarıyor, “Yapmayın” diyor.
Bence de 1 Ocak 2018’den sonra yapmayın.
Çünkü teknolojiyle, yani havadan görüntülerle bu imalatlar anında tespit ediliyor.
Söyleyeyim.
Cezaları da büyük...
Paylaş