Avrupa’ya Türkiye lazım

BİZDE de dünyada da kriz bitmez.

Haberin Devamı


Son 10 yıldır komşularımızda kaynayan olaylarla uğraşıyoruz.
İran’daki gelişmeler, Suriye’deki iç savaş; Libya’daki, Irak’taki dalgalanmalar, birçok Afrika ülkesindeki istikrarsızlık ve birçok olay...
Bize ne diyemeyeceğimiz bir coğrafyadayız.
Çünkü Türkiye gibi komşularından çok farklı, üreten, üstelik demokrasiye bağlı bir ülke için öncülük yaptığımız birçok olay da var.
Üstelik Türkiye bu ülkelerle sıkı işbirliği içinde, ticaret ve ihracat yapılıyor.
Bazı önemli projelerde Türk girişimcilerinin ve iş insanlarının imzası var.
Türkiye bu ülkelere sırtını dönemez, dönmemeli de...
Diğer bir yandan pandemi...
Gerçekten birçok dengeyi bozan bir olay oldu.
Salgınla birlikte küresel ticarette ezberler bozuldu, hammadde sıkıntıları başladı, lojistik sorunları gelişmiş ülkeleri bile etkilemeye başladı.
Türkiye’nin bunlardan da etkilenmemesi mümkün değil.
Şimdi de Rusya ile Ukrayna arasında yaşanan kriz...
Rusya’nın Donetsk ve Lugansk Halk Cumhuriyetleri’ni resmen tanıma kararı tartışılıyor.
Rusya diplomatik yolları kapatmaz ama kolay kolay da kararlarından vazgeçmez.
O yüzden bu olay da bizi yakından etkiler.
Rusya ile iyi ilişkilerimiz var ve dış ticaret hacmimiz yüksek bir ülke...
Türkiye’ye en çok turist gönderen ülke konumunda...
Ruslar tarım ürünlerimizin de bir numaralı alıcısı...
Ukrayna’dan da son yıllarda turist çok geliyor.
O yüzden turizmde umutlu olduğumuz bu yaz da sıkıntılı geçebilir.
Elbette her krizin geçtiği gibi bunlar da gelip geçer.
Türkiye yoluna devam edecek.
Büyük ülkenin büyük sorunları da olur. Bunları aşmanın yolları güçlü demokrasiden ve güçlü ekonomiden geçiyor.
Türkiye Avrupa Birliği yolundan asla vazgeçmemeli.
AB için de Türkiye vazgeçilmez bir ülke haline geliyor giderek…
Bu süreçte Türkiye’nin de, Avrupa’nın da eksikleri oldu.
Ama bunlar tamamlanmayacak detaylar değil.
Daha iyi bir Türkiye için gideceğimiz yol net.
Türkiye yeniden ve güçlü adımlarla müzakereleri konuşmalı.
Finalde karar yine bizimdir, Türk insanınındır.

 

Haberin Devamı

16 yaşındaki Arda’yı izlerken

Haberin Devamı

SPORU gerçekten seviyorum. Ortaokul yıllarından bu yana da düzenli spor yapıyorum. Ama izlemeyi de seviyorum. Birçok kişi gibi ben de futbolu seviyorum. Alternatif alanlara ilgi duysam da futbolsuz olmuyor.
Ama futboldaki istikrarsızlık beni de soğuttu. İnanın eskisi gibi televizyonun karşısına geçip ya da maça gidip izleme keyfim kalmadı.
Üç büyüklerin ilk 11’lerine bakıyorum.
Birkaç tane Türk futbolcu var.
Yedekler de öyle...
Anadolu takımları da öyle...
Avrupa’da başarı gelse belki biraz motive olurum. Ama ortada bir başarısızlık var; bu kadar yabancıyla da bu işin gitmeyeceği çok belli.
Geçen gün Fenerbahçe maçını seyrederken keyif aldım. Fener iyi olduğundan değil; 16 yaşındaki Arda Güler’i izlediğim için...
Sahada onun heyecanını görünce mutlu oldum.
Takım arkadaşlarının Arda için gayret etmesini de sevdim.
İlk olarak Ankara Saime Naim İlköğretim Okulu’nun bahçesinde arkadaşlarıyla top oynarken öğretmeni merhum Mahmut Şafak onu beğenmiş.
Gençlerbirliği altyapı hocası Muzaffer Ciğerim’e övgüyle bahsetmiş. Arda’yı deneyip beğenen Gençlerbirliği yetkilileri, onu geliştirmesi için önce İlker Dalçiçek’e daha sonra da Erol Tokgözler’e emanet etmiş. Yeteneği kısa süre içinde keşfedilince Fikret Çeliktaş, TFF’nin Ankara Karması’na seçip Arda’yı kaptan yapmış.
Ben işte bu öyküleri seviyorum.
İnanın bu çocuklar oynasın, benim için çok daha anlamlı...

Haberin Devamı


Karşıyaka için yeni bir plan lazım

KARŞIYAKA geleneği olan bir kulüp... O yüzden Göztepe’yi, Altınordu’yu, Altay’ı, Bursa’yı, Gençlerbirliği’ni hep destekliyorum. Türk futbolunda bu kulüplerin önemli katkıları var.
Bir de Karşıyaka gibi çok farklı alanlarda spora yatırım yapan kulüpler var.
20 küsur alanda yarışmacı olmak büyük başarıdır.
Ve bunu 1912’den bu yana yapmaktadır.
O yüzden bu kulüpler sadece sporun konuşulduğu yerler değil; aynı zamanda topluma yön veren sivil toplum örgütleri gibi de çalışırlar.
Karşıyaka futbol takımı mutlaka üst liglere çıkmalıdır.
Bu böyle devam edemez.
Transfer yasağının kaldırılmasına sevinmiştim ama aşı tutmadı belli oldu.
Kendi yağıyla kavrulurken takım daha motiveydi sanki...
Yine tekrarlıyorum.
Bu dönemlerde kulüp başkanlığı yapmak zordur. Başkan Turgay Büyükkarcı da yalnız bırakılmamalıdır. Sorumluluk sadece onda değildir.
Başkan Büyükkarcı da önümüzdeki sezonu şimdiden kurgulamalıdır.
Belli ki bugünün stratejileriyle bu olmayacaktır.
Yeniden, camianın ikna olacağı bir süre içinde, altyapıya önem vererek, futbolun yeni dönem gidişatına uygun ve gerçekleri göz ardı etmeden yeni bir plana ihtiyaç vardır.
Bunu yapalım, yapmalıyız.

Yazarın Tüm Yazıları