Paylaş
İnanın bana her gün bir arkadaşım arayıp yardımcı olup olamayacağımı soruyor.
4 aydır bekleyen var, hatta aylar geçmesine rağmen cevap bile alamayan da çok.
Gerçekten Türk insanına yapılan büyük bir eziyet...
Ve herkes gibi benim de içimi acıtıyor.
İçlerinde iş dünyasından tanıdığım kişiler var.
İhracat yapanlara yeşil pasaport hakkı verildi ama belirli bir kota şartı var.
O da sürekli değil.
Okul için de gidecekler var.
Hatta evli olup da eşinin yanına gitmek için bekleyenler de...
Önce çip krizi dendi, sonra bürokratik işlemler öne sürüldü, tabii ki pandeminin de etkileri olduğu ifade edildi.
Ama Avrupa’da pandemiden iz yok, herkes maskesiz sokaklarda...
Çip krizi gibi sistemsel sorunlar da çoktan aşıldı.
Peki bu bekletme neden, anlamakta zorlanıyorum.
Üstelik aylarca bekletip sonunda da ret cevabı veriliyor.
Harç ücretleri de geri ödenmiyor.
Türkiye’nin Avrupa Birliği sürecinde eksiklikleri olabilir.
Ama doğrusunu söylemek gerekirse Avrupa’nın da eksikleri çok.
Ve artık Türk insanının sabrını sınar bir konum içindeler...
Türkiye gibi Avrupa için önemli bir ülkenin vize konusunda problem yaşamaması lazım.
Serbest dolaşım hakkı tanınan ülkelere bakıyorum da Avrupa Türkiye’ye gerçekten büyük bir haksızlık yapıyor.
Sürekli basın kartına
yeşil pasaport verilmeli
MESLEKTAŞLARIM adına da sırası gelmişken yazmak isterim.
Gazetecilere gri pasaport veriliyor.
Yani görev pasaportu...
Schengen vizesi uygulayan ülkelere gri pasaportla girebiliyorsunuz.
İngiltere ve Amerika gibi ülkeler bu pasaportlara da vize istiyor.
Görev yapan gazeteci arkadaşlarımın hayatını kolaylaştıran bir uygulama gri pasaport...
Ama işlerinden ayrıldıktan sonra pasaportlar geri alınıyor.
Oysa yeşil pasaportu olanlar bu hakka sonuna kadar sahipler...
Önerim şu:
Sürekli basın kartı sahibi olanlara ya da belli bir meslek süresi ve deneyimine sahip gazetecilere de yeşil pasaport verilmeli.
Hayatını mesleğine, ülkesine, demokrasinin güçlenmesine adamış ve önemli bir kamu görevi yapmış bu gazetecilerin de yeşil pasaport hakkıdır.
Bu istatistikler
kafama oturmuyor
İŞSİZLİK oranları açıklandı.
Mayısta bir önceki aya göre 0.3 puan düşerek yüzde 10.9 seviyesinde gerçekleşti.
Nisanda 11.2 seviyesindeydi.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), mayıs ayına ilişkin iş gücü istatistiklerini açıkladı.
Beni daha çok ilgilendiren genç işsizlerin oranı...
15 yaş ve üzeri işsizlik oranı ise yüzde 20.3...
Bu, istatistiklere yansıyan veriler...
Resmi rakamlara göre 5 gençten birinin işi yok.
Özel sektörü, sanayiyi dinlediğimde hep aynı yorumlarla karşılaşıyorum.
“İş var çalışan yok” diye...
O zaman bu istatistikler benim kafamda tam oturmuyor.
Gençler iş aradıklarına göre ve iş dünyası nitelikli insan aradığına göre bu köprüyü kim kuracak?
Bence bu ilişkiyi yönetecek, gençlerimizi doğru yere yerleştirecek ya da iş dünyasının aradığı personeli bulmasına yardımcı olacak kurumlara ihtiyaç var.
İş-Kur var, bu konuda hizmet veren danışman şirketler de biliyorum.
Ama uzun yıllardır bu istatistikler düşmüyor ve yorumlar değişmiyorsa ortada bir sorun var demektir.
Bence herkesin düşünmesi gerekir.
Kariyer planlamalarını
netleştirmek istiyorlar
GENÇLERİN şirketlerden beklentileri de değişti.
Ve elbette işverenin de çalışanlarından...
Ama görüyorum ki bazı işletmeler bu esnekliğe henüz alışabilmiş değil.
Belki pandemi dönemi klasik modellerle çalışan işyerlerini biraz olsun farklı düşünmelerine neden olmuş olabilir.
Ama yine de daha çok yol almaları gereken detaylar var.
Doğru...
Gençlerin aidiyet duygusu eskisi gibi değil.
Doğru...
Gençler daha sabırsız ve iş hayatında net bir kariyer planlaması istiyor.
Doğru...
Gençler çok daha büyük olanaklarla çalışmayı bekliyor.
Bütün bunları anlıyorum.
Şirketlerin de değişen dünyayı iyi takip etmelerini, iş dünyasında değişen kriterleri ve parametreleri kendi kurum kültürüne göre yorumlamalarını öneriyorum.
Çünkü bu esnekliğe sahip kurumlar, şirketler gelecekte çok daha başarılı olacak.
Siyasi kulisler hareketli
TÜRKİYE, 2023 Haziran’ında seçime gidiyor.
Yaz ağustos sıcaklarıyla devam ediyor.
Eylül de öyle geçer; okul telaşı, geç yapılmış tatiller...
Belki ekim de böyle geçip gider.
Türkiye, kasımdan itibaren siyaseti daha çok konuşacağı zorlu bir sürece giriyor.
Siyasi kulisler şimdiden haraketli...
O yüzden güzel bir tatil yapın.
Paylaş