Paylaş
Özellikle Türkiye Voleybol Federasyonu ile yapılan organizasyonlar çok ses getirdi.
BVA Balkan Cup, ardından U18, U20 ve U22 Avrupa Şampiyonası, CEV Continental Cup ve son olarak U19 Dünya Şampiyonası’na ev sahipliği yaptı İzmir...
Bu arada Körfez Festivali, 100. Yıl Yelken Yarışları, Açık Deniz Yüzme Yarışları ve Yüzme Bilmeyen Kalmasın kampanyaları da dikkat çekiciydi.
Şimdi de 16-20 Kasım tarihlerinde yapılacak PWA World Cup var sırada...
Etkinliğin başında Avrupa şampiyonu, dünya üçüncüsü ve Türkiye şampiyonu bir sörfçü var; Çağla Kubat...
Çağla ile Türkiye’de çocuklar ve gençler kategorisinde ilk kez düzenlenecek PWA öncesi konuştuk.
15 ülkeden 100’ün üzerinde sporcuyu bir araya getirecek PWA Slalom World Cup’un ana temasının da Alaçatı’daki doğal sörf alanının korunması olduğunu vurgulayan Çağla Kubat, “Alaçatı rüzgarı dünya çocuklarını birleştiriyor. Bu rüzgar bitmezse her yıl çok daha fazla çocuk İzmir’e gelecek ve Alaçatı her zaman dünyanın en iyi sörf merkezlerinden biri olarak kalmaya devam edecek. Plajlar veya işletmeler, sörf alanı olarak ilan edilen dünyadaki diğer yerlerdeki gibi başka alanlarda olmalı. Yüzmek ve eğlenmek ile sörf yapmak farklı iki konu. Lütfen bu sese kulak verin, daha fazla çocuk spor yapsın, daha fazla çocuk ekran başından kalkıp doğa ile bütünleşsin. Çocuklarımız doğa ile mücadele etmeyi ve doğanın gücünü kullanmayı öğrensin” diyor.
Bir Çeşme; Alaçatı aşığı olarak ben de Çağla Kubat’ı destekliyorum.
Aslında Gençlik ve Spor Bakanı Dr. Mehmet Kasapoğlu Alaçatı koyunu “sörf bölgesi” olarak ilan etmişti. Bu önemli bir adımdı. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ile Çeşme Belediye Başkanı Ekrem Oran da Alaçatı’nın korunmasına büyük özen gösteriyor.
Çağla Kubat’ın bir çağrısı da var. “Alaçatı’daki sorun, doğal güzelliğinin kişiler veya işletmeler tarafından ranta dönüşmeye başlaması. Bakanlık ve belediyeler, rantı engellemek için gerçekten çok çaba sarf ediyor ve bunu görüyorum. Ancak toplum olarak bizler de bu çabalara destek vermeliyiz.”
Çevre ve doğamız konusunda toplum geçmiş yıllara göre çok daha duyarlı...
Alaçatı da; sörf de korumamız gereken değerlerde...
Kışın Alaçatı daha güzel
ÇAĞLA Kubat İzmirli… İtalyan Lisesi’ni birincilikle bitiren, İTÜ Makine Mühendisliği mezunu, Avrupa şampiyonu, Dünya üçüncüsü ve Türkiye şampiyonu bir sörfçü. Türkiye’de sörf sporunun en sembol isimlerinden...
Amerikalı eşi Jimmy Diaz ile birlikte Alaçatı’da yaşıyor artık...
Her yıl yüzlerce çocuğun denizle, sörfle buluşmasına olarak sağlıyorlar.
Biraz konuştuk; o da benim gibi düşünüyor.
Alaçatı’da, Çeşme’de hayat bir harika. Hele kışın; Temmuz, Ağustos dışında Çeşme’de olmak insana çok daha iyi geliyor.
Aslında giderek böyle bir trend var.
İnsanlar hibrit çalışmaya alıştıkça; mesafelerin önemi azaldıkça kıyılardaki hayat kışları daha hareketli geçmeye başladı.
Bodrum bir hayli yol kat etti.
Eğitim ve sağlık açısından Çeşme’nin çok önünde gidiyor.
Çeşme’nin İzmir’e olan yakınlığı elbette bir avantaj ama okul ve sağlık tesislerinin artması gerekir.
İşte o zaman kış nüfusu Çeşme’nin daha da artar.
Rakip İspanya da boş durmuyor
TURİZMDE işler iyi gidiyor. Hem turist sayısında, hem de gelirlerde önemli artışlar var.
Rakiplerimiz de boş durmuyor.
Örneğin İspanya İngiliz turistler için 90 gün kuralını kaldırıp süresiz olarak kalmalarını sağlayacak yasal düzenlemeler yapmak istiyor.
AB üyesi olmayan ziyaretçiler 3 ay bir ülkede kalabiliyor.
Brexit’le birlikte İngilizler için yeni bir dönem başladı.
İspanya, AB yetkililerinden İngiliz tatilciler için bu kuralı gevşetmesini istiyor.
İspanya Turizm Bakanı Fernando Valdes, kısıtlamalardan muaf tutulmak istediklerini açıkladı.
İspanya endişesinde haklı...
Gelen 84 milyon turistin 17 milyonu İngiltere’den geliyor.
Türkiye önümüzdeki yıllarda göreceksiniz en fazla tercih edilen ülkeler arasına girecek.
Sadece tatillerde değil; hayatlarını Türkiye’de geçirecek yabancıların da sayısı artacak.
Bunun için de hazırlıklar yapmalıyız.
Bir hissede bile
ortak oluyorsunuz
ENFLASYONİST ortamlarda insanlar tasarruflarını korumak için alternatifler arıyor. Kriptolar ve borsalara ilgi giderek artıyor. Gerçi kripto dünyasındaki dalgalanmalar borsaya kaçışı hızlandırdı ama Türkiye hala bu eko sistemde en fazla takipçiye sahip... Şu bir gerçek... İnsanlar kulaktan dolma bilgelerle, eş dost tavsiyeleriyle paralarını bir yerden bir yere yatırıyor. Canı yanmış o kadar çok insan varken bunu nasıl yapabiliyorlar anlamıyorum. Oysa borsada aldığınız tek bir hisse bile sizi o şirkete ortak eder. Araştırmadığınız, bilmediğiniz, tanımadığınız bir yere ortak olur musunuz? Olmamalısınız. Ama oluyorlar sonra da binlerce mağdur ortaya çıkıyor. Oysa Türkiye’de iyi analistler var. Aracı kurumlar yatırımcıları için analiz raporları hazırlıyor ve bunları kamuoyuyla paylaşıyorlar. Günübirlik karlar peşinde koştuğunuzda da kaybediyorsunuz. İnandığınız şirketlere ortak olun ve sabırlı olmayı bilin.
Paylaş