Paylaş
Bunu zaten bekliyorduk.
AB’nin seyahatlerde kullanılmak üzere hazırlayacağı aşı sertifikasında hangi aşıların geçerli olacağına AB üyelerinin kendileri karar verebilecek.
Tabii bizim olduğumuz Çin aşısını kabul edip etmeyeceğini merak ediyoruz.
Aslında şöyle de bir gerçek var.
Hangi ülkenin aşısından daha çok antikor öne çıkacaktır. Gelişmiş ülkeler bile aşı konusunda sınıfta kaldılar.
Hala nüfuslarının yüzde 5 ila 10’u arasında aşılama yapabildiler.
Çünkü yeteri kadar aşı yok ve çalışmalar hala devam ediyor.
Öyle gözüküyor ki; ancak önümüzdeki sonbahardan sonra yenileri piyasaya sürülecek ve aşılanma oranları biraz artacak.
Dolayısıyla kimse merak etmesin, Çin aşısını da bir süre sonra Avrupa kabul edecektir.
Üstelik Türk aşılarıyla ilgili çalışmalar da hız kazandı.
Hürriyet’ten Musa Kesler Kayseri Üniversitesi’nin FAZ 2 çalışmasına gönüllü olarak katıldı.
Kendisiyle konuştum; aşının hiçbir yan etkisi olmamış.
Kısa süre içinde üçüncü faza da geçecekler.
Bu çalışma sadece Türkiye’de değil; seçilmiş bazı ülkeler ve bölgelerde de olacak.
Bu coğrafya aşılar konusunda hep başarılı olmuştur.
Yerli aşımızın da öyle olacağını düşünüyorum.
O yüzden bence herkes aşıya ulaşmaya baksın ve aşılansın.
Sonrasını Avrupa Birliği kendisi bilir.
Herkes karantinasını kendisini uygulasın
ADI konmasa da salgında üçüncü dalganın içindeyiz. Bazı ülkeler başında, bazıları tam ortasında...
Kıta Avrupası yeniden tedbirleri sıkılaştırmayı konuşuyor.
Tam kapanma isteyenler de var.
Yaz aylarında hiçbir ülke bunu yapamayacağı için mart ayının son günlerinden mayıs ortasına kadar yeni yasaklar gelebilir.
Ki;
Ben en başından bu yana Almanya ve Fransa’yı yakından takip ediyorum.
Oralarda bir kıpırdanma olduğunda iki haftaya kalmadan benzer gelişmeler bizde de oluyor.
Ve ne yazık ki; Almanya’dan da, Fransa’dan da önümüzdeki günlerde yeni yasaklar gelecek gibi duruyor.
Türkiye’nin gerçekleri ve zorlukları ayrı...
Önce sağlığımızı düşüneceğiz elbette ama işin ekonomik, sosyolojik, psikolojik boyutlarını da unutmamak gerekir.
Kendi karantinamızı uygulamazsak inanın nisan, mayıs zor geçecek.
Herkesin bunu bilmesi gerekir.
HES kodunu sormadan müşteri almayın
HES Kod ile restoranlara, lokantalara girilmesi önerisini ilk yazanlardanım.
Yasaklar gevşetildi ama HES uygulaması bazı kentler için geçerli.
Örneğin son olarak İstanbul HES zorunluluğu getirdi.
Geçen gün kahve içmek için bir yerde mola verdim. Alsancak’ın bilinen adreslerinden birinde garson yanıma geldi ve HES kodu istedi.
İlla da valiliklerin bunu zorunlu yapmasını beklemeyin.
Her işletme genel uygulamaların dışında kendi tedbirlerini de alabilir.
HES kodunu sormadan müşteri almayın.
Bizde borsada oynanır dışarıda yatırım yapılır
İNANILMAZ olaylar oluyor.
Hepsi de çok üzücü...
Kadın cinayetleri devam ediyor, şiddet sürüyor.
Antalya’da annesini, babasını ve ablasını pompalı tüfekle öldürdükten sonra intihar eden Mustafa Gider’in hikayesi de hüzünlü...
Halası Nimet Güler, “Yeğenim Bitcoin yüzünden, önce 250 bin TL’sini, daha sonra 65 bin TL ve arabasını, en son arkadaşından aldığı 35 bin TL’yi kaybedince bunalıma girdi. Yeğenimi Bitcoin yaktı” demiş.
Türk borsası bugüne kadar görmediği kadar hesap sayısına ulaştı.
Kripto paralarda Türkiye Avrupa’da birinci, dünyada dördüncü sıraya yükseldi.
Tasarrufların borsada değerlendirilmesini destekliyorum.
Ama bizde borsa bir kumar gibi görülüyor.
Sabah alan, akşama doğru aldığı kağıdı satıyor.
“Borsada oynamak” kavramı herhalde bizde geçerlidir.
Çünkü borsada oynanmaz, borsaya yatırım yapılır.
Beğendiğiniz, geleceğine inandığınız şirketlere ortak olursunuz.
Ve bunu yıllarca taşırsınız.
Benim bildiği borsa böyle bir kavramdır.
Pandemi döneminde insanlar daha çok evde kalınca borsaya, kripto paralara merak sardı.
Dünyadaki bol paranın da etkisiyle bütün varlıklarda değer artışı oldu.
Buralarda balon var mı yok mu, her şey normale döndüğünde daha iyi göreceğiz.
Bakın Antalya’daki olayda da bir aile yok oldu.
Altında başka nedenler de olabilir. Ama ilk ifadelerde Mustafa Gider’in bitcoine para yatırdığı, sonrasında bunalıma girip bu olayı yaptığı gerçeği ortaya çıkıyor.
Bilmediğiniz, uzmanı olmadığınız işe girmeyin.
Her konuda olduğu gibi bu konunun da uzmanları var.
Danışın ve finansal okur yazarlığınızı geliştirin.
Paylaş