Paylaş
Sevgili Rıza, gerçekten de gönlünden geçenleri kaleme dökmüştü.
On binlerce engelli vatandaşımızın düşüncelerine tercüman olmuştu.
Engelliler Haftası’nda Rıza Mutkilioğlu’nu köşemde yeniden konuk ediyorum.
Size göre ortada aşk varsa; engelli olup olmamak fark eder mi?
Engeller çıksa da aşk bunları darmadağın etmez mi?
Sonuçta kazanan aşk olmaz mı?
Aşkın engel tanımadığını hem yaşadım, hem de gözlerimle gördüm ve tanık oldum.
Zaten kazanan hep aşk olsun...
İnsanlar mutlu olsun...
Rıza Mutkilioğlu’nun kaleminden...
¡
“Engelliler ve aşk...”
Bizi, hayata bağlayan en önemli heyecanlardan biridir aşk. Aşkı birkaç cümleyle tanımlayamasak da gerçek olan şudur ki, başımıza geldiğinde her şeyimiz değişir. Ya engellinin aşkı? Çeşitli handikaplar çıkar gençlerimizin karşısına. Karşı cinsle yakınlaşmanın zorluklarından başlar sorunlar ve aşkın yaşanması sırasında da devam eder.
Engelliyle engeli olmayan diğer bir genç arasındaki aşklarda, erkeklerimiz daha şanslı galiba... Çünkü kadınlarımız hayata ve topluma karşı daha cesurlar... Aşk duyguları fiziğin çok ötesine geçiyor. O yüzden engellilerin tüm engellere rağmen yaşamayı başardığı aşklar, daha büyük saygıya layıktır.
İster engelli-engelsiz, isterse engellilerin aşklarını sürdürmek inanılmaz güçlüklerle devam eder. Yaşadığınız sorun, dünyadaki her şeyden çok sevdiğiniz kadının gözlerine bakamamanızdır bazen... Çoğu zaman dokunamaz hayallerinizde yaşarsınız. Bunlar sis perdesinin ardındadır yaşadığınız aşkta. Düşünün, delice sevdiğiniz eşinize bir kez bile sevdiğinizi fısıldayamamak nasıl bir ruh hali yaratır insanda. Yaşamınız boyunca hiç duymamak sevildiğinizi, fırtınalar yaratmaz mı acaba yüreğinizde. Sevgilinize sandalye yardımıyla yaklaşarak, tekerleklerin izin verdiği ölçüde sarılabilmektir aşkı ölümsüz kılan belki de. Hiçbir zaman el ele yürüyemeyeceğini, birlikte koşamayacağını anladıktan sonra yaşamaktır.
Kesin olan bu aşkların bazen çiftleri daha çok kenetlemesidir. Dışarıya açılamayan ama birbirine kenetlenen insanlar... Yoğunlaşan duygular...
Zihin engelli çocuklarımızın sevgileri de platonik bir aşkı andırır çoğu defa. Sevdikleri insana delice bir tutkuyla bağlanırlar. Onu mutlu etmek için ellerinden gelen her şeyi yaparlar. Bir Rambrand tablosunu seyreder gibi saatlerce bakabilirler gözlerine sevdiklerinin. Hiçbir çıkar veya önyargı yoktur duygularında. Tek istekleri, karşılık görmesidir aşklarının.
Engellilerin diğer bütün konularda olduğu gibi aşkta da tek beklentileri eşitlik... Yasal anlamda, kendilerinden başkalarıyla aynı haklara sahip olmak... Duygularıyla da kendisini eşit hissedebilmek... Gelin; bu haftadan başlayarak, tek koluyla sevdiğine sarılan bir gence uzaylı gibi bakmayalım. Sağır dilsiz bir karı-kocanın fantezilerini merak etmeyelim. Karşımızdan gelen tekerlekli sandalyeli bir gence, sadece günaydın diyelim. Benim bir zamanlar yaptığım gibi... Doğuştan kör bir ressamla renk kavramını tartışmaya çalışmayalım.
Sadece; hep birlikte, keyif alarak yaşamanın mutluluğunu tadalım.”
¡
Tekrar teşekkürler, sevgili Rıza...
Bize gerçek aşkların engel tanımadığını yeniden hatırlattığın için…
Paylaş