Altınordu’yla bir kez daha gurur duydum

İmza törenin yapılacağı şişme çadıra Altınordu’nun Başkanı Seyit Mehmet Özkan ile birlikte girdik. Portatif tribünde gençler Özkan’ı görünce ayağa kalktı. Alışık oldukları ritüele başladılar.
Özkan, “Nasılsınız çocuklar” dedi.
Gençler de “İyiyiz başkanım size de günaydın...” diye yanıt verdiler.
Ve hep birlikte Altınordu marşını seslendirdiler.
Başkana rica ettim, “Beraber fotoğraf çektirelim” dedim.
Ricamı kırmadı, gençlerin arasına oturduk, işte bu pozu verdik.
Hepsi pırıl pırıl gençler...
Başkan Özkan ayağa kalktı, “Bak dedi, bu Bodrumlu Muhammed... Bu Karantina’lı Veysi, bu Antalyalı Osman, bu Bucalı Ahmet...”
Tek tek saymaya başladı.
Başkana takıldım, “Nasıl aklında tutuyorsun” diye...
Çünkü, Altınordu’nun Torbalı Tesisleri’nde 200 genç sporcu kalıyor.
Hepsinin ismini biliyor, nereli oldukları hatırlıyor, ailesiyle olan öykülerini anlatıyor.
“Ben burada yaşıyorum Deniz” dedi ve ekledi...
“Benim hayatım bu gençler, onların başarısı için çalışıyorum. Ama daha doğrusu ben Türkiye’ye bir model yaratmaya çalışıyorum. Altınordu daha iyi olacak, bütün kulüplerin kurtuluşu da bu model olacak...”
Ben o gün nasıl mutlu oldum, size anlatamam.
Gözlerim doldu, tüylerim diken diken oldu.
Herkes adına umutlandım.
Doğru bir eğitim sistemiyle nasıl başarılı gençler yetiştirebileceğimize bir kez daha şahit oldum.
Seyit Mehmet Özkan, cennetlik bir adam...
Bu gençlerin hem ağabeyi, hem ailesi, hem rehberi...
Gençler de Türk sporu da çok şanslı...
Ele avuca sığmayan, her an enerji patlaması yapabilecek bu adam, herkese ders veriyor.
Elini attığı her kurum değişiyor, güzelleşiyor, örnek oluyor.
Başarının tesadüfi olmadığını görmek için Altınordu tesislerine gitmeniz yeterli...
Gidin ve görün, siz de gurur duyun...

Değerler ortaklığı
sözünü çok sevdim

AXA Sigorta, Altınordu Futbol Kulübü’nün “Değerler Ortağı” oldu. Dikkatini çekerim kuru bir sponsorluktan bahsetmiyorum. Değerler ortaklığı diyorum. AXA, dünyada bir başka kulübü daha destekliyor, o da Liverpool... Liverpool da İngiltere’nin Altınordu’sudur. Belki ismi daha büyüktür, ama inanın Altınordu’nun yaptıkları Liverpool’dan daha az değildir. Değerler ortaklığı sözünü çok sevdim.
Çünkü Altınordu, Türk futbolu için gerçekten de önemli bir değer...

Onlar yapıyor da
biz niye yapamıyoruz?

17 milyon nüfusa sahip Hollanda’da 1 milyon, 67 milyonluk Fransa’da 2, 82 milyon insanın yaşadığı Almanya’da 7 milyon futbolcu var. Almanya ile aynı nüfusa sahip Türkiye’deki lisanslı futbolcu sayısı ise 500 binin altında. Almanya, 3.5 milyonluk gurbetçi Türk nüfusundan Mesut Özil, Hakan Çalhanoğlu, Nuri Şahin, Halil ile Hamit Altıntop gibi damarlarında Türk kanı taşıyan onlarca dünya çapında yıldız oyuncu çıkarıyor. Türkiye ise 30 milyon nüfus arasından bir elin parmaklarını geçmeyecek sayıda oyuncu yetiştirebiliyor.
Atletic Bilbao, nüfusu yüzbinlerle ifade edilebilen İspanya’nın BASK bölgesinden bulup çıkardığı oyuncularla La Liga tarihinde küme düşmeyen üç takımdan biri konumunu yıllardır koruyor ve her sezon Avrupa kupalarında mücadele ediyor.
10 milyonluk Portekiz’in Porto takımı son 10 yılda öz kaynağından yetiştirdiği oyuncuların satışından 88 milyon euronun üzerinde gelir elde etti. Benfica, bu rakamı ikiye katlayıp 192 milyon euronun üzerine çıktı. Fransız Lyon, sadece son 4 sezonda 195 milyon euronun üzerinde transfer geliri elde etti. Türkiye’ye dönüp baktığınızda bu rakamların tam tersine tüm kulüplerin transfer zararı ettiğini görebilirsiniz.
Peki nasıl başarıyorlar? Cevabı çok net Altınordu gibi yapıyorlar.

Altınordu neyi nasıl yapıyor

ÇOCUKLARIN futbola başlama yaşını 6’ya kadar düşürdü, ülkemizin 129 ayrı noktasında kar amacı gütmeden futbol okulları açıp 12 bin öğrenciye ulaştı.
Futbol okulu öğrencilerinden yaşları 8 ile 13 arasında değişen 14 ayrı elit takım kurdu, uluslararası boyutta dev turnuvalar organize ederek çocukların uluslararası rakipler karşısındaki durumlarını vitrine çıkardı, okuldaki tüm çocuklara futbol dışında da eğitimler verdi.
Kısacası, yarın Altınordu A Takımı forması giyecek çocukları daha 6 yaşından itibaren bir eğitim formatı içerisine dahil etti.
Üstelik sadece futbol eğitimi de almıyorlar.
İngilizce, Türkçe, sosyal medya, iletişim, satranç, Altınordu tarihi, dünya futbol tarihi gibi konularda düzenli dersler alıyorlar.
Tesis içerisinde oyuncuların sahibi olduğu bir tarım alanı, bir de besi hayvanları alanı var. Oyuncular kendi sebzelerini tarım alanında yetiştiriyor, kendi sütlerini sağıp yumurtalarını topluyor. Her şey organik... Kısa bir süre sonra marangoz atölyesi de hizmete açılacak.
Burası bir anlamda eski köy enstitülerinin modern hali. Oradaki gelenek yaşatılıyor.
Daha anlatılacak çok detay var, ama Altınordu müthiş bir model...