Paylaş
Dış ticaret fazlası veren, sanayide önce bir ülke Almanya...
Ve iki ülke arasında sıkı bağlar var.
Alman yatırımcılar Türkiye’ye her zaman ilgi duyuyor.
Türk sanayiciler de Almanya’ya ihracat yapıyor.
Koronalı günlerde en çok merak ettiğim konulardan biri de iki ülke arasındaki ilişkilerdi.
İçerisinde Alman-Türk Ticaret ve Sanayi Odası üyelerinin de bulunduğu, dünya çapında tüm Alman Dış Ticaret Odaları’ndan 4 bini aşkın üye firmanın ekonomik beklentilerini ortaya koyan büyük bir anket gerçekleştirildi.
Ankette firmaların üçte ikisi ekonomik konjonktürün kötüye gidecek olmasından endişeli. Katılımcı firmaların yarısı önümüzdeki 12 ayda işlerinin azalacağını düşünüyor, Türkiye’den katılan firmaların sonuçlarına bakıldığında ise bu oran yüzde 60’a yakın.
***
Firmalar en büyük ticari riski ürün ve hizmetlerine talebin azalmasında görüyorlar. Yine dünya çapındaki şirketlerin yaklaşık yüzde 70’i korona salgınının etkisi olarak seyahat kısıtlamalarını görüyor. Türkiye’de ise bu oran daha da yüksek, yüzde 78 oranında.
Türkiye’de şirketlerin sadece yüzde 16’sı hastalık ve diğer nedenlerle üretimde aksamaları salgının işlerine etkisi olarak görürken, dünya çapında bu oran yüzde 22 olarak rapor ediliyor. Bu anket sonucunda sanayide üretim kapasitesinin korunmasına büyük öncelik veren bir ekonomi politikasının etkisi görülüyor. Global ankete katılan Alman firmaları, temsilcilikleri ve Almanya ile yakın ticari ilişki içerisinde olan 4 bin firmanın yüzde 41’i hizmet, yüzde 38’i sanayi ve inşaat sektörlerinde, yüzde 21’i ise ticari işletme...
***
Tabii bizi ilgilendiren Almanların Türkiye’ye olan ilgisinin devam edip etmediği...
Alman-Türk Ticaret ve Sanayi Odası üyelerinin yüzde 5’i daha çok yatırım yapmayı planladığını, yüzde 14’ü ise Türkiye’ye yatırımlarının aynen devam etmesini beklediğini belirtiyor.
Volkswagen’in Manisa’yla ilgili kararının devam ettiğini düşünüyorum.
Dayanışma mesajı değerli
ALMAN-Türk Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Dr. Markus C. Slevogt, “Ticari gelişmeleri etkileyebilecek en büyük risklerin likidite ve finansman, döviz kurları ve ürün, hizmetlere talep olduğunu görüyoruz. Bu süreçte birbirimizle dayanışma halinde olmamız, kendimizi ve çevremizi virüsün etkilerinden korumaya çalışırken geleceğe de umutla bakmamız faydalı olacaktır” diyor.
Ben de katılıyorum.
Hepimiz için bu dönem ilginç oldu.
Hem birçok konuşu test ettik, hem de yeni dünyanın ve yeni normalin ne olacağını düşündük.
Almanya ve Türkiye ilişkileri Avrupa’nın geleceği için bundan sonra daha da önem kazanacak.
Yenilikçi yaklaşımlar
daha da önem kazanacak
ALMAN-Türk Ticaret ve Sanayi Odası Genel Sekreteri Dr. Thilo Pahl ise önemli bir konuya dikkat çekiyor.
Diyor ki...
“World Business Outlook anketinde üyelerimizin yüzde 26’sının ticari durumlarının iyi, yüzde 51’inin ise normal seyrettiğini görüyoruz. Fakat üyelerimizin yüzde 59’u işletmelerinin durumlarının önümüzdeki 12 ayda kötüye gidebileceğini düşünüyor. Bu kaygıların küresel düzeyde de benzer oranlarda olduğunu görmek çok önemli. Bu tür salgınların sonrasındaki dönemlerde daha üretken ve yenilikçi bir ekonomik hayata yol açtığını da unutmamalıyız.”
Ben de bununla ilgileniyorum.
Yenilikçi yaklaşımlarla...
Herkesin ortak görüşü pandemi sonrasında yeni bir dünya olacak.
Yeni normalin kurullarını hep birlikte şekillendireceğiz.
Ve bunu fırsata dönüştürmek, ülkeler arası ilişkileri sadece ekonomik olarak değil, sosyal ve kültürel açıdan da ilerletmek önem kazanacak.
Türkiye, Avrupa için değerli ve önemlidir.
Türkiye’siz Avrupa olmaz
BEN Türkiye’nin Avrupa yolculuğunu bırakmaması gerektiğini düşünüyorum. Daha da önemlisi Türkiye’nin Avrupa’ya faydalı ve lazım olduğudur.
Türkiye’siz bir Avrupa düşünülemez.
Bunu koronalı günler öncesinde de defalarca yazmıştım, şimdi altını çizerek yazıyorum.
Demokrasimiz için AB çıpası önemlidir.
Avrupa için de dinamik bir Türkiye’yle işbirliği, güçbirliği gelecek dönemin en stratejik adımı olacaktır.
Dilerim pandemi sonrasında Avrupa Birliği bu süreci yeniden gözden geçirecektir.
Paylaş