Alaçatı manifestosu geliyor

ŞÖYLE bir alışkanlığımız var.

Haberin Devamı

 

Her yer, her şey birbirine benzesin istiyoruz.
Oysa her yerin kendine özgü özellikleri, güzellikleri var.
Marmaris’in Bodrum’a benzememesi, Fethiye’nin Kaş’tan farklılaşması lazım.
Bir Alaçatı’nın özelliklerini kaybetmemesi lazım.
Biz ne yapıyoruz?
Kuşatıyoruz, alışkanlıklarımızla bir yere gidiyoruz, sevdiğimiz bir yerde gördüklerimiz yeni keşfettiğimiz yerde de olsun istiyoruz.
Bakın; Türkiye çok güzel bir ülke...
Herkes yurtdışına çıkıyor, geziyor ama birkaç gün sonra ülkesini, yaşadığı kenti özlüyor.
Türkiye böyle bir yer; şahsen ben biraz uzaklaşınca özlüyorum, bir an önce dönmek istiyorum.
Çok kültürlülüğü seviyorum, insanımızın o sıcak yapısını seviyorum.
***
Bir süredir popüler olan tatil beldelerinden şikayetler yükseliyor. Örneğin Alaçatı...
Herkesin anlata anlata bitiremediği, gelmek için sabırsızlandığı, tatili uzatmak için bahaneler ürettiği Alaçatı ilk defa eleştiriliyor.
Çünkü sakin sakin çalan o müzik gitti yerine bangır bangır müzik geldi.
Çünkü mekanların sayısı arttıkça gelen sayısı da arttı; bu sefer yürüyecek yer bile kalmadı.
“Çünkü...”ler çok...
Özetle biraz ayar kaçtı gibi gözüküyor.
Aslında bu sadece Alaçatı’nın sorunu değil, dediğim gibi tatil beldelerinde benzer şikayetler yükseliyor.
***
Yazın ortasında Fazıl Say, sosyal medyasından bir Alaçatı paylaşımı yaptı.
Ben de onu köşeme taşıdım.
Fazıl Say’ın önerisini yıllardır ben de yazıyordum aslında...
Fırsat bulunca tekrar etmek istedim.
Elbette destekleyenler oldu ama bir trol grubu da söylemediğini bırakmadı.
“Asıl siz gidin” demeye bile getirdiler sözü...
Oysa bizim önerimiz şuydu.
İyi müzik olsun, canlı müzik olsun, mekanlardan süzülen müzik insanları bir kez daha gelmeye teşvik etsin, müzik dinlerken insanlar aynı zamanda konuşabilsin...
Bu kadar basit...
Müzik ruhun gıdasıdır deniyor ya; bazıları bunu başka türlü anlıyor.
Neyse...
Şimdi bir manifesto hazırlanıyor.
Çeşme Belediye Başkanı Ekrem Oran’ı uzun yıllardır tanırım.
Ekrem Başkan diyor ki...
“Kuralsız bir yer olmaz. Biz eski Alaçatı’yı yeniden getireceğiz...”
Buna kesinlikle inanıyorum.
Eski Alaçatı Türk turizminin asıl amacı olmalı, eski Alaçatı hepimizin vizyonu olmalı.
Manifesto hazırlanıyor; alışkanlıkların hemen değişebileceğini düşünmüyorum.
Ancak gelecek yıl için büyük bir adım atılacağını biliyorum.

Haberin Devamı

 
Alaçatı’daki tahsisler
yeniden gözden geçirilmeli

Haberin Devamı

ALAÇATI demişken bir konuya daha değinmek isterim.
Büyükşehir yasası değişti, il özel idarelerle ilgili yasa da değişti.
Böyle olunca bu çatılar altındaki mülklerin bazıları belediyelere, bazıları ilgili bakanlıklara geçti.
Alaçatı’nın meydanı, tam merkezindeki alan müftülüğe devredildi.
Adresi tarif edeyim.
Alaçatı’nın sembolü olan Köşe Kahve var ya, oradan yine sembollerden Sailors Cafe’nin oraya kadar olan alan ve eski belediye binasına kadar olan alan...
Alaçatı’nın çok beğendiğim bir camisi var.
Müthiş bir mimari ve yine Alaçatı’nın göbeğinde...
Bence orası bu görevi yerine getiriyor.
Birçok sevdiğimiz dostumuzu bu camiden uğurladık.
Ama söylediğim alan, Alaçatı’nın en önemli meydanıdır.
Bana göre bu tahsis mutlaka gözden geçirilmelidir.
Bakın Türkiye turizmde iddialı bir ülke...
Turizmimizi çeşitlendirmek zorundayız.
Dediğim gibi her yeri her yere benzetmemeliyiz.
Tatil beldelerinin karakterlerini korumalıyız.
Turizmde sıkıntılı birkaç yıl geçirdik ama tanıtımları kesmemeliyiz.
Alaçatı’da verdiğim örnek gibi bazı tahsislerde hassas davranmalıyız.
Türkiye çok daha fazla turisti getirmeli ve daha fazla katma değer üretmeli.
O yüzden dikkatli, geleceğe dönük kararlar almalıyız.
Ben bu kararın gözden geçirileceğine eminim.

Haberin Devamı

 
Türkiye’ye örnek olmalı

GEÇEN gün Çeşme’de, Alaçatı’da yürürken kalabalık hoşuma gitti. Hava da güzeldi ama benim moralimi yerine getiren turistlerdi. Bazılarıyla Alaçatı’da meydanda kahve içerken sohbet ettik.
Bir Japon gruptu...
Çeşme’yi, özellikle Alaçatı’yı çok duyduklarından bahsetti.
Eylül’ün son günlerinde biraz daha sakin bir Alaçatı’yı bulduklarından memnun olduklarını söylemeyebilirim.
Kalabalıktan şikayetçi değilim.
Ama etrafa atılmış masalardan yürüyecek yer bulamayan turistleri de biliyorum.
Bakın demokrasi böyle bir şeydir.
Düzen, kurallar vardır ve herkes bu kurallara uymak zorundadır.
Kafasına göre, kendi isteğine göre işler yürümez.
O zaman bir keyfiyet ortaya çıkar.
Türk turizmi atak yapacaksa işte bu kuralları vakit geçmeden koymalıdır.
O yüzden Çeşme Belediye Başkanı Ekrem Oran’ın hazırlıklarını takip ediyorum.
Bir Çeşme manifestosu bütün Türkiye’ye örnek olacaktır.

Haberin Devamı

 
Daha iyisini yapabiliriz

O Japon gruba şunu da sordum;
“Birkaç yıl öncesine kadar daha sık tur otobüsleri görüyordum. Bir süre ara verdiniz. Neden?”
Şöyle yanıt verdiler.
“Türkiye’ye seviyoruz. Ama bir dönem çok olumsuz haber çıktı. Uçak krizi, Suriye gibi olaylar galiba hepimizi etkiledi...”
Tanıtım süreklilik isteyen bir şey...
Haberler çıkabilir ama bizim bu haberlere cevaplarımız olmalı.
Oldu da; devletimiz sık bilgilendirmeler yaptı.
Ama belli ki yetmemiş.
Turizmde daha iyi olmalıyız.
Türkiye’nin büyük potansiyeli var ve daha iyisini yapabiliriz.

Yazarın Tüm Yazıları