Akıl tutulması

Bugün yaşadıklarımızın size göre başka tarifi var mı?
Sosyologlar böyle diyor.
“Türkiye 80 ihtilalinden bu yana en zor, en kritik günlerini yaşıyor. Bir akıl tutulması yaşanıyor” diyorlar.
Böyle dönemlerde “sağduyulu olmaktan” başka verilecek bir başka mesaj yok aslında...
Kim ne derse desin, kim ne yaparsa yapsın; karşı taraf olayları, yaşananları soğukkanlılıkla, olgunlukla, hoşgörüyle karşılayacak.
Zor olduğunu biliyorum.
Ama en azından taraflardan birinin, birilerinin bu basireti göstermesi gerekir.
Sağduyulu olmaya, sağduyulu davranmaya çalışmalıyız.

Daha ne desin

İş Bankası Yönetim Kurulu Başkanı Ersin Özince’nin Milliyet’teki tespitleri çok netti.
“Yurdumuzun bir bölümünde yatırım yapılırken kaygı duyuluyorsa, ‘Ekonomimizin çoğunluğu Batı’da bu yüzden de ekonomi iyidir’ diye düşünmek doğru değil...”
Daha ne denebilir ki...
“Gerginliği, huzursuzluğu, sıkıntıları silsile ile hayatın her alanında yaşıyoruz. Ülkedeki huzursuzluk birçok konunun önüne geçti. Ekonomimizde önceliği, güvenlik ve huzursuzluk aldı.”
Daha ötesi var mı; daha ne denebilir ki...
“Türkiye’nin yeniden bir çıkış yapabilmesi lazım. Bunun için parlamentonun, ülkemizi, gücünü Türk toplumunun ihtiyaçlarına cevap verme arzusundan alan bir hükümete kavuşturmasını bekliyoruz...”
İtirazı olan var mı; ne denebilir ki...
“Güçlü hükümet kurulmazsa kolay kolay iyi yarınlara kavuşacağımızı düşünmüyorum. Bu kadar karmaşa varken; güçlü bir hükümet teşkil edememişken ekonominin sağlığından bahsetmek doğru olmaz...”
Şehitlerin geldiği bir yerde, ekonominin, iktisadın konuşulması zordur.
Ersin Özince röportajı uzun; ben çarpıcı bölümlerini aktardım, okumak isteyen 9 Eylül tarihindeki Milliyet’ten bulup okuyabilir.

Kimse siyaset dışı çözümler aramasın

Söyler misiniz; demokrasiden başka, demokrasi içinde kalmaktan başka bir yol var mı?
Konuşmaktan, diyalogla çözmekten başka bir alternatifiniz var mı?
Masaya oturup el sıkışmaktan, anlaşıp uzlaşmaktan başka bir çareniz var mı?
Yok...
Olmaz...
Olamaz zaten...
O yüzden yine çözüm siyasetten gelecek.
Eğer bugünün siyasetçileri bunu başaramıyorsa; yarın gelecekler yapacak.
Zaten sorun da burada...
Asıl siyaset yapması gerekenler bugün siyasette değil.
Kaçamazlar, kaçmasınlar...
Türkiye yeni çözümleri yine Meclis’inde aramalı.

Cila düşerse

Societe Generale, artan tansiyondan dolayı, Türkiye’nin hızlı büyüyen piyasa olarak cazibesinin azalmakta olduğunu açıkladı. Phoenix Kalen imzalı raporda “Siyasi kargaşa, güvenliğe yönelik tehditler, enflasyonun yeniden artması, makro temel göstergelerdeki bozulmalar ve yapısal reformların uygulanmasına uygun bir ortamdan kaynaklanan büyüyen zorluklarla karşı karşıya” denildi. Bu kısa özetten “siyaseti” çıkarıp, yerine “kamuoyunun desteğini alan hükümet” yazın; bütün diğer unsurlar birkaç ayda lehimize dönecektir, inanın... O yüzden cila düşmeden; bir an önce siyasi istikrara kavuşmak şart.

Unutulur mu?

Polisimizi kızının yanında şehit ediyorlar. O kızımızın bunu unutması mümkün mü, bu yapılanları bu ülkenin unutması mümkün mü? Siz insan mısınız?