Paylaş
Birkaç kere yazdım.
İzmirli Osman Kibar’ın kurduğu şirketin ABD’deki piyasa değeri 12 milyar dolar olarak gösteriliyor.
Üstelik teknoloji şirketi Samumed’in ürünleri henüz test aşamasındayken...
Bir de ürünler piyasaya çıktıktan sonra neler olabileceğini siz düşünün.
Meslektaşım İsmet Berkan haber verdi, çünkü o da Samumed ile ilgili gelişmeleri yakından takip ediyor.
Berkan’ın notlarından aktarıyorum.
***
Samumed ilk aşama yatırımcılarının çoğunun Türkiye’den olduğu, Türkler tarafından kurulan ve yönetilen ABD
merkezli bir biyo-teknoloji şirketi. Kök hücreye dayalı olarak çok sayıda ümit vaat eden ilaç üzerinde çalışıyorlar.
Amerika için bile bugün ulaştığı 12 milyar dolarlık şirket değeriyle büyük bir başarı öyküsü.
Tabii Türk yatırımcıların da bu şirket değerinin, hatta daha fazlasının realize olmasını arzuyla beklediği bir şirket Samumed...
Pek çok ilacı, ilaçların lisans alması için gereken aşamalarda...
Erkek kelliğine ve artirit gibi çok yaygın şikayetleri ya tamamen ortadan kaldıracak ya da çok hafifletecek ilaçlar Amerikan gıda ve ilaç dairesi FDA’den onay almak yolunda.
Samumed’in geliştirdiği ilaçlardan biri de, ender görülen ama ciddi bir akciğer rahatsızlığı olan “idiopathic pulmonary fibrosis” in tedavisini öngörüyor. İlaç halen doğru dozajın belirlenmesi için insanlar üzerinde deneniyor, yani “Faz 1” diye adlandırılan aşamada ve nadir görülen bir hastalıkla ilgili olduğu için de FDA tarafından “orphan drug” olarak niteleniyor.
İşte henüz piyasaya çıkma izni dahi almamış olan bu ilaç geçen gün ABD’li ilaç devi United Therapeutics tarafından 350 milyon dolara satın alındı. UT, ilaca ayrıca ilacın ömrü boyunca telif hakkı da ödeyecek.
***
Diyorum ki...
Bunları yapan bizim arkadaşlarımız, dostlarımız...
İzmir’de yetişmiş, İstanbul’da okumuş, ABD’de kendilerine başarı öyküleri yazan insanlarımız...
Bu gençlerimizi Türkiye’de tutacak formülleri geliştirmeliyiz.
Onların araştırma yapabilecekleri ortamları yaratmalıyız.
Ve belki de...
Tersine göçle yeni fikirleri burada hayata geçirmelerini sağlamalıyız.
“Türkiye nasıl düzlüğe çıkar” diye birbirimize soruyoruz ya...
Cevabı bu örneklerde var işte...
BU BİR REKOR
305 kiloluk orkinos yakaladılar
BU sene gidemedim ama yakından takip ettim.
Balık yarışmalarına ilgi her geçen yıl artıyor.
Bence sezonu uzatmak adına önemli aktiviteler bunlar...
Columbia PFG Alaçatı Big Fish Turnuvası onlardan biriydi. Gözalan Grup da sponsorlardan.
Turnuvayla ilgili bazı notları sizinle paylaşmak istedim.
* Bu yılki slogan “büyük balığın peşinde”ydi.
* Bir rekor kırıldı. Fidato ekibi tam 305 kiloluk mavi kanat bir orkinos yakaladı.
* 63 tekne katıldı.
* Cem Boyner, Bülent Delican, Gökhan Çarmıklı, Turgut Konukoğlu, Eyyüp Necimoğlu, Erkut Soyak, Bülent Akgerman gibi tanıdık isimler vardı.
* Turnuva organizatörlerinden İlknur İçingir; yakala-bırak-yaşat temasının ön planda tutulduğu organizasyonda yaklaşık yarım ton balığın doğaya bırakıldığını açıkladı.
* Bluefin ekibi yakaladıkları 126 kiloluk orkinos ile ikinci oldu. Üçüncü Old Sailors ekibi oldu, 75.50 kiloluk bir mavi kanat orkinos yakaladılar.
Gençlerimiz doğanın
değerini büyüklerden
çok daha iyi biliyor
COLOMBİA PFG Alaçatı Big Fish Turnuvası’nda hoşuma giden bir etkinlik de vardı.
TED İzmir Koleji, turnuvaya bir farkındalık projesi ile katıldı. “Deniz ve Sahil Atıkları Çocuklarımızın Elinde Sanata Dönüşüyor” isimli proje kapsamında Deniz Ticaret Odası işbirliği ile açılan “TED Denizcilik Kulübü” öğrencileri, 15 Eylül Dünya Çöp Toplama Günü’nde Güzelbahçe sahilinden topladıkları atıkları Port Alaçatı Marina’ya getirerek dev bir balık heykeli yaptılar.
Türk Eğitim Derneği Meşale Fonu’na bağışlanmak üzere açık artırma ile satışa çıkarılan balık heykelini Team Wanda adına iş insanı Murat Tarman satın aldı.
Hem doğanın farkında oldukları, bunu bir etkinlikle kamuoyuna anlattıkları için çocuklarımıza, hem de eğitime destek amaçlı bu heykeli alanlara teşekkür ederim.
Altınordu bize neleri hatırlattı?
GEÇENLERDE İzmir Büyükşehir Belediyesi Altınordu’nun altyapı yatırımlarında kullanılması için 4 milyon liralık desteğini açıkladı.
Bence çok yerinde bir destek oldu.
Altınordu sonuna kadar bunu hak ediyor.
Hatta daha fazlasını da hak ediyor.
Türkiye’de Altınordu gibi bir tane daha örnek gösteremezsiniz.
Her kriz bize yeni şeyler öğretiyor.
Gerçi faturası ağır oluyor ama sorun değil.
Bizim kulüplerimiz altyapıya eğilmek zorundadır.
Çıkış buradadır.
80 milyonluk bir ülkenin gençlerine spor ve sanatı sevdirmeliyiz.
Bu da bir programla olur.
Eğer gençlerimize yeteri kadar olanaklar, alternatifler sunarsak başarı da beraberinde gelecektir.
Altınordu bize bunu hatırlattı.
Paylaş