Paylaş
Bazı şehirlerimiz Avrupa’nın birçok ülkesinin nüfusundan bile fazla...
Avrupa’nın birçok bilinen kentinin nüfusu 1 milyondan biraz fazladır.
2 milyonu geçenler ise sayılıdır.
Londra’nın 7 milyonluk nüfusuna bakmayın, çoğu kişi banliyölerde yaşar, merkezin kalabalığı 7 milyonun yarısı bile değildir.
Paris de öyledir, 6 milyon 300 bin nüfus görünür, ama Parisliler merkezden uzakta yaşarlar.
Berlin, Madrid 3.5 milyon değildir.
Yani neredeyse 5 milyona yaklaşan nüfusuyla İzmir’in altındadır.
Bütün veriler gösteriyor ki, İzmir bu hızla önümüzdeki 25 yıl içinde 7 milyon nüfusa sahip olacak.
Bu süreci iyi yönetmek gerekir.
Nitelikli bir göç alır, iş olanakları sağlanırsa İzmir, Avrupa’nın yıldızı olur.
İleri teknoloji üreten, katma değerli hizmetler sunan ve turizmiyle öne çıkan bir kent haline gelir.
Ama dediğim gibi bu süreci iyi yönetmek gerekir.
O yüzden altyapı için şimdiden kafa yormak lazım.
Belki de geç kalındı.
Geç kaldığımız birçok şeyin olduğunu görüyorum.
İkinci çevre yolu
hazırlıkları tamam
İZMİR milletvekili, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hamda Dağ geçenlerde bir açıklama yaptı.
Dedi ki...
“İzmir’e ikinci bir çevre yolu için çalışıyoruz...”
Bu iyi bir haber...
Ben de uzun zamandır bunu yazıyorum.
Mevcut çevre yolu İzmir’in yükünü bir süre daha taşır.
Ama alternatifler getirmek gerekir.
Çünkü, İzmir’in kuzeyinde yapılaşma arttı, üstelik sanayi yatırımları da hızlandı.
PETKİM ve TÜPRAŞ’ın Aliağa bölgesinde olması, Çandarlı Limanı’nın önümüzdeki yıllarda daha aktif kullanılacak olması bu yatırımları zorunlu kılıyor.
Hamza Dağ’a ikinci çevre yoluyla ilgili takvimi sordum.
Şöyle cevap verdi...
“Biz hazırlıklarımızı bitirmek üzereyiz. Projenin ana hatları hazır, detaylar üzerinde çalışıyoruz. İki etaplı bir proje planlanıyor. Birinci etap Bornova’yla Bayraklı’yı bağlayacak. İkinci etabı ise Menemen’e kadar uzayacak. Ama kent trafiğini rahatlatacak alternatif güzergahları da konuşuyoruz. Örneğin, Buca gibi bazı yerleri tünellerle de geçmek mümkün. Bu yıl içinde bir takvim açıklarız...”
Dediğim gibi iyi haber...
Çünkü, İzmir gibi büyüyen bir kentte ulaşım en önemli problemlerin başında geliyor.
Bunun için de bence merkezi hükümetle yerel yönetimlerin birlikte çalışması gerekir.
İzmir’e ikinci bir çevre yolu şart, hazırlıkların başlamış olması da İzmirliler adına sevindirici...
Körfez geçişine Kore ve
Japonların ilgisi büyük
HAMZA Dağ ile konuşurken Körfez Geçiş Projesi’ni de sordum.
Dağ, Başbakan Binali Yıldırım’ın Güney Kore gezisine katılmış. Orada geçen diyalogları anlattı.
Körfez projesi yap işlet devret modeliyle yapılacak.
Dolayısıyla devletin kasasından bir para çıkmayacak.
Güney Kore’deki temaslarda İzmir’in de geçtiğinden bahsetti Hamza Dağ ve şöyle devam etti...
“Bize Güney Koreli firmaların İzmir körfez geçişiyle ilgilendiklerini söylediler. Aslında Japon firmaların da ilgisi var. Biz projeyi bitirdik, bütün detaylarına hakimiz. İzmirlilerin de projeyi beklediklerini biliyorum. Ama bazı açıklamalar yapılıyor, itirazların olacağı söyleniyor. Biz kentin geleceğini düşünerek bir yatırım planlıyoruz. İzmir’in güzelleşmesini, bazı yapısal problemlerini çözmesini istiyoruz. O yüzden körfez projesini önemsiyoruz. Takvim net olarak kesinleşmemekle birlikte bu yıl içinde aksiyon almak istiyoruz...”
Körfez projesini destekliyorum.
Çünkü, kentin bu yatırımlara ihtiyacı var.
Alışkanlıklarımızı değiştirmeliyiz
SALI günü İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, hazırladıkları ulaşım master planını açıklayacak.
Hem hükümetin hem yerel yönetimlerin ulaşımı daha fazla konuşuyor olması önemli...
Çünkü, trafikte giderek daha fazla vakit geçiriyoruz.
İstanbullular bu duruma belki alışık, ama İzmirliler bu gerçekle daha yeni yeni yüzleşiyor.
Hobilerimize, sevdiklerimize, kendimize daha fazla vakit ayırmak yerine trafikte zaman geçiriyoruz.
Ve çözümler önerilmezse, bu durum daha da ağırlaşacak.
Ama şunu söyleyeyim...
Ne kadar yol yapılırsa yapılsın, ne kadar alternatif geliştirilirse geliştirilsin, bizlere de büyük görevler düşüyor.
Toplu ulaşımı daha fazla kullanmalıyız, körfezi daha iyi kullanmalıyız.
Kent merkezine mümkünse arabasız gitmeliyiz.
Tek başına seyahat etmek yerine yakınlarımızla, arkadaşlarımızla birlikte işe gidip gelmeliyiz.
Zor mu?
Değil...
Hepsi alışkanlık...
O yüzden alışkanlıklarımızı değiştirmeliyiz.
Paylaş