Paylaş
Gezi olayları sırasında Başbakan Erdoğan yurt içi gezilerine ve mitinglerine başlayarak yerel seçim startını vermişti.
MHP lideri Devlet Bahçeli de, hafta sonu gezileriyle yerel seçimler için hazırlıklara başlamış oldu.
Cumhuriyet Halk Partisi ise AK Parti’nin mitinglerine mitingle cevap vermek yerine daha farklı bir strateji izledi.
30 Mart 2014’te yapılacak yerel seçimlerde aday adayı olmak isteyenlerin en geç 31 Temmuz’a kadar başvuruda bulunmalarını istedi.
31 Temmuz tarihini şöyle okuyorum.
CHP; seçimlere güçlü bir örgüt yapısıyla girmek istiyor.
Bunun için de takvimi erken başlatıyor.
Teşkilatlardan aday adayı olmak isteyenlere fırsat veriyor, ama daha da önemlisi istifalar nedeniyle boşalan yerlere yeni isimleri monte etmek istiyor.
Yani bu örgüt partiyi yerel seçimlere hazırlayacak.
Mevcut belediye başkanlarının, mevcut milletvekillerinin 31 Temmuz’a kadar adaylık başvurusunu yapmalarını beklememek lazım.
Elbette bütün gözler İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nda...
Ama dediğim gibi ne Kocaoğlu, ne de mevcut ilçe belediye başkanları adaylık dosyalarını 31 Temmuz’da Genel Merkez’e yollamazlar.
Ali Engin’in kararı merak ediliyordu
CHP’de aday olup olmayacağı merak edilen kişilerden biri de İl Başkanı Ali Engin’di. Engin’in Karşıyaka Belediye Başkanlığı için istifa edeceği söyleniyordu. 31 Temmuz’a daha var, ancak il başkanı görevinden ayrılmayacağını ifade etti. Genel Merkez isterse aday adaylığı başvurusu yapmayan bir kişiyi de listeye yazabilir. O ayrı bir konu, ancak il başkanlarının seçim süreçlerinde üstlenecekleri görev elbette çok önem kazanıyor. Partinin o ildeki temsilcisi olmanın ötesinde seçimlerde de en büyük koordinasyon yine başkanlara düşüyor. Ve her zaman yazıyorum. Bana göre siyasi partilerdeki en zor görevlerden biri de il ve ilçe başkanlıklarıdır. Bizde partilerde kaynaklar hep kısıtlıdır, hep bir şeyler istenir, hep talep edilen makamdır. Buna karşılık gelir yoktur, gider çoktur ve en fazla talep edilen iş konusunda da yetki yoktur.
İl başkanlarının belediye ya da milletvekillikleri için talepkar olmaları normaldir. Bana kalırsa bu talepleri değerlendirecek ve bu zamanlamayı tercih edecek de Genel Merkezler olmalıdır.
AK Parti aslında bu konuda iyi bir örnek...
İzmir’de iki farklı dönemde il başkanlığı yapan Ali Aşlık ve Adil Şengül şu an İzmir milletvekilleridir.
Yani AK Parti Genel Merkezi, bu iki ismin emeklerini boşa çıkarmamıştır.
Milletvekili yaparak kendilerini ödüllendirmiştir.
CHP; uzun yıllardan sonra atamalardan sonra kongreyle il başkanını seçti.
Belki bundan sonra CHP için de bu süreç farklı çalışır.
Önseçime karşıyım çünkü
Duyuyorum. Çok aday adayı var. Her partiden, her ilçeden... Adayın çok olması güzel bir şey, siyasette iddialı olanların sayısının fazla olması demokrasimiz adına olumlu bir gelişme... Ama şunu da unutmamak gerekir; bu süreçler epeyce yıpratıcıdır. Kulisler hareketlendikçe sinir katsayınız da artar. Sandıktan çıkıp gelmediğiniz için Genel Merkez’in tavrı, ikili ilişkiler, hatır gönül kararları öne çıkar.
Örneğin CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu; geçen seçimden hemen sonra adayları önseçimlerle belirlemek istediklerini söyledi.
Önseçim demokrasiler için çok önemli, kabul, ama hadi gelin bu teşkilat yapısıyla adaylarınızı belirlemek için ortaya bir sandık koyun...
Çok eminim ki; sonuçlar kimseyi memnun etmeyecektir, üstelik itirazlar devam da edecektir.
Önseçim hedef olmalı, ama bunun için her parti kendi teşkilatlarını ve örgüt yapısını yeniden gözden geçirmelidir.
Her seçimden sonra siyasiler; seçim ve siyasi partiler yasasını yenileyeceklerinin sözünü verir.
Ama bir türlü bu yasalar Meclis’ten geçmez, hatta Meclis’e gelmez bile...
Bu yapılar düzelmedikçe önseçimle adaylar Türkiye’de belirlenemez.
SEN ADAM MISIN?
Kadın cinayetlerine çözüm bulamayan bir ülkede yaşamaktan dolayı isyan ediyorum, utanıyorum, söyleyecek söz bulamıyorum.
Onlardan biri geçen gün Uşak’ta yaşandı.
Hatice Palta; 1.5 yaşındaki çocuğunu emzirdiği sırada eski eşi Adem Kalkan tarafından av tüfeğiyle vuruldu.
Bu nasıl bir vicdandır, bu nasıl erkekliktir, bu nasıl insanlıktır anlamakta zorlanıyorum.
Bir erkek olarak da utanıyorum.
TEKRARLIYORUM
Sosyal medya aracılığıyla tweet atıp halkı gaza getirenleri, şiddete neden olanları, teşvik edenleri yakalan İzmir polisi; Şehit Nevres’te, Alsancak’ın bazı sokaklarında sadece işten çıkıp ya da bir yerden evlerine gitmekte olanları döven eli sopalı saldırganları da bulmalıdır.
Paylaş