Paylaş
Ancak, Allianoi’nin yeni bir kültür ve çevre tartışması başlattığı kesin...
Görüyorsunuz; hemen her konuda aynı konuşan, farklı seslerin çıkmadığı AK Parti’de bile konu Allianoi olunca çatlak sesler çıkmaya başladı.
Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’na göre Allianoi bir iki taştan ibaret...
Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’a göre Türkiye’nin en önemli değerlerinden biri...
¡¡¡
Eroğlu; “Sanatçı arkadaş sanatıyla ilgilensin. Herkesin bir ihtisası vardır. Herkes bilmediği bir konuya burnunu sokarsa çok yanlış olur” diye konuşuyor.
Günay ise, Eroğlu’nun sözlerinin amacını aştığını söylüyor, “Tarkan’ı sorumluluğundan dolayı kutluyorum” diyor.
Ben bu konuşmaları, tartışmaları gereksiz değil, aksine faydalı görüyorum.
Nitekim, Çevre Bakanı’nın son açıklamalarından anlaşılıyor ki, konu Türkiye’nin değerleri olduğunda sadece bakanlanların, bürokratların, siyasetçilerin konuşması yetmiyor.
Sanatçılar da akademisyenler de çevreciler de...
Sivil toplum örgütleri de gönüllüler de...
Konuşmalı, konuşabilmeli...
¡¡¡
Örneğin; dün beni Avrupa Acil Tıp Birliği Başkanvekili Doktor Ülkümen Rodoplu aradı ve çok önemli bir hatırlatma yaptı.
Ve şunları söyledi, aynen aktarıyorum...
“Allianoi konusunda çok daha duyarlı ve dikkatli olmalıyız. Ülkemizin ve bölgemizin belki de en önemli olabilecek bir değerinin yok olmasına seyirci kalamayız. Turizm, ekonomi, tanıtım, tarih konusundaki önemi zaten biliniyor. Ben de sağlık ve sağlık turizmine olacak etkilerine dikkat çekmek istiyorum. Geçtiğimiz yıl Valencia’da yapılan Avrupa Acil Tıp Kongresi’nde, 2 bin 500 kişinin dinlediği bir sunumumda Bergama, Asklepion ve Allianoi’den söz etmiştim. Allianoi, sağlık tanrısı Asklepion’un yurdu olarak biliniyor. Bu bölge aynı zamanda dünyanın ilk tıp eğitiminin yapıldığı ve günümüz modern tıbbının temellerinin atıldığı bir yer... Bundan 2000 sene önce dünyanın dört bir tarafından hekimler eğitim, hastalar da tedavi için bu bölgeye geliyordu. Dünyanın ilk müzikle tedavisi burada yapıldı. Galen burada yaşadı ve ünlendi. 2012 senesinde Avrupa Acil Tıp Kongresi’ni Türkiye’ye alırken ve tüm Avrupalı meslektaşlarımızı iknaya çalışırken Allianoi en büyük kozumuz olmuştu. Bu kongreye katılanlara Allianoi’yi gezdirme sözü vermiştik. Bu alanın yok olma tehlikesi karşısında hepimizin görüşlerini paylaşması gerekir. Baraj, su ve enerji ne kadar önemliyse yaşadığımız topraklarda bulunan tarihin korunması da o kadar önemlidir.”
¡¡¡
Ülkümen Rodoplu; özetle 2012’de Türkiye’de yapılacak ve bir kısmı İzmir’de olacak organizasyonun alınma nedenlerinden biri de Allianoi hatırlatması yapıyor.
Rodoplu’nun 2 bin 500 kişiye yaptığı sonum sonrasındaki heyecanına tanık olmuştum.
Sadece Allianoi değil, Anadolu’nun birçok değerini bu yarışta koz olarak kullanmışlardı.
Ve sonuçta...
Bu büyük maratonu Türkiye’nin kazanmasında son dönemde tıp alanındaki gelişmeler kadar bu coğrafyanın etkisi de çok önemli olmuştu.
Rodoplu kadar ben de aynı endişeleri taşıyorum.
Eğitimli ve eğitimsiz eşekler
Ziya Paşa’nın “Hiç necabet (soyluluk) mi verir, bed (kötü) asl’a üniforma? / Zer-dûz palan (Altın işlemeli eyer) vursan, eşek yine eşektir” beyti ile benzer anlam taşıyan ve Türk siyasi tarihinin renkli yüzlerinden Osman Bölükbaşı’na ithaf edilen “Eğitim cehaleti alır; eşeklik baki kalır” sözlerine temelde pek fazla itirazım yok.
Toplumda eğitimli eşek sayısının hiç de az olmamasının, eski dildeki “mektep – merkep” ilişkisinin bu yorumunu haklı çıkardığı da söylenebilir. Ancak, bu sözcükleri sık kullanan kişileri incelediğimde, itiraz edeceğim bazı noktalar çıkıyor ortaya... İyi bir eğitim almamasına karşın toplumda belli yerlere gelen ve kendini çevresindeki eğitimli insanlardan daha yüksekte gören insanların ağzında farklı bir anlam kazanıyor bu sözcükler... Savunma mekanizmalarını kullanarak, iyi bir eğitim almamış olmanın ezikliğini önce yadsıyan, ardından da çevrelerindeki bazı eğitimli insanlara yansıtan bu kişilerin duygusal tatminleri, toplumsal destekle daha da pekişiyor, ne yazık ki...
¡¡¡
Diploma veya unvan sahibi olmak tek başına yeterli değil, tabii ki...
“Bu kadar cehalet ancak tahsille mümkündür” sözlerinin sahibi Sakallı Celal’e de bazen hak veriyorum; ancak kendisi ortaöğrenimini Galatasaray’da, yüksek öğrenimini Paris’te yapmamış olsa bu sözleri söyleyebilir miydi acaba?
Eğitimli eşeklerin yaptıkları eşekliklerin nedeni daha çok çıkara dayalı, Cem Yılmaz’ın tabiriyle “duygusal” iken, eğitimsiz eşeklerin eşekliklerinin nedeni sıklıkla “eşek kalmış” olmalarında yatıyor.
Özetle; eğitimsiz eşeklerin yerli yersiz kullandıkları “eğitimin önemli olmadığına ilişkin” ifadelerin altında “eşek kalmış” olmanın yarattığı aşağılık kompleksi yatıyor, sıklıkla... Eğitimli eşekleri, eğitimsiz eşeklere yeğlemem bundandır.
(Prof. Dr. Ülgen Zeki Ok’un kaleminden, okulgen@superonline.com)
Paylaş