Paylaş
Bu söz Unilever Food Solutions’un Global Executive Şefi Kees van Erp’a ait…
Bir Egeli olarak yazın bu sıcak günlerine alışkınız.
Ama kıyılar yanarken; dünyanın başka yerleri bu kadar sıcak değildi.
Galiba bir iklim krizinin tam ortasındayız.
Ve bu durum başta gıda olmak üzere hayatımızı çok farklı bir noktaya taşıyor.
O yüzden Kees van Erp’ı çok iyi anlıyorum.
Yediğimiz birçok ürün eskisi gibi değil; ne tadı, ne kokusu, ne lezzeti...
Peki sürdürülebilir ve sağlıklı gıdaya nasıl ulaşacağız, bu şartlarda yeme alışkanlıklarımız, menülerimiz değişecek mi?
Unilever Food Solutions Türkiye Genel Müdürü Yılmaz Tokgöz, Türkiye Pazarlama Lideri Didem Molay Sevin, Pazarlama ve İnovasyon Şefi Pınar Balpınar ile beraberdim. Bize Od Urla’nın Şefi Osman Sezener de eşlik etti. Ve bize Unilever Food Solutions’un hazırladığı geleceğin menü trendlerine uygun harika lezzetler tattırdı.
Uzun zamandır 1600 global şefin katıldığı bir araştırma yapılıyor. 25 ayrı ülkede sürdürülen projeyle geleceğin menü trendleri belirlendi.
Unilever Food Solutions Türkiye Genel Müdürü Yılmaz Tokgöz diyor ki; “Raporu sektördeki alternatiflerinden farklı kılan en önemli Detay UFS şefleriyle birlikte tüm dünyadan 1600’ün üstünde bağımsız şeften görüş alınarak bir öngörüsü hazırlanmış olması. 8 trendin de somut olarak hayata geçirilebileceği uygulamaları ve bunun gıda sektörüyle buluşturulması sağlanıyor. Geleceğin Menü Trendleri 2023 raporunda; sosyal medya analizleri, ayakları yere basan pratik uygulamalar, yüzlerce şefin görüşleri ve global veriler var. 8 temel tema etrafında örülen trendlerin tamamı; çeşitli tarifler, malzemeler ve teknikler önerirken şefler ve restoran sahipleri için somut çözümler sunuyor.”
Bu trend raporları geleceğin dünyası ve gastronomi öyküleri için çok değerli...
Bu sekiz sonuç artık
sofraların vazgeçilmezi
RRAPORU okudum ilginç sonuçlar var.
Ve 8 sonuç, sekiz trend detayı...…
Yazıyorum.
1. Karşı koyulmaz sebzeler... Sebzeler, artık sadece tabakları dengeli bir öğüne dönüştürme rolünü üstlenmiyor; tabakların merkezi haline geliyorlar.
2. Gelenekten geleceğe lezzetler… Bir zamanların “Nerede o eskiler...” denilen yemekleri, artık yeni klasikler olarak yeniden tanınıyor.
3. Düşük atıklı menüler... Mutfaklarda “azalt, yeniden kullan ve geri dönüştür” misyonunun benimsenmesi, menülerdeki lezzeti optimize ederken, malzeme giderlerinden de tasarruf edilmesini sağlayarak çok yönlü fayda sağlıyor.
4. Doğadan toplanan yiyecekler... Yenilebilir çiçeklerden yabani meyvelere; doğadan soframıza ulaşan, yeni ve tüketime uygun olan gıdalara talep artıyor. Şefler, tüketiciyle doğa arasında daha saf ve güçlü bir bağ
kuruyor.
5. Lezzet kontrastı...“Zıt tatlar” popülerleşiyor. Acı biber ile çikolata benzeri kombinasyonların kullanımı artırılarak tüketiciye çoklu duyusal deneyimler yaşatmak hedefleniyor.
6. İyi hissettiren yiyecekler... Sağlıklı beslenmeyi benimseyen tüketiciler tabaklarda yalnızca sağlık aramıyor; canlılık ve çeşitlilik de istiyor.
7. Paylaşma hazzı... Yemek yemek bir deneyimdir; bu deneyimi başkalarıyla paylaşmak, yemekten aldığımız hazzı artırır. Paylaşıma uygun yemekler insanların birbiriyle bağ kurmasını da kolaylaştırıyor.
8. Bilinçli protein... Gıdaların tabaklarımıza ulaşana dek dünyaya ne kadar karbon ayak izi bıraktığı, artık hepimizi daha fazla ilgilendiriyor. Hayvansal proteine alternatif olarak sunulan bitkisel proteinli besinlerin önemi artıyor.
Başka bir dünyamız yok
EV dışı tüketimde Unilever’in 300’ü aşkın şeften oluşan bir ekibi var. Bu şefler gastronomi sektörüne; lezzet, kolaylık ve besin değerinde tutarlılık gibi çözümler sunuyor.
Her konuda olduğu gibi gıdada da sürdürülebilirlik önem kazanıyor.
Dünya nüfusu arttıkça hammadde, tedarik zorlaşıyor.
Bütün bunları yaparken de kaliteyi bozmadan; ilham verici ve dünyadaki trendlerle uyumlu tarifler de sunmak gerekiyor.
O yüzden gıdada yeni dünyanın trendlerini takip etmeliyiz.
Sıfır atığı teşvik etmeliyiz.
Doğal olanı, yerel olanı önermeliyiz.
Çünkü başka bir dünyamız yok.
Paylaş