Paylaş
Kalıp mesajı yaz, yolla rehberdeki yüzlerce kişiye gitsin.
Öyle bir hal aldı ki aynı mesajı atan onlarca kişiye rastlamak mümkün.
Şöyle de bir gerçek de var. Pek çok kişi bu mesajların ‘kalıp’ olduğunu anladığı saniyeden itibaren okumayı bırakıp siliyor.
Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Kelam Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Şaban Ali Düzgün’a dini içerikli hazır mesajlarla ilgili sohbet ettik. Öne çıkanlar şöyle:
* Bu mesajlar Allah’a gönderdiğiniz mesajların da kalitesini gösteriyor, yani dualarınızın kalitesini.
*Hazır mesajlar maalesef biraz samimiyetsizlik göstergesi. Madem duanızı mesajla gönderiyorsunuz, içinizden gelenleri yazın.
* ‘Allah’a dua etmeye vaktim yok. O yüzden hazır dua yolluyorum’ gibi bir şey hazır mesajları yollamak.
* İster Cumalar olsun ister Kandiiller olsun içimize dönük kendimizle ilgili bir andır. Eğer duanızı ve tebriğinizi mesajla yapacaksanız da samimiyetinizi yitirmeden, karşı tarafa değer verdiğiniz göstererek yapmak faydalı olur.
Düzgün Hoca’nın sözlerinin altına imza atarım.
***
Ulucanlar’a mutlaka gidin
Altındağ'daki Ulucanlar Cezaevi Müzesi’ni önceki gün ziyaret ettim. Yapım aşamasından bu yana yakından takip ettiğim müze açılalı iki yıl odu.
Ulucanlar Cezaevi 2006 yılında kapanmış ve kaderine terkedilmişti.
2009 yılında Belediye Başkanı Veysel Tiryaki’nin kişisel girişimleriyle restore edilmek üzere Altındağ Belediyesi’ne devredildi.
Alışveriş merkezi çılgınlığının yeni başladığı o yıllarda ‘AVM lobisi’ne yenik düşmeden 2 yılda müzeyi tamamladı Tiryaki.
Kimler kalmamıştı ki Ulucanlar’da.
Nazım Hikmet’ten, Necip Fazıl’a; Ahmet Arif’ten Hasan Hüseyin Korkmazgil’e pek çok şair ‘efsane’ dizelerine duvarlar arasında hayat vermişti.
Bülent Ecevit, Deniz Gezmiş, Muhsin Yazıcıoğlu, Osman Yüksel Serdengeçti ve daha nicelerini ‘hapsetmişti’ Ulucanlar.
81 yıl boyuna isyanlarla, infazlarla hafızalara kazınmıştı. Bunlar unutulmasın, tekrarlanmasın diye bambaşka yüzüyle düzenlendi Ulucanlar.
Halen gitmediyseniz muhakkak gidin, görün.
***
Yasağı uygulamanın zamanı gelmedi mi
Dilencilik, Kabahatler Kanunu’na göre yasak. Türkiye’nin pek çok kentinde olduğu gibi Ankara’da da bu yasağı takan yok, delen çok.
İşlek her kavşakta, pek çok sokakta, Cami önlerinde dilenenlere rastlamak mümkün.
Bizim dilencilere bir de Suriyeli dilenciler eklendi.
Etraf dilenciden geçilmiyor. Arada sırada yapılan operasyonlar da caydırıcı olmuyor.
Geçtiğimiz günlerde Ordu’da dilenciliğin yasaklandığına dair bir haber ajanslara düştü. Ordu Valisi İrfan Balkanlıoğlu, “Dilencilik suretiyle yardım isteyenlere Ordu’da geçit vermeyeceğiz. Kanunda zaten bu yasak, genelgemiz olacak. Gerçekten ihtiyaç sahibi olanlara yardım edeceğiz. Onun dışında dilenen Suriyeliler de kamplara gönderilecek” diyerek uygulamanın amacını anlattı.
Başkent’te de benzer bir seferberliğin zamanı gelmedi mi?
Paylaş