Paylaş
Ankara Hürriyet, yayına başladığı günden bu yana Mogan’daki yok oluşla ilgili kamuoyu oluşturmaya çalışıyor.
Geçtiğimiz yıl bu sıralar kent gazetelerinde boy boy haberler çıkmıştı:
“Büyükşehir Belediyesi, Bakanlıklar ve Gölbaşı Belediyesi, Mogan Gölü’nün kurtarılması ve bölgenin daha yaşanabilir bir haline gelebilmesi için ortak protokol imzaladı.”
Neredeyse bir yıl geçti, protokol sözde kaldı. Üç bakanlık ile iki belediyenin iş birliği içinde başlatacağı proje ‘sözde’ 2015’te start alacaktı.
Sözde yapılacakları hatırlatayım:
* Rüsubat kontrolü, dere ve kanal temizliği
* Göl içi mekanik temizleme ve rehabilitasyon işlemleri
* Havzadaki evsel ve endüstriyel kirliliğin önlenmesi
* Tarımsal kirliliğin önlenmesi
* Ağaçlandırma ve erozyonla mücadele
* Çevre ve alt yapı düzenlemesi
* İzin ve denetim
Uzman olmaya gerek yok. Bu 7 maddenin hangisi hayata geçti?
Protokolün yapıldığı dönemde ‘Mogan’da yöntem tehlikesi’ başlıklı bir yazı yazmış, ‘Bu kadar kurum koordine olana kadar göl kaybedilirse sorumlusu kim olacak?’ diye sormuştum. ‘Ben demiştim’ demek için hatırlatmıyorum ama durum ortada.
* * *
Ankara Hürriyet kent için Mogan’da olanı biteni aktarmaya devam ediyor. Perşembe günkü manşetimizde balık ölümlerinin başladığını duyurduk. Bürokrasi yüzünden bu gidişle bu tip haberleri sıkça okursunuz.
Can çekişen Mogan’la ilgili bu yıl ne yapıldığını biraz araştırdığımda ASKİ’nin
Kesikköprü’den 4 milyon metreküp su göndermesi dışında bir bilgiye ulaşamadım.
Ulaştığım bir diğer bilgi ise hayli ilginç:
“ASKİ, Gölbaşı’nın temizlenmesi için yapılan protokolün dışında bırakıldı. Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu temizlik ihalesini kendi yapmak isteyince ASKİ gölde herhangi bir müdahalede bulunamadı. Aynı kurum göle gelen atık suları önlemek amacıyla bölgeye ASKİ tarafından yapılması planlanan atık su arıtma tesisi için de yer verilmedi.”
* * *
Bu tabloyu görünce aklıma geçtiğimiz yıl Mogan’ın kurtuluş reçetesi olarak sunulan protokol töreninde dönemin TBMM Başkanı Cemil Çiçek’in sözleri geldi:
“Bunu korumak lazım. Onu kendi kaderine terk ettiğimiz takdirde önümüzdeki kısa bir süre içerisinde, ‘burada göl var mıydı, yok muydu?’ diye tereddüte düşeceğiz. Halbuki gelecek nesillere miras olarak koruyarak, geliştirmek bizim ortak sorumluluğumuzdadır.”
Kurumların koordinasyonsuzluğu yüzünden Mogan Gölü ölüyor, unutmayın beyler Mogan hepinizin ortak sorumluluğunda...
UZAKTAN İZLEMEYE DEVAM
30 Ağustos Zafer Bayramı’nın çarpıcı anlarından biriydi dünyanın sayılı gösteri ekiplerinden olan Türk Yıldızları’nın geçişi sırasında yapılan anons:
“Başkent Ankara’daki yoğun yapılaşma nedeniyle pilotlarımız gösterilerini her zamankinden daha yüksekte yapmak zorunda kalmıştır.”
‘Gökdelenler olmasın, yüksek katlı yapılar yapılmasın’ klişesini bir yere bırakalım. Tamam, iş merkezleri olsun bazı bölgeler yüksek katlı imara açılsın ama her yere de olmaz ki.
Her yerde yüksek yoğunluğa izin verirsen, o uçakları uzaktan izlemeye devam edersin.
BARİKAT EZİYETİ
Ankara Hürriyet’te bir dönem stajyer muhabirlik yapan başarılı gençlerden Can Kaplan’ın 30 Ağustos Zafer Bayramı’nda Hipodrom’daki törenlerden bir kaç kare gönderdi. Fotoğrafların yanında da bir not:
“Tören alanı barikatlarla gereksiz şekilde bir çok noktayı kapatınca insanlar bu hendeklerden atlamak zorunda kaldı, düşenler de oldu. Millet isyan etti hatta gidip polislerle açın diye konuşan oldu yine de açmadılar. O noktanın askeri geçiş alanıyla hiç alakası yok ama nedense kapatmışlar kimse anlam veremedi.”
Paylaş