BÜYÜKŞEHİR Belediyesi’ne çok kilit bir isim veda ediyor. Bu kilit isim “belediyenin ikinci adamı” konumundaki Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Altan Raşit Civan’dan başkası değil.
Civan “emeklilik” dilekçesini Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’e sundu. Bu ay içinde Gökçek’in Civan’ı emekli edeceği kulağıma gelen fısıltılar arasında. Civan’ın sekretaryası ise arayanlara, “Genel Sekreterimiz 29 Nisan’a kadar izinli” diyor. Civan tek tek belediyenin üst düzey bürokratlarını arayarak vedalaşmış bile.
Bu yazımın ardından ilgililer, “Emekliliği geldiği için ayrılıyor” derlerse şaşırmayın. Ama ben Civan’ı ayrılığa götüren nedenleri sizlerle paylaşayım:
Civan’ın Büyükşehir Belediyesi’ndeki son serüveni, 29 Mart 2009 yerel seçimlerinin 20 gün öncesinde Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreterliği’ne atanmasıyla başladı.
1989-1994 yılları arasında Isparta Belediye Başkanı olan Civan, 1994-1996 yılları arasında İstanbul Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcılığı’na getirildi. (Başbakan Erdoğan’ın belediye başkanlığı dönemi)
“Başbakan’ı temsil ediyor” denmişti
Başbakan Erdoğan’ın belediye başkanlığı döneminde genel sekreter yardımcılığında bulunması, “Büyükşehir Belediyesi’nde Başbakan’ı temsil ediyor” yorumları yapılmasına neden oldu. Böylesi güçlü gelmişti Civan. İlk işi başta Gökkuşağı Rekreasyon Alanı ve Samanyolu Rekreasyon Alanı olmak üzere eleştirilen projelerin mimarı dönemin Fen İşleri Genel Müdürü Murat Doğru’yu görevden almak olmuştu. Sonrasında bir çok bürokratı da görevden alarak etkinliğini perçinledi.
İşler tersine dönüyor
Yarım kalan metrolarla ilgili özeleştirisi, Gökçek’in tek adam olmadığı yönündeki açıklamaları Civan’ı kamuoyunda daha da güçlendirdi.
Ancak bir süre sonra işler tersine döndü ve Civan’la Gökçek’in arası açılmaya başladı. Gökçek’in çalışma prensipleriyle, Civan’ınki uyuşmadı.
Gökçek’in belediye işleyişiyle ilgili konularda Genel Sekreter Civan’ın yerine konuyla ilgili bürokratı hatta daha da alttaki isimleri araması, Civan’ı belediyede etkisizleştirmeye başladı.
Etkisi giderek kaybolan Civan bir iddiaya göre AK Parti’den milletvekili olmak istedi, ancak olmadı.
Ankara’da son ay
Gökçek’le arası bozulan ve etkinliği kaybolan Genel Sekreter için tek yol kalmıştı, o da ayrılmak. Bunun için de en güzel yol emeklilik dilekçesiydi. Civan hem Büyükşehir Belediyesi’ndeki hem de Ankara’daki son günlerini yaşıyor. Duyumlarıma göre emekliliğini İstanbul’da geçirecek.
Civan resmi olarak ayrılmasa da hem belediyede daha önce görev yapmış bazı isimler hem de mevcut görev yapan bazı isimler bu çok önemli koltuğa aday. Civan’a bundan sonraki hayatında mutluluklar dilerken, belediyedeki bu ateşten gömleği giymek için yarışan isimlere de başarılar diliyorum.
Güvenpark’ta farklı görüşler
BAŞKENT Fısıltıları’nda geçtiğimiz hafta Güvenpark’taki dolmuş duraklarıyla ilgili TÜDEF Başkan Yardımcısı Ali Çetin’in çarpıcı iddialarına yer vermiştim. Çetin’in epey ses getiren iddiaları arasında en göze çarpanı kuşkusuz “Güvenpark’ta ağalık düzeni var” iddiasıydı.
Çetin’e göre şoförler sigortasızdı, hatta bazıları kalacak yerleri olmadığı için dolmuşlarda yatıyordu, bazı gruplar kurulmuş ve kanun dışı para toplanıyordu.
İddialarla ilgili hem telefonla hem de e-posta yoluyla olumlu-olumsuz tepkiler aldım. Hatta Çankaya Belediye Başkanı Bülent Tanık haftalık basın toplantısında Güvenpark’ı işledi.
Sıra kapmak için dolmuşta uyuyorlarmış
E-posta yoluyla bana ulaşan bir esnaf iddialara epey tepkiliydi. Erhan Kızmaz ismiyle kaleme alınan e-posta’da özetle şöyle deniyordu:
“Toplanan beş liralar durak görevlilerinin maaşlarına, durak giderleri, esnafın düğün, cenaze gibi işlere harcanıyor. Şoförlerin çoğu araç sahibi, oğlu veya yakınından oluşmaktadır. Yakın bir zamana kadar minibüsler basit usul vergiye tabi oldukları için iki kişiden fazla çalışan olmadığı takdirde sigorta yapma zorunluluğu yoktu. Yeni düzenlemelerle yakın bir tarihte sigortasız şoför kalmayacaktır. Ayrıca şoförler hiçbir masrafa karışmadan günlük kazancın yüzde 20’sini almaktadırlar. Şoför yemeğini ve içtiği sigarayı bile çalıştığı araçtan almaktadır. Yani anlayacağınız yevmiyeyi araç sahibi vermez şoför çalışır, yemeğini yer, hakkını alır ve masraflardan sonra kalan parayı araç sahibine verir. İddialarda yer alan tehdit, tartaklanma, bekar evlerinde 3-5 kişi kalma bunlara siz inanıyor musunuz? Bu ülkenin polisi, hakimi, savcısı bunlara göz yumar mı? 1-2 hırslı arkadaş sıra kapmak için sabah erken saatlerde durağa gelip dolmuşlarda uyuyor olabilir. Ama dediğim gibi sıra kapmak için evi olmadığı için değil.”
İddiaların ‘dahası’ var
Cem Cavit Özcan ise yazıdaki iddiaların “dahaları” olduğunu öne sürerek e-postasında şunları söylemiş:
“Güvenpark’taki şoförlerin yaşadığı zorluklara değindiğiniz yazınızı okuyunca ben de bu ülkenin şoförlük mesleğini icra etmiş bir vatandaşı olarak kaygıyla ve esefle karşıladım. Üzüldüm doğrusu fakat şaşırdığımı söyleyemem. Şaşırmadım diyorum çünkü biz geçen yıl Ankara Şoförler Odası seçimlerinde aday olduğumuzda Ankara’nın her bölgesini adım adım gezerek, hepsi birbirinden değerli emeğiyle çalışan ve ekmeğinden başka bir şey düşünmeyen, hayatlarındaki tek güvencesi sadece bileği olan, sıcak, soğuk, kar, kış, bayram, seyran, düğün, cenaze demeden çalışan; adres tarifçisi, yol gösterici, gecelerin gönüllü bekçisi, değerli meslektaşlarımın hangi şartlarda çalıştıklarına tanıklık yaptım. Kısaca neler gördüm neler. Duraklarda ısınma sorununu evinden getirdikleri kömürle gidermeye çalışan, bir porsiyon yemeği ortaklaşa yiyen, birçoğu evinden getirdiği ekmek arası peynirle karnını doyurmaya çalışan şoför esnafının durumuna bire bir tanık oldum.”