Başkent mi üvey kent mi

KENTİN tartışılmaz en büyük sorunudur metro inşaatlarının bir türlü bitirilememesi.

Seçim döneminde bitirilemeyen metrolar Gökçek’in "en zayıf karnı" olarak nitelendi ve eleştiriler metro üzerinde yoğunlaştı. Gökçek uzun uzun geçmiş dönemin borçları yüzünden metroların tamamlanamadığını anlatsa da bazen satır aralarında bazen de vurgu yaparak dünyada metroların merkezi hükümetler tarafından yapıldığını söyledi.

Seçim döneminde de bizzat Başbakan Erdoğan metronun Hükümet destekli yapılacağının sözünü verdi. Buna rağmen TBMM Plan ve Bütçe Alt Komisyonu’nda ele alınan tasarıda yer alan ve şehirlerde metro sistemlerinin inşa işinin Ulaştırma Bakanlığı’na devrini öngören madde son anda tasarıdan çıkarıldı.

Bir iddiaya göre başka bir kanunun içinde metroların Ulaştırma Bakanlığı tarafından yapılmasını ön gören madde geçirilecek.

Ama Ankaralının artık sabrı kalmadı. Gün geçtikçe araç sayısı artıyor ve birkaç sene içinde kent trafiği çekilmez hale gelecek. Alt geçitlerin, katlı kavşakların da sorunu kökten halledemeyeceği ortada.

Ankara metrosunun bitirilmesi için eski parayla 1.2 katrilyon kaynak gerekiyor.

"Hükümet neden Ankara’yı diğer şehirlerden ayrı tutsun ve bu kaynağı ayırsın" diyenler olacaktır. Belki kendilerine göre haklılar. Acaba ayrı tutulan ve Hükümet desteğinden maruz kalan kent Ankara olabilir mi?

Sahi sadece 2008 yılı içinde İstanbul için hükümetin ayırdığı kaynak nedir?

Atalay’a ’mahalle baskısı’

"MAHALLE
Baskısı" Şerif Mardin’le hayatımıza girdi. "Nedir bu mahalle baskısı?" diye uzun uzun tartışıldı. Var mıdır yok mudur, hangi kesim daha çok maruz kalıyor mahalle baskısına derken, epeyce gündemi oyalayan bu tanımlamada da önceki kavramsal tartışmalar gibi unutuldu gitti.

Bugünlerde tartışma konusu anlamıyla değil de sözlük anlamıyla bir mahalle baskısı, İçişleri Bakanı Beşir Atalay’a geldi ve Başkent hafta boyunca oto galerilerin taşınıp taşınmayacağını konuştu. Bakan Atalay bilindiği üzere oto galerilerin yoğunlukta olduğu Emek’te oturuyor ve sıkıntıyı bire bir yaşıyor. Bunun yanı sıra Atalay’ın komşuları da her karşılaşmalarında bu sorunu kendisine iletiyor. Aynı mahallede oturan isimlerden Büyükşehir Belediyesi Meclis Üyesi Fazıl Güleken oto galerileriyle Bakan Atalay’la anekdotunu şöyle anlatıyor:

"29 Mart seçimlerinde Emek’teki Gülen Pakoğlu İlköğretim Okulu’nda görevliydim. Sayın Bakan da oy kullanmak için okula gelmişti. Kendimi tanıttım ve bir süre sohbet ettik. Kendisine hem semtin hem kentin büyük sorunlarından olan oto galerilerin Ankara dışına taşınmasıyla ilgili taleplerimizi ilettim. Bu konuda genelgesi olduğunu ancak halen uygulanmadığını ifade ettim. ’Bu konuda uygulama yapılmasını Büyükşehir Belediye Başkanımıza rica edebilir misiniz?’ dedim. Bakan Atalay da, ’Ne ricası ben talimat veririm, konunun üzerinde duracağım’ dedi."

Bu konuşmadan da anlaşılacağı üzere Atalay’ın tüm komşuları semtin en büyük sorunu olarak nitelendirilebilecek bu sorunun çözülmesi için bir "mahalle baskısı" uygulamış. Bakan da talimatını vermiş. Bakalım Bakan destekli mahallenin fendi oto galerileri yenecek mi?
Yazarın Tüm Yazıları