Paylaş
Gökçek’e yakın isimler ‘Bu iş bitti, kesin aday’ derken, AK Parti içinde ya da dışında Gökçek muhalifleri, ‘Bu kez asla’ yorumları yapıyor.
Gökçek’in yeniden adaylığı kuşkusuz çok bilinmeyenli bir denklem.
Daha önce Başkent Fısıltıları’nda yazmıştım.
Bugün için de aynı düşüncelerim geçerli. Gökçek’in adaylığıyla ilgili bugünden konuşmak, zar atmaya benziyor. Bu konuyla ilgili yapılan yorumlar da tahmin ve temenninin ötesine geçmez.
BELİRSİZLİK TIKIYOR
Öte yandan yerel kulislerin en hareketli partisi ise MHP.
Bir yılı aşkın süredir devam eden Turgut Altınok süreci, Altınok’un AK Parti’den istifa etmemesi ve MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin, ‘Partimizin üyesi değil. Aday olacağına dair bir işaret gözükmüyor’ sözleriyle tuhaf bir hal aldı.
Son aday Mansur Yavaş ise sessizliğini koruyor. MHP’li bir kanadın yeniden adaylığı konusunda ‘arabuluculuğu’ ne kadar etkili olur, bilinmez.
2009’da yakaladığı Ankara rüzgarını kaybetmek istemeyen MHP’de ise Yavaş ve Altınok’a alternatif isimler çıkmaya başladı.
KIYAS DEZAVANTAJ
Ciddi anlamda dillendirilen ilk isim Ankara Milletvekili Prof. Dr. Mustafa Erdem.
Erdem’in ‘yerli’ yani Ankaralı olması avantaj. MHP’de genel başkan yardımcılığı da yapan Erdem’in yurtdışında yaptığı önemli çalışmaları var.
En büyük dezavantajı ise yine Yavaş ve Altınok. Eğer aday gösterilirse ‘kıyas’ süreci yaşaması muhtemel.
Erdem ismi yüksek sesle dillendirilse de diğer alternatifler arasında Etimesgut Belediye Başkanı Enver Demirel ve Gazi Üniversitesi eski Rektörü Prof. Dr. Rıza Ayhan’ın da adı geçiyor.
* * *
DOĞRU BAKIŞ
Şehir Plancıları Odası Ankara’da her dönem söz sahibi meslek kuruluşlarının başında gelmiştir. Açtıkları davalarla, yaptıkları sert muhalefetle yerel yönetimlerin de iş çevrelerinin de dönem dönem başlarını ağrıttı, ağrıtmaya da devam ediyor.
Son olarak dava açtıkları Güneypark’ı Danıştay iptal etti ve dev bir yatırımın önü tıkandı, karar iş çevrelerince halen konuşulmaya devam ediyor.
Ankara Şehir Plancıları Odası gibi ‘ciddiye alınan’ bir kurumun başkanı olmak ise hayli zor.
Bir taraftan ‘muhalif ol, dava aç’ baskısı. Diğer taraftan önceki oda başkanlarının hemen hemen hepsinin siyasete atılmış olması.
2014’teki yerel seçimlerin en aktif güç odaklarından olacak Şehir Plancıları Odası Başkanı Orhan Sarıaltun’la önceki gün uzun uzun Ankara’yı konuştuk.
Öncelikle Sarıaltun’un ‘ölümüne muhalif’ bir tavrı yok. ‘Dava açtık nasıl da kazandık’ fanatikliği de yok.
Zaten böyle olmadığı için ‘malum’ çevrelerin tepkisini çekiyor.
Sarıaltun, hem bilimsel meslek odasının yeri geldiğinde nasıl muhalefet edeceğini gösteriyor, hem de odayı bir parti ya da görüşün arka bahçesine çevirmiyor.
* * *
AOÇ’ye de akil insanlar gerekli
Atatürk Orman Çiftliği...
Ankara’da her dönemin tartışma konusudur Çiftlik.
CHP ve meslek odalarının yoğun muhalefetine rağmen yeni Başbakanlık binası yükselmeye başladı.
Muhalefetin eleştiri oklarının yöneldiği AOÇ üzerinde Büyükşehir Belediyesi’nin başlattığı tema park ve hayvanat bahçesi projesi için Başkan Gökçek önceki gün yine Çin’e gitti.
Gökçek Çin’de dev eğlence parkı için ‘alınacaklar’ listesini toparlarken, burada da Çiftlik düzenlenmeye başlandı.
Proje tartışılabilir...
BU HALİYLE İSMİNİ HAKETMİYOR
Kentin göbeğindeki böylesi bir alanın nasıl değerlendirileceği konusunda farklı düşünceler olabilir.
Belki onca yıl beklenmeyebilirdi.
Dev bir kent parkına, meydana ya da ODTÜ ormanına benzer bir alana dönüştürülebilirdi.
Keşke olsaydı, ama olmadı.
Ankara Hürriyet’in genç ve başarılı muhabiri Mert Gökhan Koç’un objektifine yansıyan Atatürk Orman Çiftliği fotoğraflarına dikkatle bakın.
Otlar ve çalılar temizlendikten sonra geriye az sayıda ağaç kalıyor.
Binalar ve yayalara terkedilmiş kent merkezinin son boş alanı, Atatürk Orman Çiftliği’nin ne ismini hak ediyor ne de kentliye hizmet ediyor.
MAKAMLAR GEÇİCİ ESERLER KALICI
Büyükşehir Belediyesi’nin projesine gelince...
Kent merkezinin en kıymetli alanının kaderini Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’in projesi belirleyecek.
Bazı çevrelerin dillendirdiği ‘Gökçek’in seçim öncesi en büyük kozu olacak’ düşüncesi her ne kadar gerçeklik taşısa da seçimlerin ve makamların gelip geçici olduğu unutulmamalı.
Yıllardır ‘gözardı’ edilmiş Ankara’nın en kıymetli yerindeki bu emanetin hakkı verilmeli. Kentin ufkunu açacak şekilde değerlendirilmeli.
Ve elbette, kentliyle birlikte, kentlinin, uzmanların, akademisyenlerin önerileri/görüşleri hakkıyla alınarak...
Paylaş