Paylaş
Toplantılar, genel başkanlık için adı geçenler, istifa edeceği söylenenler...
CHP’nin kendi içindeki “iktidar” mücadelesinde ise en kilit örgüt yapılarından biri kuşkusuz Ankara.
Geçtiğimiz aylarda eski İl Başkanı Tarık Şengül’ün olaylı istifası, yerine atanan İl Başkanı Zeki Alçın’la Büyükşehir Belediye Meclis üyeleri arasındaki tartışma...
Onun öncesinde Keçiören ve Yenimahalle ilçe örgütlerinde kongre için toplanan imzalar, Mamak İlçe Başkanı’nın kayyum tarafından atanması.
Son olarak Çankaya İlçe Başkanı Cudi Çalışkan’ın görevden alınması ve yerine yeni yönetimin atanması.
Say say bitmiyor...
“Yeni”ler, “eski”lerin izlerini silmeye çalışıyor, “eski”ler mücadeleyi bırakmıyor, gemi gün geçtikçe daha da su alıyor.
PİRUS ZAFERİ’Nİ KİM KAZANACAK
Görevden alınan Çankaya, Keçiören ve Yenimahalle’nin yanı sıra Ankara il Başkanlığı için delegelerin topladığı imzaların gereği kongreler yapılmayınca, konu mahkemeye taşınmıştı.
Çankaya yeni alındığı için orada konu ne zaman görüşülür henüz net değil. Ancak 13 Aralık’ta Keçiören ve Yenimahalle ondan bir kaç gün sonra da Ankara İl Başkanlığı’nda kongreye gidilip gidilmeyeceğine dair karar verilecek.
Eğer karar mevcut delegelerle kongreye gidilmesi şeklinde olursa Ankara’daki kongre süreci Kurultay’a giden yolu da açmış olacak.
CHP’de dönem dönem yapılan parti içi mücadelede tarafların kavgasından çıkan galip için “Pirus Zaferi” benzetmesi yapılır.Kral Pirus’un Roma’yla yaptığı savaşı kazanıp tüm ordusunu kaybettikten sonra, “Tanrım bana böyle bir zafer verme” dediği söylenir.
Bugünkü yaşananlar düşünüldüğünde bu benzetmenin ne kadar doğru olduğu da ortaya çıkıyor.
“Pirus Zaferi’ni hangi taraf kazanacak?” bu ay içinde belli olacak.
Teleferik risktir
BÜYÜKŞEHİR Belediye Başkanı Melih Gökçek son günlerde hem görsel hem yazılı medyada boy gösteriyor. CHP’yi dilinden düşürmeyen Gökçek, arta kalan zamanda da projelerini anlatıyor.
Projelerinin arasında en çok dikkat çekeni kuşkusuz Kızılay-Oran hattına yapacağını söylediği teleferik.
Peki Büyükşehir Belediyesi teleferiği “bir toplu taşıma aracı” olarak hayata geçirebilir mi? Yani Keçiören’deki gibi “seyir” amaçlı teleferiği illa ki yapılabilir ama “toplu taşım amaçlı bir teleferik” denilince işin rengi de beklenti de değişiyor.
Hele ki Ankara’nın “sabıkalı” metro geçmişi düşünüldüğünde.
Gökçek “aday adayıyım” dediği 2014 seçimleri öncesi, yeni bir riske “merhaba” demeyi seçti.
Anlattığı gibi yurtdışındaki örneklerinde olduğu gibi saatte yüzlerce kişinin taşındığı bir sistem kurabilirse ne ala.
Peki ya gerçekleştirilemezse.
Bir kere söz söylendi.
“Teleferik yapılacak” diye not düşüldü. Yapılamayaksa çok uzatılmadan söylenmeli. Maliyet ya da teknik açıdan sıkıntısı varsa çok geç olmadan açıklanmalı.
Yok eğer ille de yapılacaksa, ilk gün söylendiği şekliyle, söz verildiği zamanda bitirilmeli.
Teleferiğin kaderi de metroya dönmemeli.
Paylaş