100. yılında ilk günkü gibi el ele omuz omuza

Küçüklüğümden beri tarih ilgimi çekmiştir. Kitaplar, filmler, dönem prodüksiyonları...

Haberin Devamı

Zamanlarıyla özdeşleşen kahramanlar ya da kahramanlarıyla özdeşleşen zamanları dikkatle okumuşumdur.
Tarih -sadece isimlerini yazmaya kalksak- sütunlara sığmayacak bilim insanları, askeri dehalar, politikacılar, sermaye sahipleriyle doludur.
Kimine dünya borçludur, kimi için ‘keşke hiç olmasaydı’ deriz. Ama iyisi de kötüsü de tarihin seyrini değiştirmiş; ismini tarihe, kitaplara, filmlere kazımıştır.

* * *
Kimi, bugün dünyanın süper gücü ya da ‘yeni dünyanın’ süper gücü olmaya namzet ülkelerin kahramanıdır.
Kimi, fakir bir Güney Amerika ülkesinin özgürlük savaşçısıdır, kimi insan hakları savunucusudur.
Kimi de atomu parçalamış, dünyayı değiştirmiştir. Bazısı ırk takıntısı yüzünden yaşadığı dönemi kana bulamıştır.

* * *
Dedik ya...
İsimlerini yazmaya kalksak sütunlar, sayfalar yetmez.
‘Tarihin seyrini değiştirenlerin ilk sırasında kim olurdu?’ klişesine cevabım kendimi bildim bileli -ki o zamanlar teknik olarak yeterli donanımım yoktu- hep aynı oldu. Yerli yabancı kaynaklardan okuduklarım bu cevabımda milliyetçi bir romantizm şüphemi de yıllar içinde ortadan kaldırdı.

* * *
Yıllardır O’na saygı duymayanını ‘cahil ve nankör’ olarak gördüm. Sever gibi yapıp istismar edenini de aynı sıfatlarla adlandırdım.

* * *
Ve günün sonunda bu coğrafyada işler ne zaman karışsa hep O’nun sözleri baş üstüne konuldu. Zekâsı, dirayeti, cesareti, bir milleti aynı amaç uğruna motive etme kabiliyeti en sıkışık dönemlere ışık oldu.

* * *
Ve O’nun bize en güzel armağanı Türkiye Cumhuriyeti yine çok zor bir dönemden geçiyor. Hem de bir salgının pençesinde ve tüm dünyayla beraber. O büyük dehanın, hakimiyeti millete verdiği, temellerini Türkiye Büyük Millet Meclisi’yle en derine attığı günün yani 23 Nisan 1920’nin üzerinden tam bir asır geçti. Bu büyük günü anlatırken dünyaya öyle bir mesaj verdi ki, 23 Nisan’a ‘Çocuk Bayramı’ dedi.
İlk kez bir lider bir günü çocuklara armağan etti.

* * *
Salgın meselesinden korkuyoruz, ekonomik endişeler taşıyoruz. Bunları konuşmaya devam edeceğiz. Elbette tedbiri elden bırakmadan, bir gün ara verelim.
Bir neslin gurur günü, çocukların bayramını 100. yıl dönümünde sokaklarda marşlarla, şarķılarla kutlayamıyoruz belki...
Ama sokaktaymışız gibi el ele, omuz omuza bugünü evlerimizde kutlayalım. Saatler 21.00’i gösterdiğinde balkonlarımızda marşlarla Mustafa Kemal Atatürk’ün bu eşsiz armağanının gururunu yaşayalım.

Yazarın Tüm Yazıları