Paylaş
Hatırlatayım.
AKP hükümetinin 2003 yılının son günleri ile 2004 yılının ilk günleri itibariyle icraatı ve bunun olası sonuçları bende bir “deja vu” hissi oluşuruyor.
Hatırlayalım:
AKP işbaşına geldikten sonra emeklilere başta olmak üzere bir çok kesime kaynağını belirtmeden, bulmadan ya da bilmeden hesapsızca zam yapmış para savurmuştu. Kaynak nereden bulunacak diyenlere ise Başbakan’ın verdiği cevap bir hayli manidardı:
“Verdiğimiz zaman kaynağın nereden bulunduğunu anlarsınız”
Anladık da. AKP hükümeti seçim sonrası harcamalarını karşılamak için 6.2 katrilyon liralık bir ek tedbirler paketi açıklamak zorunda kalmışı. O tedbirler de ek konut vergisi ve ek taşılar vergisi başta olmak üzere toplumun belirli kesimlerine yeni vergiler salarak oluşturulmuştu. Taşıt ve konut vergisi anayasa mahkemesinden döndü ama geri kalan vergiler işleme kondu. Hata yeni vergi paketi ile bir kısmı da kalıcı hale getirildi.
Şimdi de asgari ücrete yapılan yüzde 34’lük zam, emeklilere yapılan ilk altı ayda yüzde 10, ikinci altı ayda yüzde 10 yani toplam yüzde 21’lik artış ile birlikte bütçenin üzerine 4 katrilyon liralık bir yük binmiş durumda. Bu yükün de yeni bir ek tedbirler paketi açıklanarak karşılanacağı belirtiliyor. Hem de geçen yıldan kalan ve bu yıl önemli bir kısmı kalıcı hale getirilen vergilerin üzerine yeni vergiler eklenerek belki de... Gerçi Bakan Ali Babacan bunun maaşlar hariç harcamalarda yüzde 10 kesinti ile karşılanacağını söyledi ama bunların hangi harcamalar olduğu hala meçhul.
AKP başa geldiğinde IMF ile ilişkiler konusunda da sık sık açıklamalarda bulunmuş, başta yüzde 6.5’lik faiz dışı fazla ve tarımda taban fiyatlar olmak üzere bir çok alanda IMF ile yeniden pazarlığa oturulacağını söylemişti.
IMF de buna yanıtını, her yıl peşin verilmesi planlanan krediyi gözden geçirmeler sonrası dilimlere bölerek vermişti. Şimdi de IMF ile son zamlar konusunda bir fikir ayrılığı olduğu biliniyor. Devlet Bakanı Ali Babacan’ın “5-7 Ocak’ta Türkiye’ye gelip yedinci gözden geçirmeyi başlatabilir” dediği IMF heyetine “Şubata kadar gelmeyin. Programım dolu” dediği konuşuluyor. Üstelik IMF heyeti bir an önce yedinci gözden geçirmeyi başlatma konusunda istekliyken ve bu görüşünü de Ali Babacan’a iletmişken.
Tamam elbette 2003 yılının ilk günleri ile 2004 yılının başlangıcı arasında birebir paralellik yok. Ama aradaki benzerlikler iki dönemin başlangıcının da aynı derecede “oynak” olduğunu göstermek açısından yeterli ve anlamlı.
Piyasaların buna ilk tepkisinin ne olduğunu da Salı günü yüzde 3.47 değer yitiren İMKB 100 endeksi, yarım puan kadar olsa da yükselen faiz ve yeniden 1 milyon 400 bin liraya doğru yükselmeye başlayan döviz kurundan gördük.
Deja vu.
Fransızca bir deyim.
Bazı olayları önceden yaşamış olma hissini tanımlamak için kullanılıyor.
Dileriz 2004’ün devamı 2003’ün devamı gibi gelir.
Paylaş