BENCE Wikileaks’te yer alan Davutoğlu analizine, dış politika hayallerine, “Gardaş” Aliyev’in Erdoğan’dan açıkça hazmetmemesine, AB yolunda dostumuz İtalya’nın bize nasıl şüphe ile baktığına, vb. dış politika konularına “Bunlar zaten bilinen şeyler!” diye kulp takılabilir.
Buna dayanarak “Türkiye-ABD ilişkileri zaten yarım yamalak gidiyordu. Yeni bir şey yok” diyerek mesele geçiştirilmeye çalışılabilir. Ancak Türkiye ile ilgili iddialar konusunda Wikileaks Belgeleri’nden yapılan şu alıntılar yenilir yutulur gibi değil. Aşağıdaki sözler sadece iddia. Ancak unutmayın, iddia sahibi bir müttefik ülkenin başkanları tarafından ve başkanı temsilen Türkiye’ye atanan ABD Büyükelçileri. ¡ ¡ ¡ Gelelim iddialara: ? Savunma Bakanı Vecdi Gönül Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu için ABD’li diplomatlara “tehlikeli” demiş. * 26 Temmuz 2007 tarihinde ABD Büyükelçisi tarafından ABD’ye gönderilen ve “Başbakan Erdoğan’a İçeriden Bakış” başlığını taşıyan belgede ABD Büyükelçisine bilgi veren kişi Başbakan’a yakın (belki de sağ kolu) bir isimmiş. ABD Büyükelçisi verdiği bilgilerde bu kişinin ismini gizliyormuş. ? 8 Haziran 2005 tarihinde Türkiye Büyükelçiliği’nden gönderilen belgeye göre Nimet Çubukçu kabinedeki görevine Emine Erdoğan ile yakınlığı sayesinde gelmiş, bu durum 7 Haziran tarihinde Şaban Dişli’nin ABD Büyükelçilik Siyasi İşler Müsteşarı ile yaptığı konuşmaya dayandırılıyormuş. ¡ ¡ ¡ Daha da şiddetli iddialar var: ? 15 Eylül 2008 tarihinde Ankara Büyükelçiliği’nden ABD’ye gönderilen bir belgedeki iddiaya göre Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Londra’da konuştuğu bir grup yatırımcıya “Doğan hisselerinizi satın çünkü onlar gidici” demiş. Belgede bu sözlerin ardından kısa süre sonra Başbakan Erdoğan’ın Doğan Grubu’na saldırıya geçtiği ve grubun hisselerinin %8 değer kaybettiği anlatılıyormuş. ? Abdülkadir Aksu, Erdoğan’ın amaçları doğrultusunda Hanefi Avcı’yı devreden çıkararak Erdoğan’ın isteklerini yerine getirmiş. Hanefi Avcı AKP’nin içine kadar giden yolsuzluk soruşturmalarıyla dikkati çekmeye başlamış... ? 22 Şubat tarihli Amerikan Dışişleri Bakanlığı’na ait ve gizli diye sınıflandırılmış bu belgeye göre, Türkiye’den bazı şirketler İran’a silah, bomba, mermi satıyor ve plastik patlayıcı alıyorlarmış. Belgede bu şirketlerin isimleri de verilmiş durumda. ? 23 Şubat 2010 tarihli belgede ise Balyoz Davası değerlendiriliyormuş. ABD Büyükelçisi James Jeffrey Erdoğan’ın ordu kartına oynayarak seçim kazanabileceğini anladığını ve bu nedenle Balyoz Davası’nın politik bir hamle olarak ortaya çıktığını söylüyormuş. Jeffrey “Bu büyük ölçüde politik bir hamle, ama ‘bel altı’ olduğunu da söylemek gerek” diyormuş. Polisin gözaltı sürecindeki tavrını eşkıyaca (thuggish) buluyormuş. ¡ ¡ ¡ Bu iddiaların bir kısmı geçmiş yıllarda Türk basınında yer aldı, hemen hiçbiri ispatlanamadı. Bazı iddialar ise AKP’nin içinin nasıl kaynadığını gösteriyor. Ancak iddiaların ABD Büyükelçiliği’nin ülkesine yolladığı kriptolarda yer alması çok ilginç ve ötesi vahim. Sanırım, Wikileaks üzerinden yapılacak Türkiye’nin dış politika değerlendirmesinden daha fazla bu iddialar baş ağrıtacak.