Cüneyt Ülsever: Saç sakal cumhuriyeti!

Cüneyt ÜLSEVER

Bu hafta başında bazı üniversiteler 1999-2000 dönemi eğitim yılına başladılar. Bu vesile ile üniversitelerimizde törenler tertip edildi, icabında böyyüklerimiz ‘‘bilim ve irfanın’’ mana ve ehemmiyetini anlattılar! O günün gecesinde ‘‘açılış törenlerini’’ TV'de izledim. Açıkçası, böyyüklerimizin konuşmaları aklımda pek kalmadı. Ancak, bir sahne vardı ki hálá gözlerimin önünden gitmiyor, hatırladıkça içimi hem hırs, hem de utanç duygusu sarıyor.

Bir fakültenin kapısına polis sıralanmış, ‘‘tesettür denetimi’’ yanında saç, sakal, bıyık; açıkçası ‘‘kıl’’ denetimi yapıyordu. Hadi, tesettüre karşı bilimsel yobazlığa alışmıştık diyelim, baktım şimdi sıra gençlerin kıllarına gelmiş. Bir bilim yuvasının önünde polis tarafından durduruluyorsun, saçın uzunsa, sakalın varsa veya kolye-küpe takmışsan okula alınmıyorsun. Hiçbir akademik kriter dikkate alınmadan.

Eğitim için ‘‘saç-sakal kriteri’’ koyan zihniyet bir bilim yuvasının yönetimidir ve eminim bu kararı alanlar utanmadan ve sıkılmadan bilimsel unvanlar bile taşıyorlardır.

* * *

Bakın, bu ülkede sırf imam hatiplerin çanına ot tıkayacağız diyerek, ‘‘8 yıllık kesintisiz eğitim’’ garabeti altında tüm meslek liseleri, daha doğrusu geleceğin ara meslek erbapları, sanatçıları, zanaatkárları yok ediliyor. İmam hatipliler üniversiteye gidemesin diye meslek liselerine gidenlere yüksekokul kapısı kapanıyor.

Allah aşkına, ancak lise seviyesinde öğrenci kabul eden meslek okullarında yaşanan talep kaybına bir bakın.

Bunlar yetmiyor, eskiden kızlarını okutmuyorlar diye kızdığımız yobazlara(!) şimdi de kızlarını niye okutuyorlar, diye kızıyoruz. Kurtuluş Savaşı'nda top-tüfek taşıttığımız tesettürlüyü -pardon onlarınki başörtüsü idi- bilim savaşına katmıyoruz, tüm bunlarla doyamadığımız gibi şimdi de kılla uğraşıyoruz.

Bütün olaylar, eğitim hakkının insan hakları evrensel beyannamesi içine alındığı bir yılda oluyor. Üstelik daha geçen hafta, bu ülkenin Başbakan'ı, ABD'de tüm dünyaya insan hakları ve demokrasi konularında teminat vermişti! ‘‘Dersimizi çalışacağız!’’ demişti.

Sizi gidi yalancılar sizi!

Sizi gidi dinozor kafalı üçkáğıtçılar sizi!

Demek, üç-beş kuruş için yedi düvele rol kesiyordunuz.

* * *

Bu ülkeyi satın alacak paradan fazla serveti olan Bill Gates'in Silicon Vadisi'ndeki kampusunun hiç olmazsa fotoğraflarına bakın. Saçın, sakalın álásını orada göreceksiniz. Bilimin biraz uçukluk, biraz marjinallik gerektirdiğinden hiç mi haberiniz yok?

Bilimin oksijeninin özgürlük olduğunu hiç mi duymadınız?

Buradan Boğaziçi Üniversitesi Rektörü'ne sesleniyorum. Saçı uzun Işıkara Hoca Kandilli Rasathanesi'ne alınmasın! Yok, rasathane onsuz olmuyorsa, tez elden bürokrasinin izin verdiği çizgiyi aşan kılları kesilsin!

TV'de en çok gözlerim kimleri aradı biliyor musunuz, öğrencilere reva görülen eziyete isyan edecek bilim adamlarını.

Siz, esas siz, bürokrattan bozma bilim adamları (!), akşamları aynaya bakabiliyor musunuz?