ÖNCE gazetelerden bir alıntı:"Karadeniz Ekonomik İşbirliği Örgütü’nün 15. yıl zirvesi dün İstanbul’da başladı.
Çırağan Sarayı’nda gerçekleştirilen zirvenin ana gündem maddesi enerji oldu. Özellikle Rusya’nın Kazakistan ve Türkmenistan’la gaz ve petrol anlaşması yaptıktan sonra geçtiğimiz hafta sonu da ’Güney Akım’ anlaşmasına imza atarak Türkiye’yi bir kez daha by-pass etmesi zirveyi daha da önemli bir hale getirdi. Güney Akım anlaşmasıyla birlikte Samsun-Ceyhan petrol boru hattı projesi gibi Orta Avrupa’ya gaz taşıyacak Nabucco projesinin geleceği de tehlikeye girdi." (Akşam-26.06.2007)
* * *
Vladimir Putin yönetiminin Rusya’yı yeniden eski emperyal günlerine döndürmeye çalıştığı artık aşikár.
Ancak, kuzey komşumuzun ne yapmaya çalıştığı, politikalarının bizi nasıl etkileyeceği Türkiye’de gerektiği gibi tartışılmıyor. Rusya’nın son dönem atakları Batı’yı bile sarsarken bana öyle geliyor ki; hükümet hem tutarlı bir enerji, hem de tutarlı bir Rusya stratejisi yürütmüyor. Rusya, Türkiye ile masabaşı sohbetlerinden belki keyif alıyor ama onu by-pass etmekten de zerre kadar rahatsızlık duymuyor.
* * *
Rusya’nın bir röntgenini Foreign Affairs dergisinin Mayıs-Haziran 2007 sayısında "Containing Russia" (Rusya’yı kontrol etmek) başlıklı yazısı ile Ukranya muhalefet lideri ve 2005 yılı başbakanı Yuliya Tymoshenko çekiyor.
Batı’nın Rusya hakkındaki en büyük yanlışının onun yaptıklarını anlamaya çalışmak yerine bu ülkenin niyeti ile ilgili spekülasyonlar yapmak olduğunu iddia eden yazar Rusya ile ilgili bazı somut bilgiler veriyor.
1990’ların kaotik ve fakir ülkesi Rusya enerji fiyatlarındaki radikal yükselmelerle son birkaç yıldır yıllık ortalama % 6.5 ekonomik büyüme elde ediyor. Artık ekonomisi trilyon-dolarla ifade ediliyor. Rusya şu anda nakit zenginliğinde dünyanın 3. büyük ülkesi. Dış ödemeler dengesinde devamlı fazla veriyor ve 90’lı yıllarda oluşan borçlarını hızla eritiyor. Para birimi ruble tamamen konvertibıl hale gelmiş durumda ve belki de yakında değeri artırılacak. Rusya artık dünyanın 10. büyük ekonomisi ve bütçesinin %30’unu enerji ihracatı karşılıyor. Ancak, ülke ekonomisini çeşitlendirmeye bir türlü yanaşmıyor.
Öte yanda Batı’nın enerji konusunda Rusya’ya bağımlılığı her geçen yıl artıyor. Örneğin, trans-Baltık boru hattı tamamlandığında Almanya’nın doğal gaz ithalatında Rusya’ya bağımlılığı %44’den %80’e yükselecek.
* * *
Putin’in Rusyası İran’ın nükleer ataklarına arka çıkıyor, bu ülkeye silah satmaktan geri durmuyor. Eski SSCB ülkeleri Beyaz Rusya, Gürcistan, Moldova, Ukrayna ve Türki Cumhuriyetleri üzerinde baskısını güçlendirerek hissettiriyor. Ayrıca yükselen Çin ile iyice yakınlaşan Rusya dış ilişkilerde dikkatini daha çok Asya’ya çevirmiş durumda.
* * *
Ancak, Yuliya Tymoshenko’ya göre ülkenin başat doğalgaz üreticisi Gazprom sırf Putin’epropaganda ortamı sağlamak için televizyonculuğa bile yatırım yaparken doğalgaza yeteri kadar yatırım yapmıyor ve dünyanın doğal gazda en zengin ülkesi değil dış ihtiyacı karşılamak, kendi ihtiyacını dahi karşılamakta zaman zaman geri kalıyor. Ülkede doğalgaz satışlarının sadece %20’si özel sektörün elinde.
* * *
Nerede ise tamamen eski KGB ajanları ile yönetilen yeni Rusya da Batı’nın egemenliğine kafa tutan yeni oyunun kurucularından birisi oldu ama Türkiye’nin bu gelişmeyi nasıl değerlendirdiği hiç ama hiç açık değil!