Org. Tuncer Kılınç aklımı karıştırdı!

MGK Genel Sekreteri Org. Tuncer Kılınç şahsi görüşü olarak; Türkiye'nin milli menfaatleri ile ilgili sorunlarda AB'den destek görmediğini, dolayısıyla yine yalnızlık içinde olan Rusya ile birlikte ve ABD'yi de göz ardı etmeksizin, İran'ı da içine alan bir arayışa girmesi gerektiğini bildirmiş.

Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz'ın kábus senaryosu olarak nitelendirdiği bu sözler bazı soruları aklıma taktı:

* * *

1) İşbirliği yapacağımız İran, daha düne kadar, ne zaman TSK şeriat tehlikesine dikkati çekse ‘‘İran gibi olmayacağız’’ dediği, bize İslami devrim ihraç etmesinden korktuğumuz İran değil mi ?

Mollalar aniden değişti de bir tek Org. Tuncer Kılınç mı bilir?

2) Bu demecin yayınlandığı saatlerde MİT resmen İran ile PKK arasında gizli görüşmeler yapıldığının tespit edildiğini açıklamadı mı?

3) Org. Tuncer Kılınç'ın önerdiği model Necmettin Erbakan'ın D-8 projesine çok benzemiyor mu?

4) Rusya'nın yalnızlığı nasıl bir tespite dayanıyor? Putin dönemi Rusyası ile ABD'nin tarihlerinin en güzel flörtünü yaşadığını general bilmiyor mu?

5) Peki ABD ile İran nasıl bir araya gelecek?

ABD'nin; Usame bin Ladin'in ABD düşmanı felsefi birikiminin ardında İran'ın olduğunu, Afganistan'dan kaçan El Kaide ve Taliban militanlarının bir kısmının İran'a sığındığını düşündüğünü MGK Genel Sekreteri duymamış mı? Zaten İran; Irak sonrası olası bir ABD saldırısından ürkmüyor mu?

6) ABD'nin kendi menfaatleri açısından bizim AB üyesi olmamızı daha hayırlı bulduğunu MGK üyeleri bilmez mi? Acaba Genel Sekreter ABD politikalarını dünden bugüne (Clinton-Bush) değişen oynak metinler mi sanır?

Yoksa kendi görüşlerine taraftar kazanmak için ABD'ye mavi boncuk mu yolluyor?

7) ABD ile beraber hareket edecek isek; Genel Sekreter'e göre, olası Irak saldırısı çok hassas olduğu milli menfaatlerimize uygun mudur?

8) TSK her türlü fırsatta ‘‘erinden emeklisine kadar bir bütün olduğunu’’ söylemez mi? Org. Tuncer Kılınç'ın şahsi görüşlerini beyan etmesi hakkında Org. Hüseyin Kıvrıkoğlu şahsen ne düşünüyor? TSK geleneğine göre şahsi görüşler uluorta değil, resmi ve kapalı toplantılarda (örn. MGK toplantısı) açıklanmaz mı?

9) Atanmış genel sekreter ile seçilmiş hükümet AB konusunda ters düştüklerine göre, şahsi uyarısını yaptıktan sonra, Org. Kılınç'ın istifa etmesi gerekmez mi?

10) Kendisi istifa etmez ise, hükümetin istifasını istemesi gerekmez mi?

11) Anayasa'nın 118. maddesine göre MGK'nın başkanı Cumhurbaşkanı'dır ve Kurul'un görevi ‘‘...milli güvenlik siyasetininin tayini....’’dir. Bu Kurul ‘‘AB üyeliğini milli güvenlik siyaseti içinde saydığına’’ göre MGK Başkanı (Cumhurbaşkanı) kendi Genel Sekreteri'nin şahsi görüşleri ile ilgili olarak ne düşündüğünü, nasıl bir tavır aldığını kamuya açıklamak zorunda değil midir?

* * *

Çok aklım karıştı, çoook!
Yazarın Tüm Yazıları