Cüneyt Ülsever: Önüne bakan ip cambazı!

Cüneyt ÜLSEVER
Haberin Devamı

Bir tarihte bir ip cambazı varmış. Mesleğinde o kadar, o kadar başarılı imiş ki ünü tüm dünyayı sarmış. Bu cambaz yaz demez, kış demez, kara, fırtınaya aldırmaz, 70-80 katlı gökdelenlerin arasına ip gerer, elinde bir uzun sopa, yolda yürür gibi havada yürürmüş. Sonunda şanı o kadar çok büyümüş ki her gösterisi tüm sınırları aşmış, tüm kıtalarda naklen yayınlanır hale gelmiş.

Dünya kanalları gösterilerde naklen yayın hakkını elde edebilmek için aylarca önceden açılan yayın ihalelerine yüz binlerce dolar para yatırır hale gelmişler.

İp cambazının gösteri yaptığı günlerde tüm dünya nefesini tutar, milyarlarca insan bulduğu TV'nin karşısına dikilir, ‘‘bu sefer de karşıya geçebilecek mi?’’ diye bahisler tutuşurmuş.

Atadan, dededen ip ustası cambaz sokakta, arabalar arasında yürümenin ip üstünde yürümekten daha tehlikeli olduğunu iddia edermiş.

Cambaz kar fırtınalarının New York'u kavurduğu bir günde birden iki ünlü gökdelen arasına ‘‘ip gerip yürüyüş yapacağım’’ diye tutturmuş.

‘‘Aman, yapma bu fırtına çok beter, başına bir şey gelir’’ diyerek cambazı uyarsalar da, o ‘‘Bu iş benim için çocuk oyuncağı, siz merak etmeyin’’ diye dostalarını yatıştırmış.

Gösteri günü ilan edilir edilmez bütün dünyanın dikkatleri bu konuya çekilmiş, TV'ler yayın hakkını almak için birbirini yemeye başlamışlar, uluslararası lotarya kuruluşları bahisler düzenlemeye başlamışlar.

Gün gelmiş, iki gökdelen arasına ip gerilmiş, yakın şehirlerden akın akın gelen millet, gösterinin yapılacağı alana doluşmuş. Zenginler meydana bakan otelde yer ayırıp, eşlerini, dostlarını bu gösteriyi seyredebilmeleri için bu odalarda ağırlamışlar.

Allah'tan hava o gün berrak ve güneşli imiş! Esintinin zerresi yokmuş!

Cambaz herkesin nefeslerini tuttuğu bir anda elinde sopası ile gökdelenin tepesinde belirmiş. Ayağı ile ipin gerginlik derecesini sınamış. Sopasını iki eli ile belirli bir dengeye getirmiş. Sonra yürümeye başlamış. Aşağıdaki muazzam kalabalık nefesini tutmuş, televizyon başındakiler avuçlarını ısırarak yükselen adrenalinlerini dengelemeye çalışmışlar.

Cambaz yürümüş, yürümüş, ancak tam kat edeceği mesafenin ortasına geldiğinde, birdenbire hiç sendelemeden, yere düşmeye başlamış!

Cambazın düşüşü sanki dakikalarca sürmüş. Aşağıdaki millet önce ne olduğunu anlamamış, şaşkın şaşkın havaya bakmışlar. Sonra kaçışmalar başlamış, çığlıklar kopmuş!

Cambaz çığlık sesleri arasında, tonlarca ağırlıkta bir kitlenin asfalta çakılırken çıkardığı muazzam gürültü ile yere cansız çakılmış. İnsanlar şaşkınlıktan bir süre cesedin yanına bile gidememişler.

Haber tüm dünyada yankılanmış. İlk haberlerden sonra da cambazın düşüş nedeni ile ilgili yorumlar başlamış. Uzmanlar TV'lerde boy gösterip, ip cambazlığı konusunda artık birer otorite haline gelen güzel spikerlerin sorularını cevaplamışlar.

Kimi uzman o günkü ‘‘gizli’’ hava akımını sorumlu tutmuş, kimi cambazın özel hayatındaki sıkıntılardan dem vurmuş, kimi böyle uzman bir cambazın ancak intihar edebileceğini söylemiş. Ancak, kimse milleti tatmin edecek bir yorum bulamıyormuş.

Nihayet birkaç gün sonra cambazın karısı konuya açıklık getirmiş:

‘‘O her zaman ileri bakardı, nedense bu kez önüne baktı!’’

Sizi yönetenler, hatta siz nasıl bir cambazsınız?



Yazarın Tüm Yazıları