BİR dostumun söylediği çok doğru: “Düzen değişmiyor. Düzenin tarafları değişiyor.”
Ben de referandum öncesi “Askeri vesayet gidiyor ama yerine sivil vesayet geliyor” deyip duruyordum. “Yetmez ama evetçiler” de “İleri demokrasi gelecek” diye tutturmuşlardı. Meğerse, demokrasinin ileri gitmesi eskiden dayak yiyenlerin, şimdi dayak atmaya başlamalarıymış! Bizzat dayak atamayanlar ise ispiyonculuğa soyunuyorlar. Galiba referandum sırasında “Bu kadar dayak yetmez ama şimdilik bu kadarına evet demek gerekiyor” diye düşünüyorlarmış! Eskiden dayak yiyenlerin tek derdi varmış; intikam almak! Bir de yanına cukka eklenince yeni müesses nizam kaymaklı ekmek kadayıfı oldu. * * * 60’a merdiven dayadım. Artık iman ettim ki: Müesses nizam; gücü eline geçirenin o gücü kaybetmemek için her türlü zorbalığı mubah görmesidir! Düzenin değişmesi, mağdur ile mağrurun yer değiştirmesidir. Okurlar yazıp duruyorlar: 1) Burhan Kuzu Hoca bir gün üniversiteye geri döndüğünde cezalandırılmalarını istediği “beyinsiz” öğrencilerin yüzüne nasıl bakacak? 2) Rektörler toplantısı sırasında dayak yiyen öğrencilerin yediği dayağı Recep Tayyip Erdoğan “davetsiz” olmalarına bağladı. Mavi Marmara da İsrail’e “davetsiz” gitmişti! * * * Gençlere gösterilen tepkiler arasında benim en çok taktığım suçlama yeni müesses nizamın bu gençler hakkında “İllegal örgüt bağlantıları tespit edildi” iddiası! Bunlar “hain”. Bir ülkenin başbakanı “Elimizde belgeler var” diyorsa, bunu 10 gündür çoktan açıklamalıydı. Ancak oyunun kuralını biliyorum: Müesses nizam gizemi sever! Belgeleri ortaya çıkarmayacaksın ki, hem yandaşların istedikleri gibi üfürsünler, hem de torbaya istediğin ismi koyabil! * * * Eski müesses nizam da aynı oyunu oynardı. Bakın zamanında tıpkısının aynısı yaftalar kimlerin boynuna asıldı: Recep Tayyip Erdoğan illegal menfaat örgütü kurmakla suçlandı, hain olarak adlandırıldı, hapis yattı. Fethullah Gülen tek başına terör örgütü suçlaması ile yargılandı, beraat etti. Bazı gazeteciler de zamanında şu veya bu şekilde illegal örgüt kurmak/hain olmak/müesses nizama karşı gelmekle suçlanmıştı! Benim aklıma gelenler: Cengiz Çandar, Oral Çalışlar, Hasan Cemal, Ahmet Altan, Mehmet Altan, Mehmet Barlas, Nazlı Ilıcak, Engin Ardıç, Hadi Uluengin, Abdurrahman Dilipak, Kadri Gürsel, Cüneyt Ülsever, Şahin Alpay, Hüseyin Gülerce, Ali Bulaç, Avni Özgürel, Ayşenur Aslan, Ferai Tınç, Gülay Göktürk, İdris Akyüz, Nurcan Akad, Taha Akyol, Yalçın Doğan vb. Zamanında yedikleri dayağı unutup, haklarını yediklerimden ise bin kere özür dilerim. * * * Gençlik dönemleri itibariyle müesses nizamla kavgalı/yaftalı bu kişiler şimdi Türk medyasında kalem sallıyorlar. Kimi bugünkü müesses nizamla da kavgalı, kimi içli dışlı! Ama hepsi ortadalar ve “legaller!” Gelin bu isimler üzerinden bir oyun oynayalım: “Eski haytalar yeni haytalar hakkında neler yazıyorlar?” İnanın, böyle bir oyunu oynarsanız elinize muhteşem bir yol haritası geçecek!