“KUDÜS’ün kaderi İstanbul’un kaderinden ayrı değildir. Gazze’nin kaderi Ankara’nın kaderinden ayrı değildir. Ramallah’ın, Refah’ın, Hanyunus’un, Beytüllahim’in kaderi asla asla Konya’nın kaderinden ayrı değildir...
...Ben Hamas’ı terör örgütü olarak kabul etmiyorum...” (Recep Tayyip Erdoğan-Konya Mitingi-04.06.2010) * * * İsrail’in Mavi Marmara gemisine saldırdığı ilk günden beri yazıyorum: 1) İsrail insan öldürerek kendi açısından çok vahim bir hata işlemiştir. 2) Ancak, Türkiye’nin; Batı ekseninden çıktığı ama Ortadoğu’nun değil, İran’ın (Hamas) eksenine açıkça saptığı saldırının tozu dumanı kalktığında dünyada genel kabul görecektir. * * * Türkiye’nin Ortadoğu eksenine girdiği ateşli bir şekilde tartışıldığı günlerde bile ben Türkiye’nin S. Arabistan, Mısır, Ürdün. B. Arap Emirlikleri vb. gibi ABD’nin müttefiklerine değil, İran, Suriye, Hamas, Hizbullah gibi ABD’nin hasmı ülkelere/kuruluşlara yanaştığını iddia ediyordum. ABD’de Türkiye politikalarını yönlendiren aklıevveller Türkiye’nin bu dönemde ABD’nin Ortadoğu’daki hasımları ile arabuluculuk yapabilme kapasitesi nedeni ile bu gelişmeyi bıyık altından onaylar, hatta Türkiye’nin İsrail’le dalaşmasına sessiz izin verirken, Türkiye dış politikasına artık hâkim olan; ister ideolojik deyin, ister hayalperest diye nitelendirin nitelik değişimini görmezden geliyorlardı. Artık neyin ne olduğu su yüzüne çıktı! * * * İHH’nin Türkiye’ye zarar verdiği çok kısa süre içinde anlaşılacak. Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’nin İHH’nin başına buyruk hareketlerine, ABD ve İsrail’den gelen tüm ikazlara rağmen, göz göre göre nasıl destek verdiği, hunharca öldürülenlerin cenazelerinin ardından gündeme gelecek. * * * Batı çoktan İHH’yi (Internationale Humanitaere Hilfsorganisation) tartışmaya başladı. Avrupa’daki IHH’lerle Türkiye’deki IHH-İnsani Yardım Vakfı ayrı tüzelkişiliklere sahip ama tıpkı Deniz Feneri Derneği ve Almanya’da kurulu Deniz Feneri e.V gibi aralarında net bir organik bağ var. Ayrıca Almanya’daki IHH Alman Makamlarınca açıkça Milli Görüş’ün bir yan kuruluşu olarak tarif ediliyor. Yakında İHH ile Hamas arasındaki organik bağ da tartışmaya açılacak. İHH özünde “İslamcı ideoloji”nin peşinden giden siyasi bir kuruluş! Zafer duygusu ağır basınca IHH Başkanı Bülent Yıldırım İHH’nin konumunu ve amacını çok net anlatıyor! * * * Galiba bu yüzden, şimdiden diğer bazı İslami kuruluş/cemaat/vakıflar İHH ile aralarına mesafe koymaya başladılar. Nitekim Fethullah Gülen uluslararası saygın Wall Street Journal Gazetesi’ne verdiği demeçte şunları söylüyor: 1) Gülen, organizatörlerin Gazze’ye yardım götürmeden önce İsrail’le uzlaşma yolunu seçmemelerini “faydalı sonuçlar doğurmayacak şekilde otoriteye başkaldırmak” olarak tanımlıyor. 2) İnsani Yardım Vakfı’ndan (IHH) kısa bir süre önce haberdar olduğunu söyleyen Gülen, “IHH’nin politik bir amaç güdüp gütmediğini söylemek kolay değil” diyor. 3) Gülen, kendi hareketiyle ilişkili bir derneğin Gazze’ye yardım götürmek istediği zaman onlara İsrail’den izin almaları gerektiğini söylediğini belirtiyor. * * * Gülen hareketi 2007’den beri AKP iktidarına “tam destek” veriyordu. AKP Hükümeti “küresel cihat” peşinde koşan İHH’yi, gümrük kurallarına ve devlet teamüllerine aykırı durumlarda bile destekledi. Şimdi Fethullah Gülen İHH’yi açıkça eleştiriyor. Neden? Sorunun cevabı neyin ne olduğunu herkese anlatacak. Bırakın, biraz sular durulsun!