Paylaş
Siz bu satırları okurken, Cumhurbaşkanlığı'na yeniden Sayın Süleyman Demirel'in seçilmesi için zat-a mahsus yapılan ‘‘Anayasa değişikliği’’ oylaması sonuçlanmış olacak; ancak ben bu satırları yazarken henüz netice alınmış değil. Ben aklı selime dayanarak, cumhuriyet tarihinin bu en zırva ve yüz kızartıcı oylamasında ‘‘Anayasa değişikliğine ‘‘hayır’’ oyu çıkacağı varsayımı ile bu yazıyı yazıyorum. Peki sonra ne olacak?
İlk iddiamı belirteyim; ‘‘Anayasa değişikliği’’ tartışması tamamen istikrar iddialarına oturtulmasına rağmen bence istikrara hiçbir şey olmayacak! 1) Hükümet aynen devam edecek. 2) TBMM muhakkak yeni bir cumhurbaşkanı seçecek.
Başbakan Sayın Bülent Ecevit'in tüm restleşme çabalarına rağmen hükümeti yıkmaya rasyonel aklı müsaade etmeyecek; ayrıca ömrünün sonbaharında böyle bir riske girmek kişisel çıkarlarına uygun düşmeyecek.
TBMM de her şeyden evvel Anayasa'da yer alan ‘‘1 ay içinde yeni cumhurbaşkanı seçilmez ise Meclis iptal olur’’ maddesine karşı koyamayacak ve Cumhurbaşkanlığı'na eninde sonunda birisini seçecek. Dile kolay; Meclis'in her bir üyesi ortalama 150 milyar TL. harcayarak ve 2 ay dağ tepe dolaşarak, daha henüz 1 yıl evvel bu makamlara seçilmişlerdi!
Özetle, herkes bu oylamadan sonra sakin bir şekilde pragmatik hesaplarını yapacak ve yoluna devam edecek!
Evet, önümüzdeki 1.5 ay, elimiz yüreğimizde, ‘‘cumhurbaşkanı toto’’ oynayacağız, biraz gerileceğiz ama sonunda su doğal yolunda akacak.
Zaten, ‘‘Demirel'i yeniden seçelim’’ zırvası yaşanmamış olsa idi, yine bu heyecan yaşanacaktı. Kolay değil, 7 yıllığına yeni bir cumhurbaşkanı seçiliyor! Peki biz bu herzeyi neden yedik?
Galiba, şu gerçeklerin yeniden gözümüze batırılması için:
1) Süleyman Demirel için her şeyin üzerinde kişisel çıkarları önemlidir. Bu her zaman böyle olmuştur. Ancak, bazı unutkan beyinlere bir hatırlatma gerekiyordu.
2) Tagorcu-demokrat Bülent Ecevit'in ‘‘demokrasiden ne anladığı’’ açıkça ortaya çıkmıştır. Ecevit de, hayatının son döneminde, demokrasiden sadece kişisel çıkarlarını anladığını; bunun için Anayasa'yı ihlal etmekten geri kalmayacağını; hatta Baro Başkanı'na dayanarak sarf ettiği sözlerde olduğu gibi, gereğinde insanların sözlerini bile tahrif edebileceğini cümle áleme açık ve seçik göstermiştir.
3) Yine Ecevit, bir türlü hesap adamı olamadığını, strateji ve taktiklerini yüzüne gözüne bulaştırarak, tüm dünyaya ilan etmiştir.
Peki yaşananlar hangi gelişmelere zemin hazırlamıştır?
1) Yaşananlar Sayın Mesut Yılmaz'ı da çok zor durumda bırakmıştır. Esasında onun için zorluklar şimdi başlıyor. Yılmaz artık Cumhurbaşkanı adayı olmak mecburiyetindedir. Aday olmaz veya aday olduğu halde seçilemezse onu çok ama çok zor günler bekleyecektir.
2) Süleyman Demirel negatif enerji ile dolu bir dönem yaşayacaktır. İlk ağızda, Mesut Yılmaz'ın başını yemek için, elinden geleceğini yapacağına kalıbımı basarım.
Galiba yaşananlar üç liderin gerçek yüzlerini ve güçlerini orta yere serdi; bu açıdan da yediğimiz herzelere değdi!
Paylaş