Paylaş
Hem şaşırdım, hem de şaşırmadım. Şaşırdım, bir gece evvel Hürriyet’in yılbaşı kutlama partisinde neredeyse gecenin en neşeli insanı Ertuğrul Özkök’tü. Demek ki gerçek liderler kendilerini her halükârda taşımayı iyi biliyorlar.
Şaşırmadım, Hürriyet Gazetesi’ne nefret kusan tüm kesimlerin Özkök’ün kellesini isteme konusunda bir merkezden yönetilen taarruzuna uzun süreli dayanmak yaşadığımız olağanüstü dönemde çok zordu. Sivil vesayetin Doğan Grubu’na uyguladığı baskının bir yerde netice alması kaçınılmazdı. Bakalım, yaşanacak günler daha neler gösterecek.
Ertuğrul Özkök’ün ayrılmasına bir doğal nedenle de şaşırmadım. 20 yıldır bu görevi ifa ediyordu. Neredeyse her gece saat 21.00’lere dek gazetede çalışmakta olduğunu Hürriyet’te herkes bilir. Benim hayatta gördüğüm en çalışkan yöneticilerden birisidir.
* * *
1998 yılının kasım ayı idi. Bir akşamüstü sekreterim beni Ertuğrul Özkök’ün telefonla aradığını söyledi. Çok şaşırdım. Kendisiyle herhangi bir tanışıklığımız yoktu. Telefonda nazikçe beni Hürriyet’e davet etti. O zamanlar çeşitli gazetelere yazılar gönderiyordum ama esasen danışmanlık hizmeti veriyordum. “Herhalde, Hürriyet benden danışmanlık hizmeti isteyecek” diye sevinçle görüşmeye gittim. Karşıma “köşe yazarlığı teklifi” çıktı! Özkök, profesyonel gazetecilik geçmişi olmayan bir kişiye koskoca Hürriyet’te “köşe yazarlığı” teklif ediyordu! Birkaç yıl sonra İsmet Berkan bir söyleşide benim ismimi vererek bu tip riskleri sadece Ertuğrul Özkök’ün alabildiğini ve genellikle de yanılmadığını ifade edecekti. Ayşe Arman, Ahmet Hakan, Ercan Kumcu gibi kıymetli isimleri, belki de büyük riskler alarak, medyaya kazandıran hep Özkök’tür.
* * *
Artık amirim olmadığı için açıkça yazıyorum. Benim gözümde Ertuğrul Özkök medyanın Turgut Özal’ıdır. Kimse inkâr edemez ki, Turgut Özal, hata ve sevapları ile, Türkiye siyasi tarihinin en yenilikçi, en radikal, tabulara en rahat karşı çıkan siyasi lideridir. Benim indimde rahmetli Özal Atatürk’ten sonra Türkiye Cumhuriyeti tarihinde en olumlu rolü oynayan ikinci şahıstır.
Kişisel görüşüme göre Ertuğrul Özkök de, hata ve sevapları alt alta yazıldığında, Türk medya tarihinin en etkin, en radikal, en yenilikçi, tabuları altüst eden genel yayın yönetmeni olarak tarihe geçecektir.
Onun döneminde gazetecilik olağanüstü değişime uğramıştır. Haber, yorum, magazin ve spor öyle bir hal-i hamur edilmiştir ki, ortaya “herkesin gazetesi Hürriyet” çıkmıştır. Üstelik her görüşten, her renkten insanın bir arada yazdığı bir gazete!
Ertuğrul Özkök’ün deyimiyle o herkesin, her istediğini bulduğu “gazeteciliğin süpermarket”ini yaratmıştır.
Genlerinin farklı olduğunu fark eden her çapsız gazeteci de yıllardır ona söverek iaşelerini kazanmaya çalışır. Herhalde, dünyada medya tarafından bu kadar saldırılan başka bir medya mensubu yoktur.
Kızanı da, seveni de kabarıktır ama Türkiye’de herkes güne önce Hürriyet’e attığı başlığı, sonra da o günkü makalesini okuyarak başlar.
* * *
Ertuğrul Özkök beni 28 Şubat döneminde Hürriyet’e davet etti. O dönemde yazdıklarımdan dolayı 7 davada yargılandım. Davaların 3’ü Recep Tayyip Erdoğan’ın haklarına sahip çıktığım için açılmıştı. Askeri dönemde gazeteden hiçbir uyarı almadım. Erdoğan’ın başbakanlığı sırasında aldığım uyarı sayısı ise anlamlı bir rakama sahiptir.
Bizzat Özkök’ün bir köşe yazısına karşı çıkarak yazdığım yazıda askere hakaret ettiğim iddiası ile yargılandığım davada ise yanımda kendisini eleştirdiğim
Ertuğrul Özkök vardı.
* * *
Ertuğrul Özkök yönetimi bıraktığı için üzgünüm ama yerine Enis Berberoğlu geldiği için içim rahat ve huzurluyum!
Paylaş