Sosyal medya ve adab-ı muaşeret

Instagram, Facebook, Snapchat, oydu buydu derken her geçen gün belki telefonlar akıllanıyor ama korkarım biz aklımızı yitiriyoruz.
Öyle ki Instagram’da paylaşılmamış bir an kimileri için ‘yaşanmamış’ bile sayılabiliyor.
Bir de yanınızdaki eş, dost, akrabanın sorumlulukları var.
Instagram için iyi kare yakalamayanı dokuz köyden kovuyorlar.
Baksanıza Nick ve Joe Jonas kardeşlere...
Kırmızı halıda ellerinde telefon, iyi bir koca olup hanımlarının doğru açısını yakalamaya çalışıyorlar.
Acaba Nick kötü fotoğraf çekince Priyanka onu azarlıyor mudur?
Neyse gelelim bizim sulara...
Geçenlerde değerli tiyatro ve sinema sanatçısı Enis Fosforoğlu’nun cenazesinde çok konuşulan bir olay yaşandı.
Bilmeyenler için anlatayım...
Hamdi Alkan’ın eşi Selen Görgüzel, Enis Fosforoğlu’nun tabutunun üzerine ‘dramatik’ bir şekilde eğilirken, Alkan da onun fotoğrafını çekti.
Kırmızı halıyı falan anladım da bu biraz tatsız ve yakışıksız geldi gözüme.
Cenazelerin ‘Instagram fırsatı’ olarak kullanılması ne kadar doğru?
Ben söyleyeyim, hiç değil...
Tamam dünya değişiyor, sosyal medya yegane iletişim aracımız oldu belki ama adab-ı muaşeret kuralları da var.
Mesela cenazelerde ‘like’ peşinde koşmak ayıp sayılmalı, siz ne dersiniz?

Nerede o eski mangal partileri

Eskiden pazar günlerini iple çekerdik mangal yapacağız ya da bir arkadaşımıza gideceğiz diye...
Çünkü mangal hazırlanır, sofralar kurulur, geç vakitlere kadar muhabbet edilirdi.
Muhabbet kısmında sıkıntı yok, sohbetler yine güzel amma velakin yeni nesil evli çiftlerimiz bu işin de kolayını bulmuş.
Arıyorsun son dönemin meşhur kebapçılarından birini, “Akşama misafirim var, 10 kişi gelecek” diyorsun ve kapatıyorsun...
Onlar da
tam takım gelip, sofranı kurup, mangalını yapıp bir güzel herkesin karnını doyurup gidiyorlar.
Vallahi bu yeni evli çiftler çok alem.
“Kocam elimi sıcak sudan soğuk suya sokturmuyor” dedikleri bu olsa gerek....