Beyonce’den influencer’lık dersi

Billboard listesinin en tepesine oturan albüm, Beyonce’nin boşu boşuna “Kraliçe” olmadığının kanıtı. Gelin bu gerçek fenomene başka bir açıdan bakalım...
Malum günümüzün en popüler mesleği influencer’lık.
‘Influence’ kelimesinin tam karşılığı etkilemek, bir şeye sebep ve öncü olmak.
Bu kadar güçlü anlamı olan bir kelimeyi önüne gelenin kullanması da ayrı bir tartışma konusu...
Bu “mesleğin” ve “kelimenin” hakkını vermek her babayiğidin harcı değil.
Beyonce ise influencer değil belki ama ondan daha öncü ve “etkileyici” bir isim zor bulunur.
Yıl 2013, Beyonce “Flawless” şarkısında “I woke up like this” sözüne ithafen makyajsız halini paylaştı, arkasından milyonlarca kadın makyajsız selfie ve videolar çekmeye başladı.

2016’da “Hold Up” klibinde sarı bir elbise giydi diye o senenin trend rengi sarı oluverdi.
2018’de Coachella’da dansçıları siyahilerin haklarını savunan Black Panther Partisi’nin simgesi olan siyah bereleri taktı diye bu “tarihi” simge yeniden gündeme oturdu.
Yine 2018’de Vogue kapağında saçlarına çiçekli taç takan Beyonce’den dolayı birçok çekimde, sokaklarda ve festivallerde kraliçemizin tacının benzerlerini görür olduk.
Son albümü “Renais-sance”ın tanıtım çekimleri ve kapağında da “kritik” moda dokunuşları yapan Beyonce, “influence” etmeye devam ediyor.
Gucci, Rick Owens, Schiaparelli ve Mugler ağırlıklı tercihler yapan Beyonce’nin fotoğrafları basına verildikten sonra Mugler’ın satışlarında çift rakamlı artışlar olmuş.
Uzun lafın kısası Beyonce her hareketiyle global olarak insanları influence etmeye devam ediyor.
Düşünsenize bir de “yukarı kaydır”lara başladığını, milyar dolarlarına milyar dolarlar ekler Queen Bee.
Önemli olan bu işi yapanların kendilerinin bir şekilde marka olması.
Siz siz olun her yukarı kaydır diyeni dinlemeyin, önce bir bakın bunu yapan kişiyi takip edip dinlemeye değer mi diye. Herkesin sattığını alacaksanız, pazara gidin daha iyi. Hem bütçeniz de sarsılmaz.

Adı 5 Masa ama...

Günlerdir Bodrum’da afili eğlenceler, şık davetler, şıkır şıkır giyinmeli restoranların üstüne her yerde sürekli konuşulan bir mekân var.
Gidemeyenlerin tek söylediği, “Yer bulamıyoruz...”
Gidenlerin de hepsi “Çok eğlendik” diyor.
Adı ‘5 Masa’ bu mekânın.
İstanbul’da Kalamış’tan sonra Bodrum Yalıkavak’ta şube açmışlar.
Bu kadar konuşulan bir yere gitmemek olmazdı.
Eğlence anlayışı çok organik ve keyifli.
Çalışan herkes sırayla yemek esnasında şarkılar söylüyor.
Mekânın ortaklarından biri gitar çalıyor, mutfak şefi de yemeklerini servis edip dolaşa dolaşa şarkı okuyor.
Hoşuma giden tarafı, bunları samimiyet içinde, organik bir şekilde yapmaları.
Eee tabii Bodrum’da rüzgârı arkasına alan mekân bu kış İstanbul’un Avrupa yakasında da yerini alır, benden söylemesi.
Ve yine yer bulmakta zorlanılır...