Paylaş
ABD Cumhuriyetçilerinin kanalı Fox, bir ara Jon Stewart ve Stephen Colbert’e rakip, muhafazakar şakalı komikli bir haber programı yapmak istemişti. Ömrü 13 bölüm oldu. Bunun üzerine NY Mag, The Atlantic gibi dergiler aynı meseleyi tartıştı: Konservatif komedi neden tutmuyor?
Bu konu üzerine kitap yazan Alison Dagnes’ın yorumu şöyle: “Muhafazakarlığın doğası politik hicvin serpilmesine elverişli değildir. Güç sahiplerini eleştirmek konusunda çekingen ve yavaştır. Mizahı kınayan bir kaynaktan doğmuştur, katıksız inançları özünden sıyrılmasına izin vermez.”
Oysa komedinin en basit kurallarından biri, güçlüyle dalga geçmenin, ‘küçük insanlarla’ dalga geçmekten kolay olduğudur. İktidar sahipleri ya da sosyal çevrenizde avantajlı olanlar hakkında şaka yapılması, onları olmayacak pozisyonlarda görmek gülmenize sebep olur. Yoksa zavallı insanlarla, azınlıklarla, çaresizlerle, ezilenlerle ilgili makara kukaraya kahkahalarla gülmezsiniz.
Muhafazakar komedi bu perspektiften bakınca iktidarı, güçlüyü, statükoyu eleştiremez. Onu karikatürize etmek konusunda çekingendir. Din, siyaset gibi alanlarda konservatif normlara bağlı kalmayı tercih eder. South Park ya da Louis C.K’in yaptığını, koyu Katolik bir komedyenden bekleyemeyiz örneğin.
Aynı şekilde ATV’den de imam kılığında hırsız beklemezdik. Gelin görün ki, tamamen bambaşka şeyler hedeflerken Kertenkele Ziya kendi kitlesini karşısına aldı. Alan mutsuz veren mutsuz.
YAPIMCIDAN DİNDARLARI MUTLU EDECEK AÇIKLAMA
İlk sorun şu; ‘Kertenkele’ muhafazakar ekolden komedi yapmaya çalıştığı için yeterince çevik olamıyor. Ağır kalıyor, şaka yaparken kendini sansürlüyor, ayakları geri gidiyor. Baştan aşağı usluyken, edepsizlik yapmaya çalışan bir hırsız/ imamdan medet umuyor. Oysa, mizah konusunda geliştirilen en popüler teorilerden birine göre biz edepsizliğe gülüyoruz. Bir anda tüm beklentilerimizi boşa çıkaran münasebetsizliklere… Kertenkele’nin yapımcısının, dindar çevrelerden aldığı tepkilerden sonra yaptığı açıklamalarda ise bunun tam tersi vaat ediliyor: ‘Dini öğretilere aykırı bir karakter, imam kıyafetiyle çıktığı yolculukta, dini öğrenmek zorunda kalacak.’
Ziya’nın bırakın münasebetsizlik yapmasını, çizilen dindarlık yolundan bir adım taşmasını bile bekleyemezsiniz. Öte yandan kurulu düzenle dalga geçmeye niyetli olduğunu da sanmam. Emekli maaşı kuyruğunda sıra beklemek, belediye otobüsünün kalabalığı, her türlü devlet dairesi, evlilik kurumu filan şaka malzemesi olamaz. Bu durumda türlü sakarlıkla, uysal edepsizliklerle idare etmek durumunda kalacağız. Fakat bu imam kostümü olduğu sürece ona bile yaklaşmak istemeyecek alıngan izleyicileri var.
Diyanet’in, bazı imamların diziye kızmasından doğal bir şey yok. Vatikan ‘Da Vinci Code’u kınarken, Museviler ‘Passion of Christ’ı boykot ederken, ‘Life of Brian’ ABD ve İngiltere’nin bazı kentlerinde gösterime giremezken kimse hayretler içinde kalmadı. Çünkü konservatizm, bu değerlerle hayatta kalır ve rahibelerin ‘Monthy Python’u prostesto etmesinden doğal bir şey yoktur. Bizim bu tarafta cereyan eden ‘Kertenkele’ olayında biraz acayip kaçan, yapımcı Yalçın Şen ve ATV’nin böyle acıklı bir hesap hatasını nasıl yaptıkları. Belki de tüm bu tepkiler dizinin işine gelir, teoriyi, kuralı alt üst eden hırsız imam fenomeni yeni bir trendin kapısını aralar. Kim bilir…
Paylaş