Yunan televizyonunda canlı yayında sansür

Olaylı Panathinaikos-Efes Pilsen maçında bir kez daha gördük ki; artık yayıncı kuruluşlar kendi kulüplerine ceza gelmesin diye ciddi şekilde sansür uyguluyorlar.

Skytürk’te canlı yayınlanan maç 88-88 bitip olaylar çıkınca, Yunan televizonu yayını kesti. Skytürk spikeri de maçı cep telefonuyla anlatmak zorunda kaldı.

Skytürk ekranlarında rejiden yazılan sonuçla birlikte, spikerin ‘Sahaya şişeler yağıyor’ şeklinde anlatımını duyduk.

Yunan televizyonu Panathinaikos ceza almasın, Yunanistan eleştirilmesin diye canlı yayında uzatma dakikalarını resmen sansürledi.

Bizde de bu tür maçlarda yayıncı kuruluş uyarılır, yönetmenin bu tür görüntüleri ekrana getirmemesi için dikkatli olması söylenir.

Hatırlayın eskiden bizim milli maçlarımızda da göstericilerin sahaya atlamasıyla ya yayın kesilirdi ya da tribünden olayla alakasız ‘ortaya karışık’ görüntüler verilirdi...

Ama uzatma dakikalarının tamamının sansürlenmesi gibi olaya ilk kez tanık olduk.

Uzatmaları yayınlayamayan Skytürk’ün Spor Müdürü Can Küçükyıldırım’la konuştum. Daha sonradan bu görüntüleri temizleyerek göndermiş Yunan televizyonu.

Sonradan izlediğimiz görüntüler, canlı yayında görebileceğimizden çok daha azı oldu anlayacağınız.

İki dizi iki fark!

Yanık Koza’nın ilk bölümünde hamile bir kadın, çocuğun Yavuz Bingöl’ün kardeşinden olduğunu iddia ediyor.

Yavuz Bingöl de kardeşini ve kadını alıyor, helikoptere atlayıp Bursa’dan İstanbul’a geliyor, tahlil yaptırıyor, sonunda çocuğun kardeşinden olmadığı ortaya çıkıyor.

Bunu neden anlattım?

Bazı dizilerde zaman hem hızlı ilerliyor hem de tıp ‘daha gelişmiş’ oluyor!

Baksanıza Büyük Yalan’da Emrah’ın da başında aynı dert var ama haftalardır çocuğun kimden olduğu belli değil.

Emrah, tahlil yaptırmak için çocuğun doğmasını bekliyor.

Yavuz Bingöl ise bir bölümde halletti işi!..

Bu gençlere dikkat!

CNN Türk’ün genç yetenekleri öne çıkarmak amacıyla başlattığı Kameramla Kampüste projesini ben çok sevdim.

Geçtiğimiz ay projeye katılmaya hak kazanan 20 gençle tanışma yemeğinde bir araya gelmiştik. Hepsi pırıl pırıl, yetenekli isimler. O günden bu yana CNN Türk’ün verdiği el kamerasıyla istedikleri görüntüleri çekiyorlar. Nasıl görüntülerin yakalandığını, ne tür hikáyelerin çıktığını çok merak ediyorum. Hepsiyle tek tek tanıştığımız bu 20 genç belki de önümüzdeki yılların ünlü sinemacıları ve televizyoncuları olacak.

İlk işlerinde neler yaptıklarını bugünden itibaren izlemeye başlıyoruz.

(CNN Türk, 22.05)

Radar’a yakalanmayın

TRT1’de çok ilginç bir program başladı. Burcu Özkanca’nın sunduğu ve Radar, insanların tepkilerini ölçüyor.

Mesela ‘Lütfen bu butona basmayın’ yazısı karşısında insanlar neler yapar acaba?

Butona basarlar mı, hafifçe dokunurlar mı, korkarlar mı?..

Ya da ‘Kelepçemi çöz’ diyen bir mahkûm karşısında ne yaparlar?

Radar’a yakalanan bu ve benzeri tepkiler ortaya komik görüntüler çıkarıyor.

Geçtiğimiz hafta pazartesi ve cuma yayınlanan programın yayın günü, izleyiciden ilgi gördükçe artacak.

Önümüzdeki haftalarda her gün yayınlanmaya başlarsa hiç şaşırmam.

(TRT 1, 19.55)

Saner Ayar’a bir soru

Alacakaranlık’ın yayından kalkmasına tepki mailleri çığ gibi! Üstelik her gelen mail aynı şeyi söylüyor:

‘Show TV Genel Müdürü Saner Ayar, Habertürk’te konuğunuz olduğu zaman Alacakaranlık’ın prestij dizisi olduğunu söylemiş ve yayından kalkmayacağını açıklamıştı. Ancak üç hafta sonra diziyi yayından kaldırdı. Üç hafta da ne değişti?’

Okurlar adına ben de bu soruyu Saner Ayar’a iletiyorum!..

Ratinge rağmen

Çemberimde Gül Oya bu sezonun en kaliteli dizisi olarak hatırlanacak. Aynen planlandığı gibi gidiyor.

Dizi tuttu diye ne senaryo sağından solundan çekiştirilip uzatıldı ne de hikáye başka yollara saptı.

Halen çekimleri devam eden Çemberimde Gül Oya, Haziran 20 gibi ekranlara veda edecek. Çağan Irmak daha başlarken böyle olacağını söylemişti. Demek ki rating ve paraya rağmen bazı şeyler değişmeyebiliyormuş. (Kanal D, 21.50)

Çat Kapı’nın günü değişti

Çat Kapı daha ilk bölümüyle ekrandaki favori dizilerim arasına girmeyi başarmıştı. Geçtiğimiz akşam dizi ekibiyle birlikte yemekteydik.

Bir yanda Metin Akpınar, diğer yanda Faruk Bayhan-Fatih Aksoy ikilisi olunca muhabbetin bitmesi imkansız.

Dile kolay Metin Akpınar’ın, 48 saat meyhane masasından hiç kalkmadan muhabbet etme rekoru var.

‘25-30 kişiyle başlamıştık, üç tur değişti etrafımdaki insanlar’ dedi.

Bizim yemek öyle olmadı. Bu ve benzeri hikáyelere gece boyunca güldük.

Dizinin yemeği de en az kendisi kadar komikti.

Ne gerek vardı iyi giden bir diziyle oynamaya bilmiyorum ama bu arada dizinin yayın günü değişti.

Geçtiğimiz hafta cuma günü ekrana gelen dizi artık cumartesi akşamları yayınlanacak.
Yazarın Tüm Yazıları