Yılmaz Erdoğan’dan İhtiyar’a ve Demet’e şiir

Bir sohbetimizde neden şiir yazmadığını da sormuştum.
8 yıl geçmiş üzerinden...
“Kayıp Kentin Yakışıklısı”, “Anladım” ve en son “Sahiler Düş Düşler Sahi”...
Şimdi 8 yıl sonra “Bin Aşık Yılı Uzakta” adlı şiir kitabını çıkardı.
Çevirdim sayfaları, çevirir çevirmez de iki şiire takıldım.
Yılmaz’ı çok eski tanıdığım için bir kısmını bildiğim, bir kısmını tahmin ettiğim hikayelere rastladım dizelerde...
Mesele “İhtiyar” şiirinde...

Yılmaz’ı BKM’yi biraz bilen biri İhtiyar’ın kim olduğunu anlar; Necati Akpınar... İşte o uzun şiiri Necati’ye yazmış...
Okurken ben bile duygulandım çünkü Yılmaz’la Necati’nin yola nasıl çıktıklarını biliyorum. Necati’nin ne kadar duygulandığını tahmin ediyorum...
Bir diğer şiir “Güzel Bacım”...
Bunu da Demet Akbağ’a yazdığı çok açık Yılmaz Erdoğan’ın...
Otogargara’yı nasıl evin salonunda okuduğundan, hayatını kaybeden eşi Zafer’den (Çika) bahsediyor şiirinde...
O iki şiirden bir kısmını aldım bu köşeye.
Siz de kitabı alın.
Yılmaz’ın kelimelerin efendisi olduğunu bir kez daha görün...

İHTİYAR

Biz seninle ihtiyar
Sigara çaldıydık hatırladın mı,
Seksenlerin sonu
Önce tek tek
Sonra paket paket
Hatırladın değil mi ihtiyar
Ayaktaydı hâlâ
Berlin’deki o çirkin duvar.
***
Üç yataklı az fiyatlı bir Alman otelinde
Bir kavil bir sözleşme
Biz seninle bir yemin ettik
Görüyorsun değil mi ihtiyar her hikayemezinin içinde
İlla ki bir duvar var...
(...)
Biz seninle ihtiyar
Şehirler, şiirler, limanlar
İcat ettiğin şarkılar
Ana sütü hediye insanlar
Helali hoş olanlar...
***
Görüyorsun değil mi ihtiyar
Her hikayemizin içinde aşk
Hep bir duvarı aşmak var

GÜZEL BACIM

Sapa bir düğündü bacım
Sen meşhur biz çaylak
Sonra evin salonunda sana
İki saatlik bir oyunu okumak
Kader kanatmıştı biraz
O günlerde
Kederle sınanmış ve taze
Yetenekli bir abide
Ne güzel
Kardeşin de oldum senin
Ağabeyin de...
(...)
Efkar değil güzel bacım
Hakikat makamı
Cezanın için hediye saklı
Didinen, çırpınan, şımaran
Sanatçı aklı
Ve hangi girdabın neresine denk gelsek
Hep Necati haklı...
(...)
Çeşme her şeyi biliyor güzel bacım
Zafer’i
Ali’yi
grande İbo’yu
Floransa’yı, Milano’yu
Milli gurur ve futbol aşkı işinde
Ve çeşit çeşit girişimlerde ticaret Hassas ruhlara eziyet
Matematiği zor da
Piyasa hep bir rezalet...
(...)
Sezen her şeyi biliyor güzel bacım
Kardaki ayak izlerimiz
Hatta bizaat bu şiir bilakis
Erimeye çare olsun
Buz tutsun diye değil
Biz güzel yaşadık bacım
Unutulsak bile
Mesele değil...

Joaqin Phoneix, Joker’le Oscar’ı aldı, ne düşünüyorsun Selçuk Yöntem?

Tahmin edildiği gibi Oscar’da ‘en iyi erkek oyuncu’ ödülünü “Joker”le Joaquin Phoenix kazandı.
Ben bir Joker fanı olarak Phoneix’in oyunculuğunun Oscar’la taçlanmasına bayıldım elbette...
Geçtiğimiz haftalarda Selçuk Yöntem’le Joaquin Phoenix’in performansını konuşmuştuk bir masada.
Şu sıralar sahnede “Amadeus”taki Salieri rolüyle harikalar yaratan Selçuk Yöntem’le oyunculuk tartışacak halimiz yok...
O Joker’in çok zengin bir rol olduğunu söylemişti:
“Bu rolü kim oynasa etkili bir performans çıkarır. Bana Phoneix kendini çok zorlamamış gibi geldi...”
Ben de “Joaquin Phoenix’in hakkını yeme, Oscar kazanacak ve ben de sana yazı yazacağım” demiştim.
Phoneix’in oyunculuğuna da laf söylemedi ama daha çok Joker rolünün etki gücüne dikkat çekmişti o muhabbetimizde Selçuk Yöntem.
İşte dün sabaha karşı Oscar’ı kucakladı Joker...
O yüzden şimdi soruyorum Selçuk’a “Ne düşünüyorsun” diye...

Vegan Joker!

Joaquin Phoenix,
3 yaşından beri vegan. Oscar’da ödül konuşmasında da bunun altını çizdi ve doğal kaynakları tahribat ettiğimizi söyledi.
Hayvan haklarının altını çizdi.
“Bir ineği yapay olarak dölleyip yavrusunu çalma hakkını kendimizde görüyoruz. Sonra da sütünü alıp kahvemize katıyoruz” dedi.
"Be Fair Be Vegan" örgütününün kurulduğu 2016’dan bu yana en büyük destekçilerinden biri Joaquin Phoenix.
Dünyada bu yüzyılın yükselen değeri her konuda eşitsizlik, adaletsizlik ve kaynakları tüketmemek üzerine yükselen sesler olacak. Vegan Joker bunu hep yapıyordu, Oscar’da yine yaptı.